VARDAR 2-0 FENERBAHÇE


Anlatılacak çok şey var da açıklaması yok. Acayip bir maç acayip bir skor. Acayip bir şekilde riske atılan tur. Acayiplikler, acayiplikler. Başlıyorum.
Uzun süredir Topal'ın stoper oynayıp oynamaması üzerine hem konuşmalar hem de denemeler yapılıyor. Oynar oynamaz veya kendi kalesine attığı gol değil konu. Konu ne zaman ve kiminle birlikte oynayacağı. Topal iyi bir kesici vasat bir oyun kurucu. Doğru pozisyonu orta saha olan bir oyuncu. Topal'ın defansif orta saha meziyetlerini hesaplayarak stoperde oynayacağı kararına varmak eksik, sakat düşünce. Stoper pozisyonu birbirini tamamlayan birden fazla oyuncuyla (günümüzde 2) konumlanan bir pozisyon. Benzer oyuncuları yan yana oynatmanın riskleri var. Elbette bu risk rakibe göre değişir. Yani Aykut hocanın bunu denemek için Vardar maçını seçmesi anlaşılabilir. Zira maç sonrasındaki kesin açıklaması (turu geçeceğiz dedi) aslında rakibi nasıl gördüğünün işareti. Fakat futbolun kağıt üstünde oynamadığı, benim ve bir sürü insanın hem de maç bittikten sonra konuyu kağıda dökmesinin kolay olduğu kadar net şekilde çıktı tekrar ortaya.

Giden stoper, sert, seri (hızlı), teknik kapasitesi çok yüksek olmasa da futbol tabiriyle ısıran, rahatsız eden bir stoperdi. Kalan ise teknik kapasitesi nispeten yüksek, sert ancak seri olmayan (hızlı da diyebiliriz) bir stoper. Bu stoperi tamamlamak için aynı özelliklerde birisini yanına koymak genel anlamda doğru değil. Evet rakibe göre, eldeki oyuncuları riske atıp atmamaya göre bu tip denemeler yapılabilir. Yapıldı. Sonucu belirleyen olmasa da skoru belirleyen hataların buradan çıkması da elbette konuşulacak ilk konu oldu.

Altyapıda futbolcu adaylarına, oyuncunun hiçbir zaman toptan daha hızlı olamayacağı anlatılır. Yani topu taşımak değil, topu atmak, göndermek, pas vermektir anlatılmak istenen. Bir altyapı kuralı da kaleciye verilen pasın çerçeve dışına doğru atılmasıdır. Nedeni basit. Kaleci anlaşmazlık, dalgınlık, zeminden kaynaklanacak hataların olasılıkları sonrasında topa müdahale edemezse top kaleye girmesin. Kalecinin ayağı kayabilir (kaydı), kaleci beklediğinizden farklı bir hamle yapabilir (yaptı), kalenin uyarısını duymamış veya kaleci uyarıda bulunmadan çıkmış olabilir (oldu), top yerden sekip kalecinin ıskalamasına neden olabilir. Neden bu. Gol önce Topal'a yazar. Sonra Aziz Yıldırım'a kadar uzanır.

Maça döneyim.
Kameni
Şener . Topal . Skertel . Hasan Ali
Josef . Ozan
Dirar . Alper . Valbuena
Ahmethan

Kadroyu hoca yapar. Takımı çalıştıran, takımla çalışan, oyuncuların durumunu bilen hoca ve onun liderlik ettiği kadrodur. Çıkarttığı takıma Topal konusu dışında söyleyeceğim ne olabilir?

Sahadaki performansa göre yorum yapmakta bir zarar görmüyorum elbette. Misal Kameni'nin oynadığı ilk resmi maçta şansızlıkları üzücü. Kaleye kimseyi koymasak mevcut pozisyonlarla yine en çok 2 gol yerdik.
Defanstaki sorunu yukarıda anlattım. Beklerde, en azından bu maç için sorun yok.
Orta sahadaki problem kendisini tekrar gösterdi. Giuliano'nun takıma dahil olmasının ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Topal, Josef, Ozan üçlüsünden hangisinin tek başına oynayacağı önemli. Ancak hangisi olursa olsun, dünkü gibi sorunluluk almadan, sadece pas alıp vererek ve bunu bu hızda yaparsa bu takım rakibe baskı kuramaz. Kurarsa da sonuç alamaz. Bir cümle de Alper için. Kabiliyetine paralel bir gelişme sağlaması için saha içinde hakemle ve rakiple ilgilendiği kadar topla, takım arkadaşlarıyla ilgilenmesi gerekiyor. Bunu da birisinin ona hatırlatması gerek.
Diğer yandan, maça çıkmadan sakatlanmaya başlayan RvP'nin bir katkısı olmayacağı açık olduğuna göre, kendisine teşekkür edilerek, yuvasına, Feyenoord'a gitmesine izin verilmeli. Lakin sakatlıktan dönecek olan Fernandao, büyük umutlarla alınan Soldado ile ne yazık ki 21 yaşına gelip halen acemilik çeken (sadece kendi sorunu değil) Ahmethan'ın yeterli olup olmayacağı bir soru işareti.

Kervan yolda düzelir derler, çok zor bir dönemdeyiz yine. Bu zorluklarda belki de en az suçu olan futbolcularken, onlara verilen aşırı tepkinin neye yarayacağını bilemiyorum. Potansiyeli olan oyuncuların bu hale gelmesinde kimin ne kadar payı var onu da bilemiyorum. Bildiğim tek şey sonunda Fenerbahçe'ye zarar geldiği. Sahanın içinde kalarak son söz şu. Sabır, destek, sevgi lazım.