BAŞAKŞEHİR 0-2 FENERBAHÇE



Uzun süreli bir iş seyahati sonrasında kısa da olsa bir iki kelam edeyim istedim. Her şeyden önce bir kez de ben tekrarlayayım, Abdullah Avcı'nın oynatmamak diye bahsettiği şey sanırım başka bir maçla ilgili. Zira oynatmamak deyince benim aklıma ilk olarak yere yatsana yere yatsana Abdullah Avcı yere yatsana tezahüratı geliyor. Oynatmamak yere yatmak, futbol dışında bir şeyler yapıp rakibe rahat vermemek benim gözümde.
Bunu yapan bir takım yani sahaya oynatmamak amacıyla çıkan bir takım rakibi karşısında bu kadar çok hem de net pozisyon bulamaz.

Geçeyim Abdullah Avcı'nın Fenerbahçe kompleksini takıma bakayım. Atıf hep aynı Atıf. İyi baba, iyi arkadaş ve iyi Müslüman. Futbol mu? Var mı hiç gereği? Onun dışında sırıtmayan, Giuliano'nun gelişiyle parıldayan bir Fenerbahçe. Net bir skorla kazanılmış 4 puan. Muhtemel bir puan eşitliğinde öne geçmiş olmanın mutluluğu.

Ve şu maçta dahi fahiş hakem hataları. Şükür lehimize yapılanlarda (ofsayt olanlar) gol atmayı beceremiyoruz da bık bık edecek olanlara fırsat doğmuyor. Tartışmaya açılan penaltı pozisyonlarının en neti lehimize verilmesi gereken ancak verilmeyen; Alper'in düşürülmesi. Aleyhimize gelişenlerin ilki zaten ofsayt diğeri ise oyunun içindeki bir çarpma. Aynı pozisyonda aleyhlerine penaltı verilenler hakemi satılık ilan eder.

Zorluk sürüyor. Lig zorlu. Devam.