ŞUNDAN BUNDAN


Baransu alınmış içeriye. Haksızsa yanındayım. Adalet herkese lazım çünkü. Ama öyle bir beddua okundu ki, bir tanesi bile kurtulamayacak. Birer birer ödeyecekler hesabı, uzunu da kısası da, sakallısı da kösesi de. Saman altından su yürütüp ortamlarda "Ben yorum yapmayayım" objektifleri de ödeyecek bedelini. Bir bir. Zira bu işin sonunu kimse bırakmayacak. Maşaları da maşayı tutanlar da dış kapının mandalları da ödeyecek.

Galatasaray maçı için Okul Açık biletleri satışa çıkmış. Derneklere (1 Milyon Üye) dağıtılan hakla dolduracak taraftar stadyumu. Taraftarı o bu diye ayırmam. Gelen Fenerbahçelidir elbette. Ama senede bir kez maça gelip tüm atmosferi bozanlar bu defa daha çok sayıda olacaklar. Zaten artık stres bizim kucağımızda bu işte, al sana daha büyük stres. Her top kaptırana yuh, her yanlış pasa ıslık. Zor bir Pazar bekliyor bizi, çok zor. Zaten artık kimse bir laf etmez Galatasaray'a Kadıköy'de neden kazanamadın diye. Çok rahatlar. Ancak biz durumu korumak için stresliyiz artık. 2 yıl daha sürerse o gün doğanlar reşit olacak, az buz zaman değil.

27 numarayı at diye uyarı veren dördüncü hakem uyarı bile almadan amatör kümeye çekilmiş. Uyarı alıp gereğini yapmayan hakemde sıkıntı yok, görevini yapmaya devam edecek. Böylelikle sistem sürüp gidecek. 3 haftada uçup giden 7 puanı herkes özellikle Fenerbahçeliler takıma sallamak için konuşurken, kritik hatalarla maçın sonucunu etkileyenler işlerini!! yapıp maaşlarını almaya devam edecekler.

Mister Spock göçtü geçen hafta sonra da Yaşar Kemal. Güzel insanlar da göçecek çirkin insanlar da. Güzellik, çirkinlik görüntüde değil yaptıklarında insanların. Bazıları hem güzel hem çirkin oluyor. O zaman da seveni sevmeyeni tutuşuyor kavgaya. Oysa kavga olmadan da pekala fikir beyanı mümkün. Bizim derdimiz asmak kesmek olduğu için kavgayı tercih ediyoruz. Misal Aziz Yıldırım okul açıktaki herkesi GFB'den sanıyor. Ona göre eleştiri yapan herkes düşman, herkes hain. Hepsi paralı köpek. Diğer yandan Aziz Yıldırım karşıtları da onu destekleyenlere paralı köpek demeyi seviyor. Gri yok ortada ya siyah ya beyaz. Oysa destekçi bile gün gelir eleştirir veya muhalif de gün gelir takdir eder. Kafa yapımızı değişmediği sürece çok ölürüz biz, hem de çok.

Cuma günü CSKA'yı deplasmanda yendi erkek basketbol takımı. En iyi sekiz takımdan birisi olma yolunda önemli adım. Bir kez yaptık bir kez daha neden olmasın? Basketbol demişken Ataman da özür dilemiş. Dilemiş dilemesine de tokatladığı çocuktan dilemeyi unutmuş özrü. Kamuoyundan dilemiş sadece. Onu örnek alanlar varmışmış. Metnin yarısında kendisini övdükten sonra gelmiş özür. Aydan hocam özür çıktı çıkalı eşekler çoğaldı derdi. Okurken iki ş ile okursanız anlamı daha güzel oluyor eşeğin. Kesin bilgi yayalım.

Hafta için Türkiye Kupası maçı var deplasmanda. Pazar günü derbi oynayacak Fenerbahçe deplasman maçını Çarşamba yaparken, derbideki rakip Galatasaray iç saha maçına Salı günü çıkacak. Ağlayanlar vardı ya, onlar için söyledim. Dert mi? Değil elbette ama adalet arayanlar her yere bakmalı bence. Geçen hafta Liverpool'u eleyip en iyi 16 takımdan birisi olan Beşiktaş için söylüyorum. İki sezon önce Türkiye kupasında da devam ederken, 4 günde bir oynayan ve maçlarına erteleme istemeyen bir takımın taraftarı olarak söylüyorum bunu. Ağlamak bir süre sonra karakter olur. Karakter sıfata sıfat isme döner. Dost uyarısı.

Diğer yandan Çelik soyunmuş, meclisteki kavgalar şimdilik durulmuş, dolar aşmış başını gitmiş. Darısı memleketin annesiyle ilişkiye girenlerin başına. Alıp başını gidecekleri, arkalarına bakmayacakları günler gelir inşallah, dinimiz amin.