BEŞİKTAŞ 3-1 FENERBAHÇE



Sezonun en kötü oyunu. Hem de açık ara. Ve bu oyunun önemli bir deplasman maçına denk gelmesi. Hani bari bu olmasın dediğin ve olmasını izlediğin anlar vardır ya. O işte. Başlıyorum.

Çıkan kadroya Atıf dışında itiraz yok. Atıf zaten bırakın kadroyu, maç kadrosunu, Fenerbahçe Spor Kulübünde olmaması gereken birisi. Atıf Atıf diyorum da bu maçta herkes Atıf. İleri gitmiyor, giderken duruyor, geri dönüyor sıkıntısı bütün takıma bulaşmış bir hastalık sanki.

Fernandao abartısız tüm hava toplarını almış. Seken topa gelecek bir tane oyuncumuz olmaz mı? Bu hava toplarını aldıkça bu defa pas oyunundan sapıp hepsini ona şişirmeye başlamışız. Kendi benliğimizden vazgeçmişiz. Hem de şu Beşiktaş'a karşı.

Bütün denge aslında İsmail'in sakatlanmasıyla bozulmaya başlıyor. Yani Hasan Ali'nin bir hafta yaptığı aptallık geliyor aslında akla. İsmail çıkınca defans pozisyonumuz şöyle;

Kameni
Şener . Roman . Neto . Isla

Bırakın maçları, bu beşli antrenmanda bir kez bu dizilişle birlikte oynamış mı acaba? Ve hemen sonrasında Isla'nın gördüğü sarı kartla dengenin tamamen bozulması var. Hamlesiz kalmak zorunda. Hem de karşısında Quaresma varken. Hani çokbilmişler var ya Isla sol bek oynasın diye tutturan, hayatlarına topa vurmamış, 100 metreyi üst üste iki kez koşmamış olanlar. Al sol bek sana. Hemen sorayım, bir takımda iki sol bek var ve hala bir sol bek ihtiyacı varsa kime ne demek gerek?

Golümüz ofsayt. Yardımcı mallığı. Hata demiyorun. Hakem olarak mallık. Kariyerinin en önemli kararı olabilecek bir pozisyon bir yan hakem için. Lakin bu pozisyonun ofsayt olduğunu görmeyen, daha kötüsü bilmeyen binlerce insan var diğer yanda takımı, hocayı eleştiren. Maç anında fark eden kaç kişi var, çok merak ediyorum.

Hata Çakır'ın değil. Onun iki büyük hatası var. Beşiktaş'ın ikinci golü öncesinde Negredo'nun Roman'a yaptığı faulü vermemek (bence golün nedeni değildir), diğeri de gözünün önünde 25 metre depar atıp Valbuena'ya sakatlayıcı faul yapan Quaresma'ya kırmızı kart göstermemek (bunun da skorla, yenilgiyle alakası yok).

Fernandao son nefese kadar mücadele edince (hem de tek başına) doğal olarak yoruldu. Hoca çok geç müdahale etti. Hocaya yazar. Başta Josef olmak üzere tüm orta saha sezonun en çok pas hatası yaptığı maçı oynadı, müdahale gelmedi. Bu da hocaya yazar.

Ve aslında kısaca bu yenilgi hocaya yazar. Ama her şeye rağmen "şampiyonluk gitti" demek anlamsız bir karamsarlık olur. "Şampiyon oluruz" demenin anlamsız bir iyimserlik olması gibi.

Hepsinden önce bir şey söylemem gerek, Çarşı adı verilen orospu çocukları hakkında. Dünkü maç sonrasındaki sosyal medya paylaşımlarını biliyorsunuz, tekrara gerek yok. Çarşı'nın ne bok olduğunu defalarca anlattım, anlamayan varsa da umrum olmaz. Sadece şunun yapılmasını istiyorum. Şu paylaşımı takımdaki herkese göstersinler. Yabancılara da tercüme etsinler. Önümüzdeki ilk maç yine Beşiktaş'la. Bu orospu çocuğu çarşılılara verilecek en güzel yanıt sahada olacak. O maçta canını diline takmayan (kazansın/kazanmasın), hoca için Fenerbahçe için oynamayan birisi olursa da bu kulüpten siktirip gitsin.