Hakemi ayrı Fenerbahçe'yi ayrı konuşmakta fayda var. Nedenlerinden bağımsız olarak kötü oynadık. Bu sezon kaybettiğimiz, kazanamadığımız maçlarda bir çok pozisyon bulmuştuk. Bugün pozisyonumuz var mı? Yok. Nedenleriyle birlikte başlıyorum.
Kesin olan bir şey var o da bu oyun biçiminin hızlı oynanmaması, takımda her şeyi bir anda değiştirebilecek bir oyuncunun da bulunmaması nedeniyle bizi sonuca ulaştıramaz. Hızlı oynamak için de bir süre bekleyecek miyiz? Diğer yandan da geçtiğimiz hafta yaşadığımız zorlu maç sonrasındaki kayıplarımızın saha içi organizasyonunu gereğinden fazla etkilediğini hatırlayalım.
Kameni
Isla . Roman . Skertel . Hasan Ali
Mehmet . Topal . Ozan . Valbuena
Giuliano . Janssen
Neto'nun yokluğu önemli lakin Josef'inki net bir şekilde etkiledi oyun şeklini. Ve elbette sahadakilerin ve de kenardakilerin günlerinde olmamalarının daha büyük etkisi oldu. Külliyen kötüydük. Kameni iyi, Isla iyi, Ozan, Valbuena, Janssen istekli ama yararsız. Diğerleriyle ilgili konuşacak çok şey yok.
Yenilgi kötü. Zamanlaması da kötü. Tam ayaklanmışken, yürümeye başlayacakken gelmesi daha da kötü. Kaleyi bulan şutumuz sanırım 1 (yazıyla bir). Bu şekilde kazanamazdık. Keşke kaybetmeseydik.
Giuliano'nun sahada sanki amaçsız gezinmesi,
Valbuena'nın belki de kendisinin de anlamadığı atak denemeleri,
Hasan Ali'nin biraz da Valbuena'nın belirsiz oyun şekli nedeniyle hücuma neredeyse hiç katkı vermemesi,
Isla'nın bir şeyler yapmaya çalışması,
Topal'ın sezona daha başlayamaması,
Ozan'ın tek başına kalınca yetersizliği,
Roman'ın futbolcu olmaya karar vermesinin tartışılması gerekliliği,
Skertel'in riskli oyunu,
Kameni'nin de kaleyi bulan ilk topta golü yemesi (hatası yok) ve maçın kopup gitmesini engellediği kurtarışı,
Janssen'in beslenmeden işe yaramasının zor olduğu gerçeği maçın saha içindeki notlarını oluşturur.
Giden üç puan, geçen hafta depolanan moraller ve umutların bir kısmı. Sağlık olsun.