Klasiktir. Yıl biterken bir özet geçilir. Sonra da iyi dileklerle yeni yıl kutlanır. Yapmadım. Bekleniyordu ise de özür dilerim. Ben şimdi Fenerbahçe tarihinin en özel seçimlerinden birisinin yaşanacağı 2018 yılının en zorlu aylarıyla ilgili bir iki kelam edeceğim. Okursanız hatta yorumlarsanız sevinirim. Başlıyorum.
Fenerbahçe Spor Kulübü tarihinde bir kişinin başkanlıktaki en uzun süreli dönemi sonrasındaki önemli bir seçimi yaşayacağız. Aziz Yıldırım 20. yılının sonunda eğer başka bir aday daha çıkmazsa, Ali Koç'la yarışacak. Başkanlığa devam edip rekorunu geliştirecek mi yoksa inşallah alkışlarla uğurlanacak mı, yapılacak tüm tahminlerin ötesinde, kongre üyelerinin verecekleri oylarla belirlenecek. Beklentim elbette Fenerbahçe için en iyisinin gerçekleşmesi. Bu yolda oy vereceğim aday da Ali Koç olacak.
Aziz Yıldırım, daha önce hiç olmadığı kadar erken, hiç olmadığı ciddiyette hazırlanmaya başlamış durumda kongreye. Ali Koç daha gaza basmış değil. Aziz Yıldırım kulübün sonsuz imkanını kullanacak, anlaşılan o. Ali Koç ise, düşman mertebesine yakıştırılmadan, Aziz Yıldırım'ı sevenlerin de ondan nefret edenlerinde oylarını toplayacak bir yol çizecek/çizmeli. Sırat Köprüsü gibi. Aziz Yıldırım nefretiyle gözü dönmüşlerin Ali Koç'a zararı bile olabilir bu durumda. Ve Aziz Yıldırım bunu kullanır. Kimsenin gözünün yaşına bakmadan hem de.
Benim için kongre ve kongre dönemi süresince en kırmızı çizgi, Fenerbahçe'ye şikeci diyenlere yakınlaşma şekli olacak. Umarım oy vereceğim aday da oy vermeyeceğim aday da yönetim kuruluna alsın almasın, bu tip kişilerle muhatap olmaz.
Kongre dışında ne durumdayız ne olacağız?
Futbol takımı Aykut hocanın da söylediği gibi suni olan farkı eritti. Evinde oynayacağımız Galatasaray ve sezonun ilk yarısında Kadıköy'de son dakikada yenildiğimiz Başakşehir'in hemen ardında, evimizde yendiğimiz (deplasmanda oynayacağımız) Beşiktaş'ın hemen üstündeyiz. Diğer rakipler şampiyonluk için iddialı olamazlar bence. Ama bu onların kolay lokma olacakları anlamına gelmez. Nitekim ilk 7 sırada bulunan diğer takımlar, Göztepe, Kayseri ve Trabzon (Kadıköy'de olsun, deplasmanda olsun) yenemediğimiz takımlar. Bahsettiğim sadece bu takımların şampiyonluk yarışını sonuna kadar götüremeyecek olmaları. Fakat işin kötüsü, bence şampiyon olamayacak Başakşehir dahil, bunların tamamıyla ilk 10 haftada oynamamamız (Göztepe ile Kadıköy'de 18. hafta, Trabzon ile deplasmanda 19. hafta, Başakşehir ile deplasmanda 21. hafta ve Kayseri ile deplasmanda 27. hafta). Yani kopmalar daha gerçekleşmeden. Belki Kayseri deplasmanına kadar onlar biraz geride kalabilir.
Bunlar detaylar. Şampiyonluk mu? Mümkün elbette. Devre arasında yaşanacaklara göre de artar olasılık. Şampiyonluğun gelmesi de Aziz Yıldırım'ın kongrede yere daha sağlam basmasını sağlar.
Basketbol erkek takımının ligde zorlanacağını sanmıyorum açıkçası. Bir şeyi istediği zaman yapması çok zor olmayan bir takımı playoff gibi bir sistemde üst üste engelleyecek başka bir takım yok ülkede. Avrupa'ya gelince. Görülen o ki sona yaklaşana kadar, çok büyük maçlar olmadığı sürece taraftarın ekstra bir katkısı olmayacak. Sona ne kadar yaklaşacağımız tek sorun. F4 yapar mıyız? Finali görür müyüz? Ben anlamam. İnşallah derim sadece.
Kadın basketbolda ise ciddi bir Yakın Doğu fobisi başladı. Ülkede her şey onlarla olan çekişmeye bağlı kalacak, kesin. Avrupa'da ise 7. kez F4 yapsak bile o kupa gelmeden taraftar ne yazık ki başarılı kabul etmeyecek bu güzel takımı. Yaptıklarını herhangi başka bir şubemiz bile yapsa baş tacıydı. Ama kadın basketbol olamıyor. Ve tek nedeni o finali Galatasaray'a kaybetmek. Evet çok acı. Ama bütün başarıları silip atacak bir şey değil.
Kadın voleybolunda Kim sonrasında büyük bir kan kaybı ortada. Avrupa'da Kim varken yapamadıklarımızı Kim yokken yapabilir miyiz bilemiyorum. Ülkede ise zaten sezon başında ilk dört içindeyiz. Sonrası rakiplerin durumuna bağlı. Lakin taraftarın en büyük ikiyüzlülüğünü onların maçlarında da görüyoruz. Formayı terletenler unutulmaz yalanı en bariz onların maçlarında yaşanıyor.
Erkek voleybol takımımız geçen sezon hiç beklenmedik bir performans göstermişti. Ne kadar devam eder bilinmez. Ben zaten hiç bilemem. Ne voleyboldan ne rakiplerden haberdarım.
2018 Fenerbahçe için çok önemli. Başkan kim olacak sorusu yılın ilk yarısının en büyük derdi. Ben açıkçası çirkin bir süreç olmasından korkuyorum. Umarım korkularım boşa çıkar.