MİLLİ TAKIM MESELESİ

NO TO RACISM

Öncelikle, Milli takım bir kulüp takımı değildir. Dolayısıyla federasyon başkanı da bir kulüp başkanı değildir. Milli takımı sevip sevmemek bir seçenektir. Sevene de sevmeyene de "neden seviyorsun" denmez elbette. Ben neden sevmediğimi anlatmak isterim.


Önce son söyleyeceğimi söyleyeyim;

Dün Milli takım kadrosunda bulunan tüm futbolcular, takım arkadaşlarını yalnız bıraktıkları için suçludur. Belki de futboldan men edilme riskini (farkında olmasa da) alıp bu hareketi yapan kişi, sadece kendisi değil (farkında olmasa da) sahada, insanların performansını/davranışını beğenmediği zaman küfür etme hakkı gördükleri tüm oyuncular için yapmıştır.

Maçın son dakikasında aptal bir şekilde kart görüp en önemli maçta cezalı duruma düşen Arda'nın, canlı yayında bir önceki maçla ilgili konuşup Volkan konusuna değinmemesi, korkaklığın zirvesidir. Zira Volkan'ın küfre karşı duruşundaki risk, takım kaptanı Arda'nın federasyonun demeç yasağı karşısında yapacağı açıklamadaki ceza riskinin yanında konuşulamaz bile.

Ben Milli takımı sevmiyorum, anlatayım nedenlerini.

Milli takımı sevmiyorum çünkü o takımı çalıştıran kişinin (özelini bilmem) futbol sektöründe yaptıklarını biliyor ve tasvip etmiyorum. Kazanmak için her şey mubah anlayışıyla hareket eden bir karakter. Futbolculuğu da teknik direktörlüğü de kavga, polemik, küfürle geçmiş birisi. Örnek bir karakter değil. Kimsenin çocuğuna örnek olsun diye gösterdiği birisi olamaz. Eğer başarılı buluyorsanız ki ben bulmuyorum, ancak hatalarına rağmen başarılarını anlatırsınız, o kadar.

Milli takımı sevmiyorum çünkü yukarıda bahsettiğim kişinin, Milli takım için değil kendi egolarını tatmin için kurduğunu düşünüyorum kadroları. Çağırdığı oyuncuların bir kısmının, taraftar gözüyle değil, insan gözüyle toplumun çoğunluğu tarafından tasvip edilmediğini görüyorum. Çuvaldızı kendime batırayım hemen, hayatım Fenerbahçe'nin oyuncularından Emre'nin o milli takımda olmasını kabul edemiyorum (Fenerbahçe'de olmasını ayrıca konuşalım, karşıyım ona da). Nedeni saha içi davranışları değil, İsviçre maçında yaptıklarıdır. Nitekim yukarıda bahsettiğim kişi de o İsviçre maçı rezaletinin yaşanmasının nedenlerinden birisidir. Emre dışında da her futbol izleyicisinin tasvip etmeyeceği oyuncuların var olduğunu düşünüyorum.

Milli takımı sevmiyorum çünkü oluşturulmaya çalışılan Milli Takım Taraftarlığı konseptinin ucuz, yapmacık olduğunu düşünüyor, sponsorların yaptıkları ve artık bayıltan reklamları antipatik buluyorum. Keza Milli maçları anlatan/yorumlayan medyanın da Milli takım uğruna iyice kaypaklaştığını, kazanmanın mubah olduğu bir anlayışa sahip olduğunu ve gerçeği bilerek görmeden davrandıklarını düşünüyorum.

Milli takımı sevmiyorum çünkü insanların Milli maçlara kendi kulüp renkleriyle gidip rakip takımdan çağrılan oyunculara küfür etmesinden nefret ediyorum. Bu işin özellikle TT Arena ve Avni Aker'de çokça yapılması sinirimi ekstra arttırıyor. Sadece Fenerbahçeli olduğu için ıslıklanan, yuhalanan, küfür yiyen oyuncuların yerine koyuyorum kendimi, üzülüyorum. Misal Caner Galatasaray oyuncusuyken küfür yemezken, Fenerbahçe oyuncusu olunca bir bahane yaratılıp hakarete uğrayabiliyor.

Milli takımı sevmiyorum çünkü konu milli maç olunca küfür edilen oyuncu kınanıyor, aynaya bakması gerek diye ama küfür edenden bahseden olmuyor.

Dünkü olaya döneyim. Volkan'ı milli takımda görmek istemeyenin adresi Fatih Terim'dir, ondan sorarsın (yerse) hesabını. Volkan'a, Milli takım forması giyerken ettiğin küfrün açıklaması olamaz. Aynı şekilde Milli takım formasıyla penaltı atan Emre'yi ıslıklamanın da. Bunu yapan edepsizdir.

Volkan bu küfürler sonrasında moral olarak dağılmışken, küfür edeni değil Volkan'ın ceza alıp almayacağını konuşan medya edepsizdir.

Volkan'ın maç sonunda stadyumdan ayrılırken yanına güvenlikçilerin gönderilmesine neden olmak edepsizliktir. Medyayı darp edenler edepsizdir. Ancak onların orada olma nedeni bu değildir, sahada küfür edenin saha dışında saldırma olasılığının yüksek oluşudur.

Darp edilen medya mensupları bu konuda sonuna kadar haklıdır. Suçlular elbette tespit edilip cezalandırılmalıdır. Hem de o medya mensubunun konuyla ilgili düşüncesi ne olursa olsun cezalandırılmalıdır.

Ve ne yazık ki, dün Milli takım kadrosunda bulunan tüm futbolcular, takım arkadaşlarını yalnız bıraktıkları için suçludur. Belki de futboldan men edilme riskini (farkında olmasa da) alıp bu hareketi yapan kişi, sadece kendisi değil (farkında olmasa da) sahada, insanların performansını/davranışını beğenmediği zaman küfür etme hakkı gördükleri tüm oyuncular için yapmıştır.

Maçın son dakikasında aptal bir şekilde kart görüp en önemli maçta cezalı duruma düşen Arda'nın, canlı yayında bir önceki maçla ilgili konuşup Volkan konusuna değinmemesi, korkaklığın zirvesidir. Zira Volkan'ın küfre karşı duruşundaki risk, takım kaptanı Arda'nın federasyonun demeç yasağı karşısında yapacağı açıklamadaki ceza riskinin yanında konuşulamaz bile.