#HepBeraberYapacağız



Türkiye'nin genel sorunu ama kullanmadan yorum yapamamak eleştiride bulunamamak. Bunun güzel örneklerinden birisi dün akşam Aykut Kocaman'ın hakemlere ve genel olarak futbolu yönetenlere veryansın etmesinden sonra ortaya çıktı. "Sen ne top oynadın da hakemlere laf ediyorsun" isimli sığ görüşler bir bir ortaya döküldü. İzninizle anlatmaya çalışacağım, başlıyorum.

Hep kötü ya da hep iyi diye, hep doğru ya da hep yanlış diye veya ya hep haklı ya da hep haksız bir şey, bir kişi yok. Herkesin doğruları yanlışları, haklılık ve haksızlıkları olabilir. Bunların birbirinden bağımsız olma olasılıkları bile olabilir. Bu nedenle bir kişiyi bir şeyi eleştirirken, yererken veya överken konudan sapmamak mümkündür. Buna dikkat etmeyince senin yine şapkan yok durumundan farksız olabiliyor durum.

Uzun yıllardır hepimizin şikayetçi olduğu bir gerçeği anlatan Aykut Kocaman'ı, oynattığı futbolu beğenmediğimiz için yerden yere vurmanın ne anlamı var bilemiyorum. Bu sezon yaşadığımız hakem hataları ve bunların basına nasıl bir şekilde algı oyunlarıyla farklı gösterildiği ortadayken seçim çalışması yapmaktan başka bir şey yapmayan yönetimin ağzını bıçak açmazken isyan eden Aykut Kocaman'a neden tepki veriyoruz?

Nedir beğenmediğiniz? Futbol mu? Oyuncu seçimleri mi? Oyuncu ilişkileri mi? Oyuncu değişiklikleri mi? Haklısınız. Beğenmemek eleştirmek en büyük hakkınız (tribünde ıslıklamak, yuhalamak herhangi bir yerde küfretmek, aşağılamak haricinde).

Ama bunların bir tanesi bile hocanın bu haklı isyanını (hem de hepimizin isyanını dillendirmesine rağmen) ama önce şöyle oynayalım, böyle yapalım yorumlarıyla eleştirme hakkını vermez. Neden elma ile armudu karıştırıyor ve bunun normal olduğunu anlatmakta ısrar ediyorsunuz?



Yukarıdaki bu sezon başımıza gelen hakem katliamlarından birisi. Bir oyuncunun ayağının bu hale gelmesine gerek yok faul verilmesi için. Bir kulübün haklı olduğunu bu şekilde anlatma ihtiyacı da olmamalı. Bir değil iki değil. Aynı maç içinde aleyhimize verilen penaltı haksız, lehimize verilmesi gereken iki penaltı verilmemiş. Buna rağmen son dakikada verilmiş bariz penaltı konuşuluyor. Bu sadece Giresun maçıyla ilgili. Daha 3-4 gün önce Trabzon'da Alper'e yapılanları ve Ali Palabıyık'ın kararlarını biliyoruz.

Yönetim seçin derdine düşmüş. Ali Koç korkusu nedeniyle takımlarla da ilgilenmiyorlar anlaşılan. Herkes kendi kaderine bırakılmış. Becerir beceremez, beğenirsiniz beğenmezsiniz, Aykut Kocaman'ın veya kim olursa olsun o takımın hocası yönetim tarafından yalnız bırakılmışsa, beğenmediğiniz yönetimin işine gelecek işler yapmazsınız.

Bir şey yapacaksak hep beraber yapacağız. Destek olmak çeşitli şekillerde olur. Bazen susup kenarda beklemek bile destektir. Susun bekleyin bari. #HepBeraberYapacağız