FENEBAHÇE 3-1 YENİ MALATYA


Önemi farkın 11 puanda kalmaması ve 8 puana düşmesi olan bir maç. Sadece skorunun ne kadar önemli olduğunu anlatmak için söylüyorum. Galatasaray deplasmanına 11 veya 8 puan geride gitmenin aslında birbirinden bir farkı yok. Neyse ki kazandık. Başlıyorum.
Bu takımın hızlı oynaması gerek. Ağır kaldığı zaman sadece topla oynar, skora gitmesi zorlaşır. Bu nedenle ayağa hızlı oynamak zorunda. Bu gerçekleştiği zaman da Valbuena, Giuliano, Dirar, Soldado hatta Alper gibi adam eksiltebilen hücuma yönelik oyuncularına zaman, alan sağlanacak, topa hükmeden takımın farkı ortaya çıkacak. Ligin topa en çok hakim olan takımının sıralamada bu kadar geriye düşmesinin nedenlerinden birisi buydu. Malatya karşısında olması gerektiği gibi hızlı oynayınca skor geldi, skor gelince oyuncular daha rahatladı.

Kameni
Isla . Roman . Neto . Hasan Ali
Josef . Ozan
Dirar 
Valbuena Giuliano 
Soldado

Buna benzer bir 4-3-3, 4-2-4. Rakamlar kafa karıştırıyor genelde. Şöyle anlatmaya çalışayım gördüğümü. Ve elbette bana BeIN'in verdiği görüntülere göre gördüğümü. İlerideki üçlünün sürekli hareketli olması, yer değiştirmesi, boşalan alanlara özellikle Isla'nın ve elbette yeterince Hasan Ali'nin bindirmeler yapması, Dirar'ın farklı olarak daha çok merkeze yakın oynamasıyla ele avuca sığmayan bir görüntü çizdik. Buna Ozan'ın elbette Josef'in performansının da etkisiyle sürekli hücumu düşünen bindirmelerini ekleyince pozisyon bulan, şut çeken bir takım haline geldik.

Bununla birlikte defanstaki Roman sorununun sürmesine ek olarak defansif refleksleri hala yerine getiremememiz yine pozisyon vermemize ve ne yazık ki gol yememize neden oldu. Skertel'in dönüşüyle uyum sağlanacaktır. Lakin bu sezon da rakiplerin sert müdahalelerinde verilmeyen kartların bize kolaylıkla çıkması nedeniyle Neto ve Skertel'in daha çooook cezalı duruma düşeceklerini görmemek saflık olur. Yani yine defansif sorunlarımız çıkacak ortaya. Daha çok atmamız gerekiyor yani.

Soldado'ya bir parantez açmak gerek. Evet doğrudan skora etkisi olmadı ancak oyundan alındığı dakikaya kadar çok verimliydi. Sonrasında giren Fernandao'nun isteği, Janssen'in artık alıştığımız gücünü ekleyince sanırım sezon başındaki forvetteki sorunumuz sona ermiş olacak. Tek ve büyük sıkıntımız kapanan takımları açmak olacak. Yani hızlı oynayamadığımız maçları nasıl kazanacağımız sorun olarak sürecek.

Ne bu sezonu bitmiş gibi düşünenlerin karamsarlıkları ne de Galatasaray maçını kazanıp sonrasında her şeyin süper olacağını sananların iyimserlikleri kıstas değil. Olmamalı. Bunlar Fenerbahçe camiası ve elbette Türkiye'nin gri olmadan yani siyah ile beyaz arasında karar vermesiyle ilgili. Gri de var. Unutmayın.

Bitirmeden bir not da Ozan Tufan için. Sezon başında fotoğraflara bakıp yağ ölçümü yapanlar şimdi aynı analizle yağ/kas oranı yapacaklardır. Hem de kendilerini haklı çıkartmak için. Yemeyin, ben yemiyorum. Fotoğrafla, hem de formalı fotoğrafla yağ ölçümü yapan bir teknoloji yok. Siz onun ve tüm oyuncuların sahada yapmaya çalıştıklarına ve sonuçlarına bakın. Niyeti görmek zor değil.