FENERBAHÇE 0-3 ARSENAL, MAÇTAN SONRA KISA KISA

Uzun yazacak bir şey yok zaten. Kadıköy'den uzakta, Rustavi televizyonundan Gürcüce nasıl izlerim diye düşünürken bir de kötü oyun çıktı karşıma. Kötü oyun da olacak eyvallah ama mücadele? Nasıl olacak?



Orta sahayı rakibe bu kadar teslim edecek bir kadro/dizilişle çıkmak biraz intihar gibi oldu. Beklerin önünün bu kadar boş kaldığı bir dizilişin bir mesajı var mı acaba? Orta sahadaki Oyuncuların topa bir türlü hakim olamaması nedeniyle iki iç oyuncu ve bir forvet fazla lüks kaldı. İlk yarıda kaleyi bulan şutumuz var mı?

Neyse ki gol yemeden tamamladık devreyi. Sıkıntıyı gidermek için ne yapılabilirdi? Ben 4-2-3-1'e döner, Emenike'yi orta üçlünün soluna alır, Sow'u forvete koyardım. Emre ve Webo çıkar, Alper oyuna dahil olurdu. Belki de önce Emre-Caner değişikliğiyle denerdim bir süre. Yanal ise bence oynamaya hazır olmayan Gökhan'ı Bekir'in yerine sahaya sürdü. Dedim ya hazır değildi.

Takım biraz saldırır gibi olduğu anda müthiş bir ara pası sonrasında gelen asisHe yenik duruma düştük. Bu da takımın moralini düşürdü. Sonrası hikaye oldu tabi. Tek tek oyuncuları konuşmanın çok anlamı yok. Hocanın performansı da kötü. Yönetim takımın yanında olmak yerine CAS davasında savunmada. taraftar bölünmüş durumda. Dur bakalım diyorum.

Geldim tepki olaylarına. Aslında maçtan daha çok bunların konuşulması gerek. Önce Emre konusu. Rabia işaretine kızabilirsiniz evet, ama bu nedenle küfür etme hakkına sahip değilsiniz. O müthiş "her yer Taksim, her yer direniş" tezahüratını ıslıklayanlara kızıp Emre'ye hakaret etmek oluyor mu? Ne farkımız kalıyor o zaman? Attığı her gol sonrasında secdeye varan, hem manevi hem siyasi görüşü ortada olan adamdan ne bekliyorsunuz ki? Dün mü değişti görüşü?