FENERBAHÇE 3-1 BEŞİKTAŞ, MAÇTAN SONRA KISA KISA


www.fenerbahce.org

Önce kendimize bakalım. Maç öncesinde küfre teşvik eden müzik yayınlarını yaptıktan sonra "Galibiyeti kursakta bırakan küfürler" diye açıklama yapıyorsan, ya samimi değilsindir ya da konudan haberin yoktur. Ben samimiyetsiz değil de habersiz olduğunu düşünüyorum, düşünmek istiyorum başkanın. Diğer yandan da Türkiye'de küfürsüz stadyum olması mümkün değil. Elbette tasvip etmiyorum ama gerçekleri de gözardı etmenin mantığı yok.

Biraz daha bakalım kendimize, rakip adına verilmeyen iki penaltı pozisyonu var. Cüneyt Çakır'ın kötü bir insan olduğundan yola çıkıp amacını merak ediyorum. Peşin peşin söyleyeyim, ikinci yarıda Vida'ya Serdar Aziz'in ve N’Koudou'ya Isla'nın yaptığı hamleler penaltı olmalıydı. Kötü insan ve kötü hakem Cüneyt Çakır bunları vermedi. Aynı Cüneyt Çakır'ı bizim penaltı pozisyonumuzda VAR'dan uyaran kötü insan ve kötü hakem Mete Kalkavan'ın bu iki pozisyonda sessiz kalması da ilginç. Yine aynı Cüneyt Çakır'ın ilk yarıdaki Altay'ın ofsayt verildi sanıp topu yere bıraktığı pozisyonda, Burak'ın topa Altay'dan önce dokunup aslında Altay'ın acemice yaptığı/yapacağı ihlali engellediğini de görmediğini ekleyeyim. Ve hem Cüneyt hem de tüm yardımcılarının Burak Yılmaz'ın oyunda kaldığı süre boyunca hakemlere sürekli posta koymasına ses çıkarmamaların da enteresan olduğunu ekleyeyim.

Emre'siz başlanan bir oyunu bu kadar domine edebilmek aslında ilginç. Bunda Ozan'ın en üst düzey performansı ile, Emre olmadığı zaman oyun kaptanlığını ele alan Gustavo'nun kalitesinin büyük etkisi var elbette. İlk yarı boyunca penaltı dışında çok az gözüken Kruse'ye, belki de elinde olsa sol kanatta oynamayı kabul etmeyecek Tolga'ya, dönem dönem çok olumlu hareketler yapsa da bazen Kayserispor'da oynamaya devam ettiğini düşünen Deniz'e ve neden olduğunu anlamadığım anlamsız hamleler yapan Isla'ya rağmen oyunu bu kadar domine edebilmek zordu. Ve bunda elbette daha 5. dakikada taç atışı için kenara gitmemeye başlayan, 8. dakikada kullanacağımız serbest vuruşun gecikmesi için topu iki defa saha içinde farklı yerlere uzaklaştırmaya çalışan Beşiktaş'ın beraberlik iyidir anlayışı da etkiliydi. Daha çok şut daha çok zarar verecekti Beşiktaş'a, çok denemedik. Lakin Gustavo ve Ozan'ın nefis futboluyla mutlu olduk.

Serdar Aziz'in yükselen (beklemediğim) ve defansı toplayan performansının bir de zararlı olan/olabilecek yanı var; klasik stoper bezdirmesi yapmaya çalışırken gidip kartlık fauller yapması. Bu kadar riske gerek yok. Bence yok. Nitekim dün sınırda oynadı. Bir penaltı yaptı, verilmedi. Lakin ilk cümleye döneyim, defansı toparladığı gerçeği ortada. Dirar bulunmaz nimetler, hataları olsa da iş ahlakı çabası yaptıkları takdire şayan. Isla'yı anlattım kızıyorum diğer yandan da çok işe yarıyor. Gustavo Ozan'ı anlata anlata bitiremiyorum. Emre'den sonra ne olacak derken umudum artıverdi.

Bununla birlikte Sivas maçı sonrasında yazığım gibi, ihtiyaçlarımız olduğu, giderilmemesi halinde şampiyonluğun zor olduğunu hatırlatmakta fayda var.