BİR ÖZÜR


Foto: www.fenerbahce.org


Evet özür diledi Volkan. Ben de dilerdim. Önce Fenerbahçe.
Samadıra'da dilememesi normal, yasaklı.
Dereağzı'nda olması normal, orada çalışıyor.
Kulüp binasında olmaması da mantıklı.
Normal olmayan başka şey.
Fotoğrafta gözüküyor, yer felaket. Olur diyeyim.
Dışarıda olması planlanıyormuş.
İstanbul’un en soğuk günlerinin yaşandığı zamanda.
Yağmurun arada bir durduğu zamanda.
Dışarıda.
Peki, olabilir.
Ya bu toplantıyı Fenerbahçe'nin kendi medyasının FBTV'nin canlı yayınlamaması?
Antrenörlerini hem de endüstriyel hırsızlıkla eşdeğer tuttuğun bir suçtan kovmuşsun.
Aralarından kaptanının da olduğu birkaç oyuncunu kadro dışı bırakmışsın.
Açıklamada kaptanının yerinin ayrı olduğunu onurlandırarak (evine gittim, nikâh şahidi oldum) anlatmışsın ve eklemişsin, “Volkan’ın durumu farklı, özür dileyecek”
Ve o özür görüşmesinden sonra, kulübün bir tesisinde yapılan bu özür toplantısından haberin yokmuş gibi davranacaksın.
Kaptanın. Özür dilemesini istediğin, bu istediğini kabul eden kaptanın.
Aynı olaydaki antrenörler hala mesleklerine devam ediyor. Hani şu endüstriyel casusluk yapanlar. Süründürmemişsin, mesleklerini yapamayacak hale getirmemişsin, hainliklerinin bedelini ödetmemişsin.
Diğer iki oyuncu sessizce affedilmiş, takımla birlikteler. Huzuru bozan oyuncular. Özür mözür yok.
Volkan özür dilemiş.
Hepsini geçtim, FBTV'nin ekstra reklam alma şansını engellemişsin, en basitiyle.
Sonuç mu?
Beş para etmez adamlara (lafın gelişi) konuşma fırsatı verdin. 
İşin kötüsü vermeye devam etmeyeceğinden emin değilim.
Sonuç bu.