FENERBAHÇE 1-0 HELSINKI

 

www.fenerbahce.org


Armasız, taraftarsız ve santraforsuz çıktığımız maçı, pırıl pırıl bir gencimizin attığı nefis golle kazanmak iyi geldi. Geçen sezon 1-2 kaybettiğimiz Konya maçından sonra yani 9 aydan fazla bir süre sonrasında buluştum Fenerbahçe'mle. Ne mutluluk :)

Altay
Tisserand . Serdar Aziz . Szalai
Osayi . Sosa . Gustavo . Novak
İrfan Can . Zajc . Mesut

Böyle çıktı maça rakibin çakılı dörtlü savunmasına karşı. İlk dakikalar gösterdi ki, atak yapmak niyetinde olmayan, belki hızlı çıkarsam bir şeyler yaparım düşüncesinde bir rakibe karşı yine kilit açmak zorundayız. Çeşitli nedenlerle santraforsuz olunca iş ayaklarına çok hakim olan oyuncuların becerilerine kaldı. Ne yazık ki şutu pek düşünmeyince de pozisyon bulmakta zorluk çektik. Aslında güzel bir deneyim oldu zira, ligimizde deplasmanda bu şekilde oynayacak takımlar çıkacaktı karşımıza. Ne yapamadığımızı net bir şekilde gördük. Kanatları neredeyse hiç kullanamadık, orta saha oyuncularımızın da forvetimizin de kaleye şut çekmeyi düşünmemeleri oyunu iyice kısırlaştırdı. 

Osayi'nin defansif zaafları, üçlü savunmanın sağa çekmesine bu nedenle de Novak'ın daha temkinli olmasına yol açtı. Böylelikle Novak kanadında oynayan Mesut veya İrfan Can topla kanatta buluştuklarında genelde yalnız kaldılar. Sosa Gustavo ikilisi orta sahaya tamamen hükmettiler. Bunda elbette rakibin gücü ve niyeti de önemliydi. Sosa İrfan Can Mesut ve Zajc'ın üçüncü bölgede ayağa hızlı paslarla oynadıklar göze güzel gelen aksiyonların bir tanesi bile gol denemesine ulaşamadı. Bunun karşılığında kaleyi bulduğumuz ilk şutta rakip kalecinin blokaj şekli aslında nasıl bir maden olduğunu gösterdi. Buna rağmen maçı kaleyi bulan sadece 3 şutla tamamlamamız inanılmazdı. Nitekim bu 3 şuttan ilki kaledeki madeni ortaya çıkartırken, kalan 2 taneden bir tanesi de elbette kalecinin de hatası vardı Muhammed'in nefis golünü getirdi. Bunlara karşılık rakibin ilk yarıda, bir duran top organizasyonunda defansımızın uzaklaştıramadığı bir topla bulduğu bir şut şansı oldu, çok şükür kaleyi bulamadılar.

Küçük bir paragraf Serdar Aziz'e. Daha ilk faulünde sarı kartı zorladı, hakem avantaja bıraktı saha sonra yanına gidip uyardı. Sonrasında ikinci ya da üçüncü faulünde sarı kartı gördü. Bu faullerin ikisi de hem yer hem de şiddet olarak gereksizdi. Hakemle aralarındaki gerginliğe rağmen yine bir hakem kararı sonrasında, otun durmuşken, hakem Gustavo'yka diyalog halindeyken topu alıp uzaklara vurdu. Zaten aranız limoni, hakem bu hareketi bir tepki olarak kabul edip ikinci sarı kartı gösterebilirdi. Hakemle bu kadar oynanacak bir maç olmamasına rağmen sınırlarda gitti geldi. Ve hakem, çok net bir penaltıyı vermedi evet. Başka bir şey anlatmaya gerek yok, değmez.

Takıma dönüyorum. Osayi olmuyor. Daha önce de söylediğim gibi, eğer müthiş bir ofansif katkı koysa ortaya, defansif zaaflarına eyvallah der bir destekle sahada tutarsın. Ama ofansif katkı neredeyse sıfır. Ve ne yazık ki sıradaki oyuncu Nazım. Ozan'ın kadroda olmaması kötü, ancak yapacak bir şey yok, yolu açık olsun. Ferdi için tam dişine göre rakip, nitekim oyunu hareketlendiren o. Lakin o da Osayi gibi, eksik. Orta dörtlünün kanatlarına oyuncu lazım. Sol kanadı idare edebiliriz muhtemelen, Kim'in nasıl çıkacağına bağlı biraz. Ancak sağ kanatta sorun var. Tek sorun o değil elbette. Santrafor diye bağırıyor takım. Özellikle ilk yarıda üçüncü bölge paslaşmaları sonrasında gözler merkezde hareketlenen bir Fenerbahçeli arıyor, yok. 

Pazar Antalya ile içeride oynuyoruz. Bilet fiyatları böyleyken tribün dolar mı? Bilemiyorum. Ancak maçına göre fiyat belirlemek iyi olur. Kombine olmaması da acayip, 50 bin kişilik statta 30 bin kombine satıyorsan yani %60'sa aynı oranda açmalısın şimdi de. Ne zararı olur bilemiyorum. Eğer tekrar kapanmaysa sorun, iade etmekse dert, hakkınız saklıdır dersin olur biter. Kaç taraftar tutturur para iadesi diye? Çok olmaz. Sanmam. 

Formaya iki kelam. Forma değil, antrenman tişörtü değil. Arma olmadan olmaz. Olursa gencecik oyuncun golü atınca armayı öpemez. Arma ensede olur ama göğüste olursa ikinci arma olur. Arma desende de olur, nitekim var. Ama konu desen değil. Yüzyıl formasında de desen vardı. Ama arma da vardı. Armasız olmaz. Bunu kabul ettiren Puma başarılı, bunu forma diye lanse Puma başarısız. Forma tarihindeki en kötü fikirlerden birisi. Bunu kabul eden Fenerium yöneticileri Fenerbahçe'nin gücünü kullanamamıştır. Fenerbahçe yöneticileri de. adidas sponsorken yüzüncü yıllarında three stripe kullanmayan dünya çapındaki 3 kulüpten birisiyken, armasız forma yapmaya düşmek. Fenerbahçe'nin gücünü kullanamayan o koltukta oturmayacak. Açık ve net.

Ve pırlantalarla bitireyim. Muhammed, Arda, güzel çocuklar, evlatlar. Maç sonundaki açıklamalarını hayatlarına uyarlasınlar yeter. Bir de frikikte topu Arda'ya bırakmadığı için Sosa'yu yuhalayanlar. Bu kadar şımarıklık görmedim. Takım düzenini bırakın da teknik direktör sağlasın.