FENERBAHÇE 1-0 MERSİN, MAÇTAN SONRA KISA KISA


Dayanamadım, dayanamam. Fenerbahçe için. Kim dayanabilir? Fenerbahçeli olup da kim dayanabilir?

Maçtan önce ruh hali; kıyamet ruh haline devam. Karşı karşıya golü kurtaran Volkan'a laf eden, sarı kartıyla el bombası gibi dolaşan ismi lazım değil Portekizli stoperi oyundan çıkaran İsmail hocaya laf eden, her oyuncuya edecek laflar bulanla dolu etraf. Kulakları da kapatamıyorum ki. Tek çare sükunet. Denedim, bugün oldu. Yarın olur mu?

Dönelim maça. Bence en iyi değil ama en iyilerinden oyun. En sağlamlarından mücadele. Yüksek performans. Bir iki sıkıntı dışında mükemmele yakın takım.

Hemen bir anıyla başlayayım. Çok da eski değil, 2007/08 sezonundan. Ankaraspor deplasmanında 1-0 öndeyken kazanılan bir penaltı.  Kezman'ın kullanma isteği, engel olmayan penaltıcı/kaptan Alex, kenardan müdahil olmayan/olamayan Zico. Sonuç; kaçan penaltı. Şimdi Kezman yerine Diego, Alex yerine Emre, Zico yerine de İsmail hocayı koyun. Sadece Sow'un yaptığının eşi yoktu o sezonda. İşgüzarlık.

Diego hatalı. Bir oyuncunun morali takımın moralinden önemli olamaz. Emre izin verdiği için hatalı. İsmail hoca da kenardan izlediği için. Sow ise uzattığı ve burun soktuğu için. Varsa sıkıntı soyunma odasında gerekirse yumruk yumruğa çöz. Ama tribünlerin önünde yapma. Lakin Sow'a bunu yapma gücünü veren de biziz. Kaçırdığı her golde, saçmaladığı her pozisyonda "bence" sadece dini nedeniyle müthiş bir prim veriyoruz. Yapmayalım demiyorum. Yapacaksak ismi, görevi, dini ne olursa olsun herkese yapalım.

Penaltı mı? Evet. Kazanılmış mı? Evet. Burak Yılmaz'ın aldıklarına benziyor mu? Darbe alıp aldıklarına, evet. Bu da bitti.

Volkan yerden müdahalelerde ne kadar korkmaya başladıysa (doğrudan ayakla giriyor, el kullanmıyor)  yan toplarda da o kadar korkusuz. Müthiş bir gelişmeyle ceza alanının her noktasını harita kullanarak ders veriyor.

Topal müthiş. Caner ve Gökhan eskiyi hatırlattı. Raul kilit. Emre sinir küpü ama önemli karakter. Egemen'in düşüşleri o kadar komik o kadar yapmacık ki bir gün haklı olduğu halde alamayacak faulü. İsmi lazım olmayan Portekizli stoper belki de en yararlı maçını çıkarmasına rağmen bol hatalı. Gereksiz sarı kartını es geçmedi yine. Hava topu vermedi ama aldıklarını rakibe geri verdi. Kuyt tükenmeyen enerji. Teknik kapasitesi düşük diyenlere inat, topu doğru alarak, pası doğru şiddet, zaman ve yere atarak oyunun temposunu arttırdı. Alper resital veriyor. Müthiş delici. Her rakibi kart riskiyle oynatıyor. Sow kötü. Takımı yavaşlatıyor çünkü zamanında vermiyor pasını. Gol vuruşlarında da ciddiyetsiz.

Mersin iyi takım. Durumu ortada zaten. Buna rağmen tek tük bir iki tehlike dışında şans tanımamış olmamız güzel.

Ve tribünler. Görevli olduklarını itiraf eden tezahüratların sahibi AGFB. 34'te Mustafa Kemal'in askerlerinin Ali İsmail Korkmaz haykırışları. Ve nihayetinde iptal edilen kombinelerin tribününden patlayan "gerçek taraftar" tezahüratları.

Bu sezon belki de ilk kez takımın mücadelesine doğru tepki vererek bütünleşmeyi sağlayan ÖLÜMÜNE FENERBAHÇE korosu. Özlemiş olduğunuzu fark ettiniz değil mi?

Peki kulübün çağrısı sonrasında tamamı dolu olan az tribünden birisi iptal edilenler, fark ettiniz mi? Gelin vazgeçin şu yasaktan. Çıkarın kombineyi, başlatın bilet satışını Okul Açık için. Camiayı birleştirecek kim, biliyoruz.