ADANA DEMİR 0-1 FENERBAHÇE, MAÇTAN SONRA KISA KISA

 



Yeni sezon hayırlı olsun. Sezona galibiyetle başlamak kadar önemli bir şey yok. Bir anda bütün moralleri düzeltiyor. Ancak eksiklerin unutulması gibi bir sarhoşluğa neden olduğu da bir gerçek. Bu etkiler taraftarın üzerindeki etkiler elbette, takımı yönetenlerin bir galibiyetle sorunları unutması gibi bir durum mümkün de değil, kabul edilebilir de değil. Hepimizin bildiği üzere zor bir deplasman, taraftarı olan zor bir ekip Adana Demir. Maça ve aslında sezonun gidişatına bir göz atalım, başlıyorum. 

Altay
Tisserand . Szalai . Novak
Osayi . Zajc . Gustavo . Ferdi
İrfan Can . Mesut
Samatta

3-4-2-1 gibi dizilse de genel duruş 3-4-3. Bu sistemin hücum tarafı, aslında 2014 şampiyonluğunda oynadığımız 4-3-3'ün benzeri. Yanal'ın takımında iki bek orta saha kanatlarına dönüşüp, defansif orta saha stoperler arasına gömülüyor, iki stoper de kanatlara açılarak bekleri destekliyordu. Şimdi ise doğrudan 3 stoper ile benzer bir dizilişte oynuyoruz. Kanat açısından bakınca elbette büyük bir sıkıntı olduğu kesin. Nitekim bu sıkıntıyı dün akşam özellikle ilk yarıda sol kanadımızda bolca yaşadık. 

Perreira'nın sistemindeki orta saha kanatları yani dünkü Osayi ile Ferdi'nin defansif sorunları çok net. Bu sorunları pozisyon alamamak veya yanlış hamleler olarak özetlemek gerek. Adana Demir'in ilk yarıda Ferdi'yi maden bulup oradan delmeye çalışması hep bu zaaf yüzünden. Ferdi pozisyon almak için elinden gelenden fazlasını yaptı belki ama hamle sorunları nedeniyle acemi olduğu bu görevde ne yazık ki büyük hatalar yaptı. Osayi daha iyi gözüktü Ferdi'ye kıyasla. Fakat işin kötü yanı, hücum becerileri nedeniyle transfer edilen bu iki oyuncu da, yeni görevleri nedeniyle bu becerilerini gösteremez hale geldiler. Yaptıkları savunma hatalarının golle sonuçlanmaması, şans, beceri ve beceriksizlikten, ancak hücumda bunlar telafi edecek bir şey yapmazlarsa sahada olmalarının anlamı yok. Yanal döneminde belki de kariyerlerinin zirvesinde olan 88 ile 77'nin yerinde oynadıklarını düşününce anlarsınız ne demek istediğimi. 88'in kadro dışı olması, Osayi'nin yerinde bu defa hücum tarafı neredeyse sıfır olan Nazım'ın bulunması gibi sorunlar, bu sistemin işlemesine engel olacak gibi duruyor. 

Sistemin kilit noktasındaki bu sorunlardan sonra, hem sistemin hem de Fenerbahçe'nin en büyük sorunu olan santrafor sorunu geliyor. Samatta'nın, yetenek değil, kafa sorunu daha çözülmemiş. Geçen sezon ne olduysa, geldiğinde gösterdiği umut verici performans sonrasında bir halı saha topçusuna dönüşmesi inanılmaz. İrfan Can, Pelkas ve Mesut gibi müthiş besleyicilerin olduğu bir takımda Samatta kalitesi yerine, "ulan bu adam topçu mu" denilen birisi var sahada. Fenerbahçe eskilerde Kezman'ın psikolojik sorunları yüzünden bir şampiyonluk kaçırdı. Geçen sene de benzer şekilde olmasa da ayağımıza gelen şampiyonluk sezon boyunca oturmayan santrafor pozisyonu nedeniyle kaçıp gitti. Samatta'nın düzeleceği falan yok, net ve ortada. Tutmadı aşı, acilen kurtulmamız gerek. Sadece 25 dakika sahada kalabilen Serdar Dursun ki birçoğumuzun burun kıvırdığı bir transferdir, attığı kilit bir pasla oyunun seyrini değiştirebildi. Mutlaka bir santrafor gelecek, tamam ama o zamana kadar o pozisyonda oynayacak oyuncu belli; Serdar. 

Dün ilk yarıda akıllı, rakibin kontrol eden, hızlı çıkışlarıyla fırsat ve pozisyon bulan, fakat kanatlarda savunma nedeniyle sıkıntı çeken bir Fenerbahçe vardı. İlk yarıda normal performansını gösterecek bir forvetle öne geçebilir ve hatta ikinci golü de bulabilirdik. Diğer yandan Ferdi'nin kanadından yediğimiz pozisyonlarda rakibe asist şansı ve hatta yanlış hamlelerle ceza vuruşları verebilirdik. İkinci yarıya sırıtan Ferdi ve Samatta'yı değiştirerek başladı. Nitekim daha ilk dakikada Serdar'ın asist öncesi pası skora etki etti. Burada İrfan Can'ın asist olan pasının ne kadar kötü olduğuna değinmek gerek. Eğer orada Mesut olmasaydı, diz bel arası yükseklikte gelen bu top nereye giderdi bilinmez, Mesut üst baldırıyla yönlendirmeyi başararak İrfan Can'ın kötü pasını düzeltmiş oldu. Diğer yandan Serdar Aziz'in merkez stopere alınmasıyla, sol kanadı Novak'a teslim etmek de doğru bir karardı. Aynı şekilde Osayi-Ozan değişikliği de gelebilirdi, lakin onu hamle şansı olarak kenarda tuttu Perreira. 

Daha sonraki dakikalarda ise sıcaklığın mutlaka etkisi vardır, gücümüzün tükenmesi, Mesut ve İrfan Can'ın sıfıra takın defansif katkısıyla Zajc'ın oyundan düşmesi, bizim yaslanmamıza rakibin de cesaretlenmesine yol açtı. Serdar Dursun'un çıkmasıyla ileride top tutamaz hale gelmiştik. Osayi ne yazık ki rakip defans arasında kayboldu. Yaslandıkça yaslandık, rakibe ceza alanımıza girme şansı  verdik. Bunlar tehlikeli sular, penaltıya davetiye çıkartacak, karambol fırsatı yaratacak refleksler. Sosa'nın oyuna girmesi de topu tutma, doğru yönlendirme amacıylaydı. Ozan'ın topla çıkışlarıyla rakibe tam takım yüklenme şans ve cesaretini azalttık. Ancak sonuçta Altay yine maçın adamı olacak bir performans göstermek zorunda kaldı. 

Şimdi sırada bir Avrupa kupası maçı ve sonrasında içeride taraftarla oynayacağımız Antalya maçı var, eski hocamız Yanal'ın Antalya'sı. Yavaş yavaş değil, hızlı bir şekilde üstüne koymamız gerekiyor. Ve kanat ve santrfor sorunlarına çözüm. 

Yeni sezon herkese hayırlı olsun. Umarım hastalıksız, sakatlıksız, sonuçta şampiyon olacağımız bir sezon olur. Yaşa Fenerbahçe.