ELAZIĞSPOR 1-1 FENERBAHÇE, MAÇTAN SONRA KISA KISA

Kiminin içerideki üst üste iki maçına aynı hakem atanır, kiminin deplasmandaki üst üste iki maçına atanan hakemlerin isimleri farklı da olsa, her ikisi de maçları aynı senaryoyla manipüle eder. ‘Haaakemi de yeneceksin aaaabi’ diyenler lütfen bir randevu verin anlatacaklarım var size. Ama önce şuna bir bakın, Türk Dil Kurumu ne diyor hakem için; ‘Karşılaşmaları, yarışmaları kurallara uygun ve yansız olarak yöneten kimse’. Yani mücadele ettiğin, yenmeye çalıştığın kişi rakip, hakem değil.


Sivasspor deplasmanındaki rezalet bir kez daha vuku buldu. Tarih tekerrürden ibarettir cümlesinin doğruluğunu kanıtlıyor hakemler. Bu defa mönüdeki isim Hüseyin Göcek. Sabıkası belli. 2010/11 sezonundaki meşhur Antep maçında penaltılarımızı vermeyen saygın!! kişi. 

Sakatlar kervanına eklenen Alves yok. Emre yok, Sow yok, Webo yok. Cezalı Egemen yok. Mühiş bir başlangıç var ama. Sağlı sollu, kızlı erkekli ataklarla bir abluka var Mustafa Hoş’un kulakları çınlasın. 10 dakikada 4 olur muydu? ‘Evet halacım olurdu’. Olmadı. Sonra dengelenir gibi bir oyun. Volkan’ın müthiş bir kurtarışı var ama Ivesa’nınkilerin yanında konuşulmaz bile, farktan aldı takımı resmen ilk 10 dakikada. 

Sonra Alper’in uçmak suretiyle taşıyıp Baroni’ye verdiği, golü engelleyen defans oyuncusunun oraya nasıl yetiştiğini anlamadığımız pozisyon. Pası veren Alper neden yerde ceza alanında? Tello koluyla indiriyor çünkü. Penaltı ve kırmızı kart diyebilir miyiz? Evet. Maçtan sonra Markus Merk kılığına girmiş Yunus Yıldırım yorumlayacak canlı yayında; ‘penaltı ama ben de vermezdim’

‘Vay anasını sayın seyirciler’ deyip radyodan kovulmuş bir spiker anlatılırdı ben küçükken. Ben küçükken dediğim MÖ 200’ler falan.

Sonra isteyerek/istemeyerek bir elle oynama ile kazanılan top, 70-80 metrelik bir deparlı atak, rakibi bozan Topal’ın ayağından çıkan pasın tekrar rakibe asist olması, adaşımı bol bol anmak. Soyunma odasına 5-0 önde girecekken 0-1’le girmek. Hakemin bir penaltını ve hatta bir kırmızı kartı atlaması. İstemeyerek falan dedim ya centilmence, iddia ediyorum bize olsa o top orada elle oynama nedeniyle rakibe verilirdi hakem tarafından.

İkinci yarıya aynı hızla başlamak, Emenike’nin ceza alanında çekilerek düşürülmesi, Markus Merk bu çekmeyi yeterli görmeyecek maçtan sonra. Elazığspor’un ani çıkışları derken 58’de golün sahibi Onur’un Baroni’yi arkadan müdahaleyle indirmesi, avantajla devam eden pozisyonda Emenike’nin çerçeveyi bulamaması derken hoooooop yardımcı hakemin sahne alması. Baroni kırmızı kart. Neden? Üzerinde yatan rakibin çekilmemesi ve Brezilyalının kalkarken müdahale ettiği yalanı. Rezalet demiş miydim? Evet iki hafta önce de demiştim. Sürüyor.

Şimdi 10 kişiyle kazanmak en azından kaybetmemek zorundasın. Emenike’nin ceza alanında indirilmesinin kanun hükmünde kararnameyle serbest bırakılması sonrasında bu defa bir tekmeyle düşürülmesine devam kararı. Markus Merk alt baldıra gelen tekmeyi de penaltı için yeterli bulmayacak. Sonra Topal’ın beraberlik golü. 10 kişiyle hakemi de yenmeye çalışmak. Ev sahibinin sayısal üstünlüğünü kullanarak bulduğu pozisyonları Volkan’ın bazen Gökhan’ın da yardımıyla savuşturması.

Ve nihayet son nokta. 90+5’te kullandığımız bir kornerde ceza alanında iyi yükselen Elazığspor defans oyuncusu Sow’un eliyle müdahalesi. Markus Merk bile!!! penaltı diyor ama aklı başına geliyor bunu söyledikten saniyeler sonra, ‘hakeme vermediği için kızamazsınız’

Arkadaşım, bir yardımcı çizgide, bir yardımcı kale çizgisinde bir de orta hakem var etti 3. Toplam göz sayısı da 6 oldu. Ne diyorsun sen? Nasıl görmezsin kabak gibi pozisyonu? Ben kime kızacağım?

Sonuç; tartışılan 4, ortak olarak ‘net penaltı’ denilen 2 pozisyon var hakkımızın yendiği, Baroni’nin atılması da skandal. Puan farkı nasıl iner, işte böyle iner.

Operasyon sürüyor demek ki. Hakemi de yeneceksin arkadaş. Sen 11 hatta 10 kişi oynarken, rakip 11 kişi + X sayıda hakemken, hakemi de yeneceksin, rakibi de yeneceksin. Nasıl yeneceğimi ben bilmiyorum. Haydi rakibin kalesi var, atarsın golü (hakem izin verirse). Hakemin kalesi de yok. 

25 milyonu evde zor tutuyoruz desek biraz hizalanır mı siyah urbalılar?