FENERBAHÇE 1-0 ESKİŞEHİRSPOR, MAÇTAN SONRA KISA KISA

Sadece 1 hafta önce, 2-0 öndeki takımın maçı 4 golle mi yoksa 5 golle mi bitireceğini, müthiş hücum hattına uyum sağlayacak defans dörtlüsüyle iyi bir takım olacağımızı düşünürken, yenilen önce o maçın son dakikalarında, sonra Arsenal'den Kadıköy'de 3'er gol ile bugün teknik direktörün son maçı olabilecek bir maça eller ayaklar titreyerek çıkmak bizim işimiz olur ancak. Sadece 1 haftada oluyor bunlar. Nasıl dayanıklı insanlarız biz?

Emre, Topal, Baroni tribünde, Sow kulübede. Görev adamı Selçuk sahada.  İki sol bekimiz de sahada yok, Caner var. Diziliş 4-4-2 gibi. Ama maestro yok. Alper orta sahanın solunda, ben kanat ikililerinin uyumundan hep söz ederim. Caner-Alper var solda. Oldu.

Eskişehirspor zaten iyi takım. Zor maça stres altında başlıyoruz. Tribünler 1 haftada yaşananların hesabım soracak adam arıyor. Koskoca ilk yarıda rakip kaleyi bulan bir Alvez kafası var, o kadar. Ve rakibin atamadıkları ve Mert'in kurtardıkları ve hakemin çalmadıkları. Elbette 34. dakika kavgası. Başbakanla görüşen, spor bakanıyla toplantılar yapanlar "tribünde siyaset istemiyoruz" diyerek protesto ediyor takımdaşlarım. Yahu bırak bağırılsın 1 dakika. Belki 2-3 dakika.  Neyi çekemiyorsun? Sus 1-2 dakika.

Sonra 2. yarı başlıyor. Takım aynı. Biraz daha hareketli gibi. Emenike ortalıyor, Kuyt kafayı yapıştırıyor; 1-0. Moral geliyor, daha iyi mi oynuyoruz yoksa bana mı öyle geliyor golün sevinciyle? Anlamıyorum. 

Kendime gelişim aleyhimize verilen penaltıyla oluyor. Derslik bir penaltı kararı çıkıyor. Alper'in arkası dönük, topun ele çarpması avantaj sağlamıyor. Hatta kaleden uzaklaşacağına kaleye yöneliyor. Ama karar penaltı. İlk yarıda Webo ikinci yarıda Emenike'ye yapılanlar penaltı değil. Aleyhine bu kadar kolay penaltı çalınan takımın kalecisi kolay teslim olmuyor. Hatta hiç teslim olmuyor. Mert 2 maçta 2 penaltı kurtarıyor. Gökhan sakatlanıyor. Selçuk zor anlarda toptan kaçan oyunculardan olmuyor ve ona olan güvenimi sarsmıyor.  Mert ise aptığı 1-2 kritik kurtarışla 3 puanın en azından 1 tanesini tek başına alıyor. 

Önemli bir maçı kötü oyuna rağmen kazanıyoruz. Ve önümüzdeki günlerin ne olacağını netleştirecek haftaya giriyoruz. 27 Arsenal, 28 Cas. Gazamız mübarek ola.

Maçtan aklımda Mert, Kuyt, Selçuk, hakem ve tribün karmaşası kalıyor. Takımın nasıl oynaması gerektiği de kafamı kurcalamaya devam ediyor.