BURSASPOR 1-1 FENERBAHÇE, MAÇTAN SONRA KISA KISA



www.fenerbahce.org


Maçın devre arasında şunu söyledim; Hasan Ali – Ayew kanadının işlemesi lazım zira Isla – Dirar kanadı tükenecek. Ve Ekici’nin rol alması gerek. Çok mu iyi oynadık? Belki hayır ama istenen skoru alacak ve rakibe sadece tek gol pozisyonu vererek geçen bir devreydi. Galibiyet alınması muhtemeldi eğer yukarıdaki sorun oluştuğunda çözecek gücümüz olsaydı.

Yanal’ın kafasındaki oyun Fenerbahçelinin istediği, beklediği ve 2013/14 şampiyonluğundan beri özlediği oyun. Bunu biliyoruz. Lakin daha önceki yazılarda da söyledim, o oyunu oynayan kadronun yarı kalitesi bile yok şu anda elimizde. Yani hocanın yapması gereken o oyunu oynayacak hale getirmeye çalışırken (ki bu önümüzdeki sezon için hedeftir) eldekilerin maç sonunda 3 puanı alacak bir oyunu oynamalarını sağlamak. Kolay mı? O kadar zor ki kelimelerle ifade edemiyorum.

Böyle çıktık maça
Volkan
Skertel Sadık
Isla                        HAK
Topal Jailson
Dirar   Ekici   Ayew
Soldado

Rakamlarla dizmek gerekirse 4-(2+3)-1 denebilir. Yanal taktiği, hücumda kanatlara yayılan iki stoper ile aralarına gerileyen bir defansif orta saha ile oluşturulan üçlü gibi bir savunma, önündeki ofansif orta sahalarla çizgileri kullanmak isteyen iki bekin ileri fırlaması, merkez orta sahanın yani aslında beyin görevi yapması gereken kişinin çizgiye inen oyuncuları besleyerek defansı yan toplarla dengesiz hale getirmeye çalışacak bir sistem. 2013/14 kadrosunda bu dizilişi hücumda 3-(1+2)-3 gibi bir hale sokup rakibin ceza alanından çıkmasını engelleyecek oyuncular vardı, şimdi yok. Ek olarak defansif orta sahaları teke indirecek kalitede stoperler vardı, şimdi yok.

www.fenerbahce.org


Hemen bir parantez açayım; Sadık. Eğer ki yerine geldiği/oynadığı oyuncu Roman olmasaydı, Fenerbahçeli olma özelliği dışında vasatı aşan bir oyuncu olmadığı ortaya çok çabuk çıkardı. Kademeden bihaber, hava topu zayıf, çevik ancak riskli hamleler yapan bir stoper. Bari topla oynama özelliği olsa, o da vasat. Yıllardır birbirlerine bile pas veremeyen stoperleri barındırdığımız için tüm hocaların çift defansif orta saha oynatma zorunluğu Yanal’da da devam edecek. Tek çaresi var aslında, en azından bu sezon için Reyes Skertel ikilisiyle oynamak.

Stoper konusu kanayan yara. Peki, kanamayan yara var mı? Sağ kanatta ilk yarıyı önde bitirmemizi sağlayan Isla Dirar uyumu sol kanatta yok. Çünkü aslında emekli olmuş da son bir rica ile sahaya çıkan Ayew ve daha önce Atıf ve Valbuena’yı da taşıdığı gibi onu da taşımak zorunda olan Hasan Ali. O kanattan bir yarar yok. E diğer kanatın da nefesi sınırlı. Ne olacak? İkinci yarıdaki gibi olacak. İleri vurulan her top duvardan seker gibi geri gelecek. Oysa en başta zaten top ileriye vurulmaz. Nitekim bunları yaşadık ikinci yarıda. Rakip stoperlerin çıkışını engelleyecek Soldado doğal olarak yoruldu ve biraz da kırmızı kart riskine girdiği için yumuşadı. Ekici silindi. Valbuena, kapasitesinin üstünde bir süre oynamak zorunda kaldı. Nitekim onun da ilaç olmayacağı belliydi. Takımdaki aslında kaliteli ancak emekli olmuş Ayew’in katkı sağlamaması, işleyen Isla Dirar ikilisinin tükenmesi ile işimiz Allah’a kaldı.

Yarın da aynı şeyler olacak. Sorunun çözülmesi için topla oynamayı beceren bir stoper (bence Reyes denenmeli), orta sahayı yönetmekte sorun yaşamayacak bir merkez orta saha (ben isim veremiyorum, belki Comolli takip ettiği 100 kişiden birisini koyar) gerekiyor. Bursaspor’un golü (hakem hatasından da olsa) daha erken bulması halinde bu maçtan puan çıkarabileceğimizi düşünen kaç kişi var? Örneğin 80’de yeseydik golü? İşte Fenerbahçe’nin gelmiş olduğu durum budur. Hakem mi? En altta. Haaa bu arada Ersun hocanın katkısı etkisi yok mu? Olmaz olur mu? Bir kere takımın oyun mesafesi daralmış bile, önemli. Birlikte hareket etmeye çaba gösteriyorlar. Ama yetmiyor işte.

18 maçta alınan 17 puan, bir düzelme olmazsa ve bu şekilde sürerse, kümede kalmak için mücadele edecek ve büyük olasılıkla (bunu yaşamadığı ve nasıl mücadele edeceğini bilmediği için) düşmesine sebep olacak. Şaka maka derken dibe demir atmış durumdayız.

Comolli’nin (elbette Ali Koç ve yönetimin sorumluluğunda) yönetimindeki futbol şubesinin durumu bu. Kötü halde aldık diye lanse edilen şube şu anda yapılan panik hamlelerle o kötü aldık denilen seviyeye yükseltilmeye çalışılıyor. Çünkü sorumlu olan hiç çalışmamış, tecrübesi de olmadığı için (varsa) becerisiyle de kapatamıyor hataları. Çok iyi fiyata satılan oyuncular takımın omurgası, yerine alınanlar o çok iyi denilen paraların çöpe atılması. Öyle bir haldeki takım, affedilen (ve beğenilmeyen, burun kıvrılan) Dirar'ın takıma etkisi yeni transfer gibi. Affedilen Volkan’ın kendi kalecilik kalitesine bile ulaşamadığı halde yarattığı etki transfer gibi. Nasıl hatalar yapılmış ortada işte. Geri zekâlıların işte yeni Okocha dedikleri Benzia’nın bir tane asisti, geçtim asisti kaleyi bulan şutu yok. Slimani’nin durumunu açıklamak mümkün değil. Frey, hani şu kazma denilen Frey en iyi transfer gibi duruyor. Geleceğin topçusu Barış kiralık. Ayew emekli, futbola geri döndüğünden kendinin haberi yok. Panik transfer yok ama Harun alınıyor panikle. Kısacası Comolli sıfırı tükettirmiş durumda.

Ve Cüneyt Çakır. İyi hakem kötü hakem yorumu yapmıyorum. Gördüğüm tek şey kötü insan olduğu. Korner kullanıyoruz, top oyundayken Skertel'e ceza alanında faul yapılıyor. Kural belli. Çakır tekrarlattırıyor korneri. Skandal. Ekici'ye yapılan bir faul var, evlere şenlik. Kırmızı kart olmalı. Yok, Çakır sarıyla geçiştiriyor. Başka?

Bakın bir hakem yediğimiz gol öncesi Valbuena’ya yapılan faulü kaçırabilir, hata olur.
Yediğimiz golde ofsaytı da kaçırabilir, hata olur.
Bu iki olay aynı pozisyon içinde peşi sıra gerçekleşebilir ve her ikisini de sahadaki üç hakem de kaçırabilir, büyük hata olur.
Lakin bunların tamamını VAR ile tekrar tekrar izleyip, gerekli kararı vermezseniz hata olmaz. Buna hata denemez. Bunu ancak Cüneyt Çakır olmakla açıklayabiliriz.

Cüneyt Çakır nedir? Maçın önüne geçmeyi seven, bunun için özellikle uğraşan, kuralları kafasına ve takımına göre uygulayan bir tetikçidir. Bazen verilen emrin de dışında davranır. Lakin o kadar iyidir ki tetikçilik görevinde, emrin dışında yaptıklarını bile savunur emri verenler. Çünkü en halisi odur. En halisi Cüneyt Çakır’dır.