DÜN, BUGÜN, YARIN


Bir gün ikiniz de gideceksiniz. Birbirinizi sevseniz de sevmeseniz de biz sizi seveceğiz. En azından ben, birinizi yüceltmek için diğerine sallamayacağım, söz. Dedim ya bir gün gideceksiniz, ikiniz de. Sonra, kalbimiz özlemle dolacak sizi düşündüğümüzde. Fenerbahçe o gün de var olacak, dün gibi, bugün gibi. Önce Fenerbahçe

FENERBAHÇE 1-1 SPARTAK, MAÇTAN SONRA UZUN UZUN

 
Neden uzun uzun? Çünkü top tutmayan bir takıma dönüşüyoruz ve uzun toplarla oynuyoruz artık. Bu nedenle uzun uzun dedim. Ama kısa kısa yazacağım. 

ŞAMPİYONLAR LİGİ


Amaç bu. Geçen sezon TFF'nin basiretsiz, kötü niyetli, düşman yöneticileri yüzünden elimizden alınıp, bir diğer düşmanın kucağına bırakılan Şampiyonlar Ligi gruplarında oynama hakkı yeniden elimize geçebilir. Her şey elimizde. O günkü TFF yöneticilerinden birisinin bize 45 milyon Avro sözü hala yerine getirilmedi. Bir diğeri düşman kardeşte görev alıyor. Bir görevi tamamlandı yeni görev için ana gemiye çekildi. Düşmanımız bol, içeride, dışarıda. Maça geri döneyim ben en iyisi.

GİTTİ


Yusuf Reha Alp. Azılı Fenerbahçe düşmanı, hem de kendi camiasından gördüğü tepki sonrasında!!! istifa ederek gitti. Giderken de bağlı olduğu kişiye işaret etmiş. Düşmanları iyi tanıyın, unutmayın.

ORGANİZE Mİ DEĞİL Mİ?


Bir işin organize olması için tüm stadı organize etmeye gerek, ihtiyaç var mı? Maçlarda herkes aynı anda 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' çığıralım diye mi düşünüyor? Birileri başlatıyor, diğerleri sürdürüyor, değil mi? Dünkü terbiyesizliğin (evet terbiyesizlik) bir başlatanları bir de gerek özgür irade gerek topluluk içindeki davranışa uyma eğilimiyle katılanları vardı. Ben çok güzel yakalanmış bir noktanın düşmanlarca ince ince, tatlı tatlı kaşındığı düşünüyorum. Son günlerde gazetelerde özel bir kesim tarafından pompalanan anti Alex yazılarının boşa olmadığını düşünüyorum.

FENERBAHÇE 3-0 ANTEP, MAÇTAN SONRA KISA KISA

 
Skor net. Goller organize, rastlantı değil. Verilen bir sürü pozisyon dikkat çekici. Yobo-Egemen uyumsuzluğu hat safhada. Kadınlarımız, kızlarımız ve çocuklarımız hem destek verdiler biraz zarar verdiler. Başkanın anons yaptığı, yapmak zorunda kaldığı durumdan bahsetmiyorum, onu ayrıca yazmak niyetindeyim. Sahaya atlayan genç kızdan bahsediyorum. Acaba boyu uzadı mı? Uzadıysa bile cezalı maçta ceza almamıza neden olabileceğini düşünmemiştir sanırım.

FENERBAHÇE'Yİ SEÇİN


90'lar. Şampiyon olmuş takımın göz bebekleri, kralımız ve imparatorumuz, çok sevdiğimiz büyük başkan tarafından afaroz ediliyorlar. Şampiyonluk sevinci yaşayamadan, Aykut'umuzu Oğuz'umuzu gönderiyor başkanımız. Kan ağlıyor yürekler. O dönem Uzanlar'ın elindeki İstanbulspor da büyük transfer bombasını patlatıyor, sarının yanına lacivert değil siyah oluyor formalarında. Ertesi sezon, İstanbulspor bizi konuk ediyor İnönü'de. Öyle böyle bir izdiham yok stadyumda. Birkaç dost, İmparator ve Kral için de gidip, kapıda kalıyoruz, bilet yok elde. 

SPARTAK 2-1 FENERBAHÇE, MAÇTAN SONRA KISA KISA


Önce şu attığımız golün hakkını vereyim sonra maçı konuşalım kısa kısa. Selçuk'un müthiş uzun pası. Bu pasın benzerini yani böyle uzun bir pası Vaslui deplasmanında da attı. Ceza alanında rahat kafa vurabildiği bir pozisyonda topu kaleye vurmak yerine, boş kaleye atabilecek Kuyt'un önüne bırakan Sow. Şampiyonlar Ligi kariyerine bir gol eklemek yerine, müthiş bir asist eklemiş oldu. Ve, bu sefer diğerlerinden çok daha kolay olsa da son 4 resmi maçta 5. golünü ağlara bırakan Kuyt. Bu golün yapılış güzelliği kadar, turun habercisi belki de turu getiren gol olması önemli. Bu nedenle bununla başladım.

ELAZIĞ 1-1 FENERBAHÇE, MAÇTAN SONRA KISA KISA

 
Açılışta kaybedilen 2 puan, atılan golümüzle ilgili oluşturulan polemik, bence topu o anda oyun dışına atmamız olmamız, Kocaman'ın sürekli olarak iyileştirme çabalarının sonuç vermemesi üzdü elbette. Böyle açılması gerekiyormuş sezonun, önümüzdeki maçlara bakalım. Ama şimdi bugünkü maça bir bakalım.

EMMANUEL SERİSİ VE İKİ FARKLI TRANSFER HİKAYESİ

 
Farklı derken lafın gelişi, onu belirteyim. Evet farklar var, alıcı ve satıcılar farklı, oyuncular da. Ve bu transferleri yapanların durumları, bu kişilerin kulüplerinin durumları. Emmanuel ise ortak isimleri, kısmet işte ;)

TUNCAY


Sürekli çağırdım, hep Dön be çocuk dedim. Hala da derim. Ve sanırım kısa bir süre içinde dönecek.

FENERBAHÇE 2-3 GALATASARAY, MAÇTAN SONRA KISA KISA


Kupa gitti, sağlık olsun. Konuşacak çok şey var elbette. Maç öncesinde sezonla ilgili bir iki kelam ettiğimde, hepimizin gördüğü sıkıntılardan bahsetmiştim. Bunu görmek için kahin olmaya gerek yok.

BİR SEZON ÖNCESİ YAZISI VE MERHABA FUTBOL

 
İlk Vaslui maçı sonrasında Bodrum'a gittiğim ve rövanşı sonrasında da orada olduğum için, gecikmiş bir yazı koymadım, kusura bakmayın. Hem takımın durumu, hem transferler hem de oynanan futbolla ilgili bir iki fikrim var, paylaşayım. Siz de yorum yapın, lütfen :)

FENERBAHÇE - GALATASARAY



Bir Büyük Maç günü daha geldi çattı. Bugün bayram, bayram olmalı. Fenerbahçe-Galatasaray, derbiden öte bir maç. 100 yılı geçmiş bir tutku, bazen hüzün bazen mutluluk dolu bir rekabet. Boğaz’ın düşman kardeşleri, yeni bir Büyük Maç‘a çıkıyor. Diğer ülke derbilerinden farklı, ne din ne siyasi görüş, ne de zümre farkı. Aynı evdeki aile fertlerinin ezeli rakip olabileceği bir rekabet. Sadece yeşil sahada değil, spor salonlarında, denizde, havuzda, pistlerde, bazen sidik yarışının da dahil olduğu yaşamın her noktasında.
Büyük Maçsadece Fenerbahçe ile Galatasaray arasında. Lacivert ve sarı ve de kırmızı

HAZIR MISIN?


Mücadeleye hazır mısın? Hazır mısın dört bir yandan saldıran medyaya rağmen desteğe? Hazır mısın iftiralarla saldıracak rakiplere rağmen mücadeleye? Hazır mısın kendi takımına, oyuncusuna hakaret edenlerle aynı yerde bulunma olasılığına rağmen savaşmaya? Hazır mısın bazen kendi yönetimince baltalanacak mücadeleni vermeye? Hazırsan eğer, bugün başlıyoruz tribün cephesine. Rakibin kim olduğuna bakmadan ama saygıyı elden bırakmadan başlıyoruz. Unutmayın mücadele her cephede sürüyor.

BİR SEZON DAHA BAŞLIYOR


Yapılan takviyeler, takımdan ayrılanlar, başkanın göreve geri dönmesi derken resmi maçlara başlıyor Kanarya. Toplu kombine devrini "satış" olarak tanımlamadan çıkarılan 30 küsur bin kombineyle başlıyoruz biz de. Bir yandan Fenerium'a ulaşan yeni sezon formalarını beğense de beğenmese de tüketirken hem de. Bugün bu sıcakta, aslında klasmanımızda olmayan bir rakipler ama her zamanki ciddiyetimizle mücadele edecek şekilde başlıyoruz sezona. İlk hedef bu turu geçmek olacak elbette ve daha sonra, Ağustos'un 12'sinde, asırlık rekabeti asırlar boyu sürecek düşmanlığa çevirmek için çabalayan bir yönetime sahip olan düşman kardeşle Süper Kupa'yı almak için oynayacağız. Gazamız mübarek olsun.