ŞUNDAN BUNDAN


Bir süredir yazamadım kusura bakmayın. Bir toparlama yapayım dedim. İzninizle.


Yakın tarihten başlayayım. Yavru Tokat'ın puanı belli olmuş. Ben hala şaşıranlara şaşırıyorum. Bu ülkede sadece bir iyi hakem var bence, Fırat Aydınus, o da karakterden kaybediyor. Diğerleri ya kötü hakem ya da hem kötü hakem hem de kötü insan. Bu nedenle hep etki edecekler skorlara, bilerek veya bilmeyerek tayin edecekler kazananı kaybedeni. Lanet olsun, görevi sadece maçı adil yönetmek olan birkaç kişi, maçın önüne yine geçecek.

Buradan maça geçeyim. Önemli hatalar var. Hataları toplayıp çıkarıp skoru değiştirmenin mantığı yok zira her karar olayın gelişmesini değiştirir. Yani Antep'in elle asist yapıp attığı golü görse hakem, daha sonra Hasan Ali'nin atıldığı pozisyonun olup olmayacağı belli değil. Yani kimse maçın skorunu Caner'in yapıp da hakemin vermediği penaltı pozisyonuna bağlamasın.

Bariz hatalar var.
  • Hasan Ali'nin ortaladığı Fernandao'nun kafayı vurduğu pozisyonda El Saka'nın Fernandao'ya şarjı normal değil. Dikkat edin, penaltı kararı çıkabilir.
  • Antep'in ilk golünde elle oynama ve Kjaer'e yapılan faul var, gol kararı hatalı.
  • Topal ve Marcal'ın pozisyonlar sadece faul, kart olmamalı. Hakem doğru.
  • Hasan Ali'nin atılma kararı yanlış. En çok sarı kart olur.
  • Antep'in penaltısı doğru.
  • Caner'in yaptığı hareket penaltı, hakem ver(e)miyor.
  • Alper'in sert bir faulü var, kırmızı gösterse ağzını açamaz kimse direk bileğe gidiyor tekme. Ancak amaç topa vurmak olduğu için (belki de mallığından) sarı ile geçiştiriyor hakem.
  • Lazar'a yapılan bir faul var, en fazla gözüken dikkat çeken an surata atılan tokat. Bunu vermemesi de enteresan ki yardımcı hakemin dudak hareketinden faul diye uyardığı belli oluyor Serkan Tokat'ı.
Bunlar benim düşüncelerim. Şimdi bunları toplayıp çıkarıp maçı şu takım hak ediyor demek yerine şunu söylüyorum, hakemler de hakem kurumu da rezalet. Çünkü ülke rezalet.

Gelelim şu ceza erteleme işine. Erteleme olmalı olmamalı demeden önce kuralın doğru ve adil uygulanıp uygulanmadığına bakalım. Ateş abi Hürriyet'teki köşesinde bu konuya değinmiş bugün, basit bir de araştırmayla pekiştirmiş yazısını. Yazı şurada. Yazının içindeki bilgilere göre kime ne kadar yaramış kimin aleyhine olmuş bir fikir edinmek mümkün. Elbette tüm ertelemeleri, reddedilen erteleme taleplerini, ertelenen cezaların etkilediği maçları, o maçların konumlarını tek tek incelemek gerek. Misal Gökhan Zan'ın ertelenen cezası Galatasaray'ın her iki stoperinin de oynayamayacağı bir maç öncesinde verilmiş bir karardı. Buradaki sorun, yukarıda da bahsettiğim gibi uygulamadaki adalet. 

Ve Şenol Güneş. Yine kameralara yakalandı küfrederken. Maksadını aşmasın cümlem, küfretmek değil buradaki sıkıntı. O sahada, saha kenarında, tribünde olan herkes bilir, küfür olur, olacak. Elbette bir sınırı var ama olmaz gibi bir romantizme saplanıp kalınmamalı. İşin kötü yanı insanları kandırmaya çalışmak. Daha önce ettiği küfürü "ağzımdan kötü bir laf çıktıysa" cümlesiyle anlatmaya çalışan birisinin hemen bir-iki hafta sonrasında aynı eylemle görüntülenmesi. Ne dediği anlaşılmayan, bu nedenle (anlaşılamadığı için) bir şey söylediğini zannedenlerce filozof lakabı verilen birisi Şenol Güneş. Gözümüzde çok büyütmeden davranalım, yalanlarını ifşa edelim yeter.