KAYSERİ 0-1 FENERBAHÇE


Akılda kalanları yazayım. Kötü futbol. Hatta futbol olmadan gelen galibiyet. van Persie'nin muhteşem golü ve muhteşem gol sevinci. Volkan'ın galibiyeti koruyan kurtarışları. Mete Kalkavan'ın her faulümüzde gösterdiği sarı kartlar. Baktılar puan yok birisini attırmaya çalışan Furkan ve 61 plakalı Kayserili oyuncu. Nani'nin geldiğinden beri en kötü oyunu.


Haftaya Galatasaray maçı var ama Perşembe Ajax maçı daha önemli. İçeride alınacak iyi bir skor ve hatta lütfen iyi oyun, Galatasaray maçına büyük motivasyon olacak. Tam tersi de kaderin ağlarını hızlı hızlı örmesi. Zor bir haftaya girdiğimiz kesin.

Dedim ki ve aslında dedik ki, bu takım van Persie ve Fernandao'nun aynı anda sahada olacağı bir sisteme ihtiyaç duyuyor. Ancak bunu sağlarken aynı anda Topal ve De Souza'yı oynatmanın çok anlamı yok gibi. Zira dörtlü defansın önüne ikisi yan yana değil önlü arkalı dahi koysanız bu oyuncuların hücuma sınırlı katkıları nedeniyle ilerideki iki forvete topu götürecek oyuncunuz kalmaz. Haaaa derseniz ki Yanal dönemindeki gibi her iki bekimi de açık gibi oynatırım, dolayısıyla Nani ve Lazar gibi kanat ağırlıklı oyunculara ihtiyaç duymam ve bu nedenle birisinin yerine de Diego'yu oyunda tutarım, o zaman olasılık olur oyun oynamaya.

Bu durumda Topal veya De Souza tek defansif orta saha aynen Yanal dönemindeki gibi hücum aksiyonlarında stoperlerin arasına girer, stoperler kanatlara (bek gibi) yayılır. Kanat oyuncularının görevini bekler yapacağı için de iki forvetin arkasını 3 orta saha ile doldurmak mümkün olur. Bu durumda Diego tek başına forvet arkasında, onun hemen arkasında da Raul, Ozan, Alper, Markovic, Nani, Uygar, Topuz gibi geniş bir seçenekten iki kişiyi kullanabilirsiniz.

Yani diziliş 4-1-3-2 gibi olur;

bek . stoper . stoper . bek
orta saha
orta saha . orta saha . orta saha
forvet . forvet

gibi dizilir.

Hücumda da

stoper                          stoper 
orta saha
orta saha . orta saha
bek         .         orta saha         .         bek
forvet . forvet

benzeri bir plana döner. Ve elbette kağıt üzerindeki bu düzen, seçtiğiniz oyuncuların karakteristik özelliklerine sahaya farklı yansıyabilir.

Ve hepsinden önemlisi bu diziliş de bu planlar da, ekmeğini bu işten kazanan, uluslararası görevler yapmış bir teknik direktörün aklına geliyordur. Neden seçmiyor? Bilemem, nitekim ben sadece yorum yapıyorum. Hakaret etmeden eleştiriyor, fikrimi söylüyorum.

Takım ihtiyacı olan ilk şey elbetteki takım olacağı bir düzene geçebilmesi, bunda ısrar etmesi ve mutlaka ve mutlaka iyi veya kötü oyunda kazanma alışkanlığını edinmesi. Burada bize düşen tek şey desteği sürdürmek. 

Ve kulağıma geliyor sorular yanlış seçime de destek verecek miyiz?. İşte kilit soru bu. Uzun zamandır oluşturulan en değerli en kaliteli kadronun teslim edildiği hocaya güveniyor muyuz? Bu kadar kaliteli bir takımın oturmamasının nedenlerini dışarıda ararken içeride bulabileceklerimizi/bulduklarımızı seslendirmiyor muyuz?

Bu kadar büyük camialar büyük beklentiler yaratır. Hele hele Fenerbahçe'de beklenti her zaman en büyüktür. 6-0 kazandığın maç sonrasında neden 7 olmadı diye hayıflanmak bizim doğamızdır. Dolayısıyla van Persie ve Nani'li takımı oluşturanlara Robben'i neden almadın diyenlerin olduğu bir camia, bu oyuncuların bırakın başarılı olup olmamasını, oynayıp oynamaması nedeniyle bile adamı koltuğundan eder.

Resmi çektim. Görevimin de destek olduğunu belirttim. Bundan sonrası zor. Yukarıda bahsettiğim gibi bu hafta çok şeylere gebe. Diyelim ki geçtik. Bir standart oturmadığı sürece her sallantıda böyle dalgalanan bir camia, şampiyon takım çıkarabilir mi?

Ajax maçına gelin lütfen...

Not : Son dakikada olay çıkartan, puan alamadık bari Volkan'ı attıralım niyetindeki iki oyuncuyu not edin. Bu oyuncuların Galatasaray ve Dynamo maçı performanslarını kaydedin.