İNTİKAM



















Çok basit bir kuralım var. Hani kırmızı çizgi falan diyorlar ya. İşte o.


Şike kumpasıyla durduğum, durduğumuz yeri sabit olduğunu bilen biliyor. Kimse AKP'nin dahlini unuttuğumu falan sanmasın. Sırayla. İnşallah. Ve çok önemli bir nokta, AKP ile cemaat kavgası çıkmasa bu iş ortaya çıkmayacağı gibi bugün ülke olarak da acayip bir yerde olacaktık. Olmayacağımızın garantisi yok elbette. Zira gidişat da aslında on numara beş yıldız değil.

Kırmızı çizgiye geleyim. Cemaatçi, cemaatsever, cemaatle alakası olmadan sadece takım aşkıyla, elinden gelen ne varsa saldıran, ancak sallanmamıza neden olan kim varsa, kandırıldığını görüp özür diliyorsa eyvallah.

Ve ancak, yaptıklarını düzeltecek bir hamle yapmıyor sadece özürde kalıyorsa, süreç boyunca verdiği en ufak zararın telafisi için kılını kıpırdatmadan, sadece özür diliyorsa yok eyvallah. Çünkü samimiyet yok. Çünkü o özür göt korkusu ile mahalle baskısının eşit oranda karışımıyla, hem de ağızdan çıkmamış bir özür olur. Bunu da anlamayacak değiliz.

Şimdi anlatayım. Cemaat çekirdek kadro, cemaat sempatizanları, konu dışı Fenerbahçeli olmayanlar ve bir miktar Fenerbahçeli ve Fenerbahçe duvarı adını verebileceğimiz dört grup var en kolay ifadeyle.

Cemaat çekirdek kadro, planlayıcı, uygulayıcı, robot gibi hareket edip ile müthiş bir inançla bağlı bir kadro. İnanmayın tövbelerine. Su gibiler. Girdikleri kabın şeklini alırlar.

Cemaat sempatizanları bir şekilde iyi bir şey yaptığına inanan dini inançları sağlam kişilerle, cemaatin ele geçirdiği önemli noktalar yüzünden hayatta kalmak, piyasada kalmak, iş yapabilmek için cemaate yakın olan kişilerin karışımı. Burada çekirdek kadroya geçiş illa ki olur. Diğer yandan güce göre hareket edenlerin de gücünü kaybeden cemaatten hemen kurtulacaklar da.

Üçüncü grup şike kumpasıyla birlikte harekete geçen, batan geminin mallarını toplamak, geminin elindeki her türlü gücü kendi yanına çekmek için yalan yanlış ne kadar argüman varsa kullananlar. Bu grupta, Aziz Yıldırım nefretiyle hareket eden Fenerbahçelilerin bulunduğunu da belirteyim.

Dördüncü grup ise, özellikle üçüncü gruptakiler hiçbir zaman kabul etmeyecekleri ancak özellikle cemaat tarafından çok ciddi bir şekilde zarar verilmiş kişilerin de belirttiği üzere Fenerbahçe duvarı. Şu yenilmez, vazgeçmez, sarı lacivert duvar.

Bu gruplar arasında mutlak surette geçişler olacaktır. Fikirler değişebilir. Fikir değiştirenlerin tamamını dönek diye nitelendiremeyeceğimiz gibi tamamına düşünen, sorgulayan insanlar da diyemeyiz.

Özellikle, hala şike var diyenlere iki kelam edeceğim.

Aziz Yıldırım'ın bir saati aşan bir konuşmasının içinden iki cümleyi cımbızla çekip daha sonra bu cümleyi bir itiraf gibi kullananların ta amk. Bu yaptıkları, ses kayıtlarını istediği gibi kağıda döküp bir senaryo yazanların yaptıklarından farkı yok. Ünal Aysal'ın bir konuşmasının içinden cımbızlayıp tüm Galatasaraylılara AKPli dersem eğer, yaptıklarının aynısını yapmış olurum. Kendi yöneticilerinin (Bülent Tulun) başkanlarına yazdığı bir mektubun içeriğinde yer alan Song'a teşvik iddiasına makbuz kayboldu deyip gazete manşetleriyle yanıt verenler sakın ha cımbızladıkları cümleye itiraf demesinler. Herkes haddini bilecek.

Konu aslında çok ama çok basit. Fenerbahçe camiası, asıl amacı devleti ele geçirmek olan bir vatan haini çeteyle mücadele ederken, bir de Galatasaray ve Trabzonspor'un çelmeleriyle uğraşıyor. Bir tuzak kurulmuş, yere düşürmüşler, ayağa kalkmışız. Bu mücadele sırasında boka basmışız, ayağımıza bulaşmış. İşimiz gücümüz yok bok sinekleri de OMO TOPOLORO OTOROZ OTMODONOZ diye peşimizde.

Ulan amk çocukları o tapelere ait ses kayıtları neden ortada yoktu? 17-15 Aralık olaylarında internette istemeyen herkesin bile karşısına çıkan konuşma kayıtlarını piyasaya süren cemaat, şike kumpasındaki ses kayıtlarını iddianamenin temelini oluşturan tapelerle örtüşseydi bunları sürmez miydi piyasaya? Hakimin karar vermesinden önce bu kararı Samanyolu televizyonundan altyazıyla bildirenlerden bahsediyorum. Amk çocukları, o ses kayıtlarının verilmediği ilk mahkemede suçlu bulunduktan sonra yeniden yargılama sonrasında ses kayıtlarının verilmesi kararı var. Neden yaymıyor sizin göt twitter hesaplarınız bunları. Madem ses kaydı vardı?

Tapelere itiraz etmediniz değil konuşmaların bize ait olduğuna itiraz etmedik. Yapılan itiraz bu konuşmların kafaya göre tape haline getirilmesi, farklı konuşmaların zamanlarıyla oynayarak aynı konuşma gibi yansıtılması. Kumpas bu işte. Siz gidin yönetiminize Song'a giden parayı sorun amk çocukları.

Bir de ortaya çıkartılan bu vatan haini cemaatçilerin zamanında tesislerimizde top oynadığı fotoğraflar var. Amk çocukları, bundan bir anlam çıkarmaya çalışıyorsunuz da fotoğraflar 3 Temmuz öncesine ait zaten. Anlam çıkaracaksanız o vatan haini cemaatçilerin savcı, polis, gazetecesi bozuntusu görevinde şampiyonluk kutlamalarına katılmalarından, tribünde taraftarlarla, dışarıda teknik kadronuzla çektirdikleri fotoğraflardan bir anlam çıkarın.

Uzadıkça uzar. Ben süreç boyunca elinden geleni yapan herkesi not aldım. Yargıtay kararı onarsa çok uzun zaman bunlarla uğraşacağım. Benim gibi uğraşacak milyonlar olacak, eminim.

Bir büyüğümüzün de söylediği üzere Fenerbahçe'ye şikeci diyen orospu çocuğudur.