MUHASEBE



Neredeyse toptan bir başarısızlıkla sona eren yönetim dönemi sonunda bir muhasebe yapmanın zamanı geldi. Aziz Yıldırım'ın (kendisinden kaynaklanmayan nedenleri de vardır elbette) gittikçe dibe vuran yönetim anlayışı ve bunun getirdiği başarısızlıklar sonunda, bir umut olarak ortaya çıkan/atılan Ali Koç'un başkan olmasında payı olan öncelikle oy veren binlerce kongre üyesi ve elbette kongre üyesi olmasın on binlerce Fenerbahçeli bugün neler düşünüyor bilemiyorum. Ben düşündüklerimi söyleyeyim. 

Öncelikle kabus gibi geçen bu 3 yılla ilgili, Aziz Yıldırım dönemlerinde olduğu gibi bir çok dış etkenden bahsetmek mümkün. Lakin Ali Koç'u başkanlığa seçerken, onun bu dış etkenlerle de mücadele edebileceğini umduğumu da ekleyeyim. 

Öncelikle yönetim. Hepsinin iyi niyetli insanlar olduğunu düşünüyorum. Hatta önceden tanıdığım ve daha sonrasında tanıştığım bazılarının iyi niyetlerinden yüzde yüz eminim. Lakin görülen o ki, bu iş Ali Koç'un oluşturduğu yönetimin boyundan uzun. Yani yönetim yetersiz. Fenerbahçe'nin diğer herhangi bir tecrübeden çok ama çok farklı olduğunu sanırım yöneticiler de görmüştür. Fakat önemli olan Ali Koç'un kendisinin görüp görmediği. Başarısızlıklarını hep bir bahaneye bağlayıp, (sağ olsun) verdiği maddi katkıyla her şeyin düzeleceğini düşünmüş ve bunun böyle gideceğini sanıyorsa durum fena. Aslında sormak gerek kendisine, acaba Ali Koç, eğer seçimlerden önceki Ali Koç'u holdinginin başına getirip, 3 yılda bu sonuçları alsaydı, kendisine bir 3 yıl daha sabreder miydi? Neden soruyorum bunu çünkü hep bir holding, profesyonel yönetici kıyaslaması var. Yoksa beni ilgilendiren bir şey değil.

Ben kongre üyeliği sıfatından önce bir taraftarım. Ben başarı beklerim. En azından başarı için gerekenin yapılmasını, bunu görmeyi beklerim. Eleştirdiği, bunu yapmayacağım dediği her şeyi yapmasını ummam. Ben taraftarım, bir oyuncuyu kaç paraya aldık, kaç paraya sattık da kar ettik, umrum olmaz. Kulübün muhasebesini ben yapmam. Ben oyuncunun takım için sportif anlamda ne yaptığına bakarım. Şu kadara aldık şu kadara satarız hesabı beni bağlamaz. Ben taraftarım, sürekli yandık bittik mahfolduk açıklamalarını ben de yaparım, orası kolay. Yöneticilerin benden farkı olmasını beklerim. Yoksa hep birlikte söylenmeye devam ederiz. 

Ali Koç ne yazık ki verdiği sözlerden bir tanesini bile tutamadı. Bunun dışında Sina Afra hamlesi (hem de tam bir 3 Temmuz tarihinde), Volkan Ballı ataması, Mehmet Ali Aydınlar anlaşması ve Alper Boğuşlu sözleşmesi ile kulübe 3 Temmuz'la ilgili düşman, zararlı ve yararsızlarını doldurdu. Elbette MAA'nın yeri bir başka bu isimlerin yanında. Kabul edilemez.  

Bunun dışında Comolli rezaletiyle, Türkiye'yi bir arap sömürgesi sanan bir Fransız burjuvasının futbol şubesini yerle bir etmesine neden oldu. Hepsi düzelir sanırken, yapmayacağım dediği panik transferler, yapmayacağım dediği futbolunun sonbaharındaki oyuncuların transferleriyle tüy dikmiş oldu.

Anlat anlat bitmez. Şu süreçte yapılan neredeyse tek olumlu iş voleybol şubesinin ve kadın basketbolunun başarıları oldu.

Fakat en büyük zarar, sürekli mağdur, sürekli çaresiz, sürekli itiraz edip sonuç alamayan bir kulüp haline gelmemiz oldu. Bunu elbette hep beraber yaptık. Kötü bir şey olacaksa bizim başımıza gelir kafasını birlikte oturttuk. Ve en önemlisi düşmanlarla savaşmak yerine, onları taraftara şikayet etmemiz oldu. Hep şikayet ettik ama lobi yapmadık, hep kızdık söylendik ama misal federasyona delege yollamadık. Bu oyunu kurallarına göre oynamadık. 

Şimdi bir sorum var. Ali Koç aday olacak mı? Fenerbahçe derneklerinin ortak açıklamalarına göre (bana birisini andırıyor bu) aday olacak. Yönetimi nasıl oluşturacak? Şu yaşananlardan ders aldı mı? Görülen almadığı. Zira Sivasspor maçı kaybedildiğinden beri ölü taklidi yapıyor. Bir de üstüne yukarıda bahsettiğim 3 Temmuz tarihli atamanın yönetime girmesi söylentilerine bakılırsa, hiç almamış dersini. 

Bu durumda aynı şekilde gelişecek bir 3 yıla daha hazırlıklı olmakta fayda var. Rakibe saygı diye Fenerbahçe'nin hakkını savunamayacak, dijitalleşme derken Fenerbahçe ile alakasız insanları kulübe dolduracak gibi gözüküyor. Zor bir dönem bizi bekliyor dostlar. Sıkı sıkı tutunun, taraftar sayımız rakiplerimiz kadar artmayacak, iş bize de düşecek.