AYIP VE RÖVANŞ


Tarihinde şampiyonluğa ulaşmış 3. Türk, Nisan ayında şampiyonluğu ilan etmiş ilk teknik direktöre yapılanlar ayıptı. Ötesinde derseniz yine anlaşırız. Ses kaydının sorumlusu hala çıkmadı ortaya.
Sözleşme uzattıktan çok kısa süre sonra, özellikle özel hayat neden gösterilerek yapılanlar ayıptı. Zira özel hayata girecek olunursa, bunları yapanın özel hayatını da sorgulamak gerekir. Ama girilmez. Zira özeldir. Dedim ya, ayıptı. Bir başkanın, sözleşme imzalayıp bedeli karşılığında görev yapan bir profesyoneliyle (eleman ;) ) bu tip bir çekişmeye girmesi külliyen yanlıştı. Nitekim bu kadar bel altı bahanenin hem kendisinden hem de etrafındaki güvenilir kaynaklardan servis edilmesinin nedeni aslında bu hareketin doğruluğuna inanmamak demekti. Doğru değildi gerçekten. İstifaya zorlandı ve istifasını verip ayrıldı. Onurlu bir duruştu, takdir edildi elbette. Hele hele sonrasında, başkanın aksine neredeyse hiç konuşmamış olması bu takdir meselesine katkı yaptı.

Aziz Yıldırım bu hareketiyle sadece Ersun Yanal'ın kendisine değil, daha önemlisi Fenerbahçe futbol takımının teknik direktörlük makamına ayıp etti. Makamın karizmasını çizdi. Makamı rencide etti. İsmail hocaya edilen ayıp ve ayıp edenlerin cesaretinin kaynağı budur nitekim.

Burası ilk bölümdü bitti.

Ve Ersun Yanal, rövanş alma uğruna, 3 Temmuz'dan beri bir numaralı Fenerbahçe düşmanı olan Dynamo'ya gitti. Geçen sezon deplasmanda bize olan sevgileri nedeniyle maçın tamamlanmasına izin vermeyen Dynamo'ya gitti. Özellikle 3 Temmuz'dan beri, AK kaşık rolüne bürünüp, devletin ve gizli düşmanların desteğiyle her yerden saldıran Dynamo'ya gitti.

Profesyonel, gider demeyin. Birincisi Fenerbahçeli. Sana şike yaptın deyip bu yalanla ilgili çeşitli entrika çeviren bir camiaya gitmez Fenerbahçeli. Açlık sınırında değil hoca. Muhtemelen yeni aldığı Galaxy Note 4'ün taksitlerini de ödeyemeyecek durumda değil. Hepsini geçin isminin önünde ŞAMPİYON HOCA sıfatı var. Yani lig sürerken iş bulmak zorunda kalan hocalar statüsünde değil. Ersun hoca yahu, boru da değil. Ama ne yaptı? Sonuna kadar haklı olduğu bir konuda, taraftarlarca hakkının verilmesine rağmen, sadece rövanş alabilmek için düşmanın kucağına gitti.

Dynamo camiasında da Aziz Yıldırım'a atılan bir gol (nasıl golse) olarak düşünüleceği için şimdilik bir sorun çıkmayacaktır Fenerbahçeli Ersun Yanal'a. Yarın ne olur bilinmez.

Yarın isteyerek veya istemeyerek 2010/11 sezonu şampiyonluğuna gelecek konu. O zaman ne diyecek beklemedeyim. Zaten tarih sayfalarında yerini almasına, o müthiş takımın yaratıcılarından birisi olmasına rağmen gönlümdeki yerini söküp attım ben. Hayatındaki en kötü tercihi yaptığını zaman gösterecek mutlaka. Daha doğrusu kimin hatalı olduğunu (ben dahil).

Başarılar dilemiyorum elbette tsunami isteğindeki ben. Tsunami sırasında deplasmanda olur inşallah der miyim, onu da zaman gösterecek. İkinci yarıdaki maçta "Mutluluk Fenerbahçe'de olmaktır" pankartı açılır illa ki zira Kadıköy'de, kutsal topraklarda olacak o gün.