KONYA 1-1 FENERBAHÇE, MAÇTAN SONRA KISA KISA


Evet on birde sıkıntı var. Emre'nin, sakatlığı nedeniyle, başlayan kadroda yer almaması kararı (ortak alınan) Selçuk'u merkeze oturtuyor. Kim olabilirdi acaba? 18 kişilik kadroda pozisyonda oynayacak sadece Selçuk ve Topuz var. Topuz'un da Kayseri'den geldiğinden beri orta sahada oynadığı maç sayısı bir elin parmaklarından az (bilemediniz iki el, ama o kadar)



Selçuk zorunlu hamle yani. O zaman Alves'i koy stopere diyecek gibi olabiliriz de, Caner de Hasan Ali de yok. Kadlec de zorunlu hamle. Yani yanlış biraz zorunluluktan yapılmış durumda gibi.

Ama önemli elbette. Kazanacak takım gibi çıkmıyoruz sahaya. Nitekim sıkıntı da buradan doğuyor. Emresizlik sorunu takımı ileriye itecek kimsenin olmaması sonucuyla birleşip, sezonun kötülerine yani forvet hattına bindiriyor tüm umutları. O hat sezonun zayıf halkası olunca da çare duran topa doğru gidiyor. Haaa bir de gol yememek önemli.

Yediğimiz gol kötü. Mert'in ciddi hatası var, sağlık olsun. Keşke kalecilerin hata yaptığı maçlar kazandığımız maçlar olsa. Zor meslek. Peki defansın hatası yok mu? Elbette var. Pozisyonda Egemen'le Bekir'in anlaşamaması durumu ortada. Sağlık olsun demiş miydim?



Gelelim forvete. En fazla kızdığımız Emenike, oynayanlar arasında en yararlı olan aslında. İlk pozisyonda atıyor kendisini, sarı kartı hak ediyor. Sonraki iki pozisyonda haklı ancak yine yok faul. Hakem demişken, Egemen'e top oyundayken Ali Turan'dan gelen darbe (ilk yarıdaki korner pozisyonu) penaltı değil de ne? Ancak hakem bunu pas geçmeyi biliyor. Aynı hakem kısa süre sonra bu defa olmayan pozisyonda aynı ikiliden ev sahibi oyuncuya gösteriyor kartını. Top oyunda değil, penaltı da değil. Ama faul de yok yani sarı kart da anlamsız.

 

Hakeme devam.

Torje'nin Gökhan'a faulü sarı kartlık, çekiyor kolundan. Hakem görüyor kartı göstermiyor. Hatta sinirlenip topu tepen zenci oyuncu da uyarıyla yırtıyor. Torje 45'te Egemen'i düşürüp sarı kart görüyor ya, al sana atılmamış bir oyuncu örneği daha. 45 dakika 10 kişi oynaması gerekecek bir takım daha.

Hakemi de yeneceksin yeaaaaa cümlesine yanıtım belli, daha önce söylemiştim. Fikrim hala değişmiş değil. Hakem rakip değil ki yenelim? Zaten nasıl yenelim?

Dön sahaya. Zorlama pozisyonlar beraberliği yakalayacak fırsatlar geçiyor ele. Kuyt arka direkte dokunamıyor, Gökhan uygun durumda kaleyi bulamıyor, Selçuk'un Emenike'nin kaleyi ıskaladıkları anlar var. Haaaa bu arada Selçuk Selçuk diyoruz ya ;) ilk yarıdaki pozisyonlarımızın tamamında oyunun içinde Selçuk. Gereğini yerine getiriyor yani pozisyonun. Ancak kıyaslandığı kişi Emre. İşi zor.



İkinci yarıya ben değişiklikle başlarız sanıyorken aynı kadroyla çıkıyoruz. Biraz daha deniyoruz, aslında zaman kaybına neden oluyor zorlamak.

Emre'nin girişi önemli bir an. Birincisi tribünler açısından önemli. Emre'nin aldığı her topta ıslıklandığı yerler Toki Sami Yen ve Avni Aker. Bunun dışındaki yerlerde mutlaka bir ezeli dost! tribüncüsü parmağı var bence. Konya'daki gibi. Bırakmak istiyorum tribünü ama o kadar geri zekalılar ki bırakamıyorum. Aziz Yıldırım şike yapsana diye bağırıyor aptal herifler. Sivas'tan sonra bir aptal ordusu daha. Aykut Kocaman şikeyle! şampiyon olduğunu iddia ettikleri Fenerbahçe teknik direktörü o dönem. Şimdi de Konya'nın. Bu kadar rahat bağırmanın iki açıklaması var. Birincisi IQ sorunu ikincisi ise yukarıda belirttiğim konu; ezeli dost! tribüncüsü.

Peki Emre girince ne değişiyor? Baskımız artıyor öncelikle. Saha çok duran top kazanıyoruz zira Emre aldığı her topta biçiliyor. Kart yok ama faul yapanlara. Neyse geçtim kartı. Baskının sonucu topun üçüncü bölgede oynanması. O zaman Webo'ya ihtiyaç çok. Hamle doğru. Golün Emre'nin kornerinden gelmesi, onu ıslıklayanlara bir yanıt mıdır bilemem ama Egemen'in bu kadar istekli olması güzel. Bir de kendini yere atma konusunu abartmasa daha güzel.

Rıdvan Dilmen haklı, forvetin durmasıyla takım da durur eğer orta saha ve defansın hücuma katkısı olmazsa. Orta saha oyuncularının yaptıkları asist ve attıkları gol sayısına bakın. Defans oyuncularının da. Tıkanma nedenimiz forvetlerin aynı anda kötü oynaması dışında buna da bağlı.

Kuyt'un kaleci Kaya tarafından iki hamlede kurtarılan kafa vuruşundan sonra, son 10 (nizami) dakikaya Diego'yu da alarak giriyoruz. Çok kötü bir deneme yapıyor penaltı için Diego. Hiç yakışık almıyor. İyi ki de görüyor hakem. 81'de kısa düşen bir kale vuruşunda Diego'nun mükemmel pasını Sow mundar ediyor. Ayağında açıp ne gol ne de pas olacak bir hamle gelmiyor. Soruyorum şunu Emenike kaçırsaydı neler olurdu? Arttıyorum. Şunu Emenike Kadıköy'de kaçırsaydı neler olurdu? Muuuusaaaaaaaa Muuuusaaaaaaaa.

Altı dakikalık uzatma mucize gibi bir şey. Neden 6 onu da bilmiyoruz da karıştırmayalım. İsmail hocanın maç sonunda ifade ettiği memnuniyeti anlıyorum. Zira oyun kötü olsa da kazanmak için bir mücadele var aslında. Teslim olmak yok yani.

Gel gelelim ligin durumuna. Alay konusu Galatasaray 4 puan önümüzde. Bizi yenmiş olmalarının etkisi önemli ama kötü oldukları maçları hep kazanarak (zaman zaman hakem hataları sayseinde) önce tutundu sonra liderliğe oturdu. Önümüzdeki hafta oynanacak maç çok ama çok zor. Yenilgi, kaç yıl olduğunu unuttuğum seriyi sonlandırdığı gibi puan farkını da 7'ye çıkartarak camia olarak (zaten hazırız) dibe vurdurur. Diğer yandan da bugüne kadar sezon genel olarak bakınca iyi top oynayan takımın biz olduğu gerçeği de var. Kadıköy faktörünü eklersek haftaya puan farkı 1'e düşer. Düşmesine düşer de sezon sonu nasıl gelir? Olumlu veya olumsuz bir sezon sonu sonrasında 30 yaş üstü oyunculardan kurulu bu takım nasıl olur da yenilenir?

Konya maçı için soğuk suyu içip yatmak gerek. Şimdi hedef net. 1 hafta kadar beklememiz gerekecek.