Hani şirket kötü yönetiliyor diye yönetim bir firmayla anlaşır. O firma da gelir 2-3 ay kalır, süreçleri öğrenir, yazar. İşleyişin düzelmesi için yenisini yazar. Hani o 2-3 boyunca şirkette ayak altında dolaşan, bir boktan anlamadığı halde o süreci yazacak olan çuçumay vardır. İşte maçın hakemi oydu dün. Başarısız, beceriksiz, rezalet. Nasıl oldu da Veysel'in küfrünün cezasını verdi, büyük soru işareti.
Neden hakemden başladım? Çünkü yazacak pek bir şey yok. Çıkan kadro iyidir kötüdür dışında bakmak gerek. Ancak öyle bir maç düşünün ki en iyi oyuncunuz kurtarış yapmamış olan kaleciniz. Anlatabildim mi?
Anlatabileyim anlatamayayım, bu oyuna alınmış 3 puan mükemmel. Gol yememek iyi evet. Hatta pozisyon vermemek. Tamam. Ancak sıkıntı var. Bu sıkıntıları çözecek her şey mevcut. Ancak diğer yandan stoper krizi canımızı yakabilir.
İyi kötü oynamak dışında kazanmayı adet edinmek önemli. Büyük takım olmak bunu gerektirir. Molde maçı var sırada. Sakatlıksız bir galibiyet güzel gelecektir.