FENERBAHÇE 2012/2013 - BÖLÜM 2 - 64 MAÇ


Zor günler yaşadık sezon boyunca. Bir sürü kırılma noktası oldu. Maçlara sıradan bakalım isterseniz.


Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda Vaslui ile eşleşir Fenerbahçe. İlk maçta evinde berabere kalınca çatlak sesler başlar. Rövanşta zorlanmasına rağmen Volkan'ın kurtardığı penaltı ve son dakikalarda bulduğu gollerle farklı kazanıp turu geçer. Kader cilvelenir ve 3. ön eleme turunda rakip Spartak Moskova olur. 3 Temmuz sürecinde istemeden de olsa giden Emenike rakiptir yine. Lig başlamadan Galatasaray ile oynanan Süper Kupa finali yine olaylar içinde geçer. Engin Baytar hakem Cüneyt Çakır'ı gördüğü kırmızı kart sonrasında dövmeye kalkar, maç içinde 12 Mayıs maçını unutturmayacak bir performans gösteren Çakır, son dakikada verdiği penaltı kararıyla Galatasaray'ın galibiyetini hazırlar. Daha sonra Aykut hocayla görüşmemizde bu maçı Spartak Moskova maçının provası olarak düşündüğünü söyler. Kupayı kaybetmekten daha kötüsü Volkan'ın sakatlanması olur. Maçın 16. dakikasında omuzundan sakatlanır Volkan.

Sonra lig başlar. İlk hafta Elazığspor'un sahasında oynanması gereken maç, İzmir'e alınır saha bakımı yüzünden. Açılış maçında sahadan 1 puanla ayrılır Sarı Kanaryalar. Ama daha önemli olan Şampiyonlar Ligi maçıdır. İlk maçta deplasmanda Emenike'nin golüyle yenik duruma düşer, Kuyt beraberliği sağlasa da ev sahibinin Kombarov'la bulduğu gole engel olamaz, 2-1 kaybeder ama umutla döner. Hafta sonu Antep'le Kadıköy'de seyircisiz (kadınlar ve çocuklar) maçta karşılaşır ve 3-0 kazanır.

KIRILMA NOKTASI 1
Ve önemli gün gelir çatar. UEFA sopası haberleri altında Spartak ile rövanşa çıkar Fenerbahçe. Gol yemeden alınacak bir galibiyetle gruplara kalacaktır Sarı Kanaryalar. Ancak maçın başında ani bir akında golü bulan misafir takım olur. Çabalar ancak beraberliğe yeter. Son dakikalardaki baskısı sonuç vermez ne yazık. En önemli hedeflerden ilki ıskalanmıştır.

Deplasmandaki Sivas beraberliğini iç sahada kazanılan Mersin maçı izler. Ameliyat olması gereken Volkan sezonu idare etme kararı alır ve Mersin maçında kaleye geri döner.

Yeni hedef olan Avrupa Ligi'nde kuralar çekilir, Şampiyonlar Ligi tadında bir gruba düşer Fenerbahçe. Marsilya, Borussia ve AEL ile ilk iki sıra mücadelesi başlayacaktır Avrupa'da.

İlk maçta Marsilya ile, hem de 2-0 öndeyken, hem de uzatma dakikalarında yediğimiz bir golle berabere kalırız. Moraller yine dibe vurur. Yasak nedeniyle lig maçlarında yanında olamayan taraftarı Avrupa Kupası maçlarında da galibiyet görememiştir saha iç sahada.

Marsilya maçı üstüne seyircisiz bir başka maçta Dynamo Trabzon'a da puan verilir Kadıköy'de. Tartışmalar, Alex - Kocaman haberleri havada uçuşmaktadır.

KIRILMA NOKTASI 2
Kasımpaşa deplasmanına çıkar Fenerbahçe ligin 6. haftasında. Kötü oynar. Rakip de iyidir. 2-0 gibi net bir skorla yener cemaatin yeni takımı Sarı Kanaryaları. Skordan daha kötü olanı Alex'in tavrıdır. İlk yarı sonunda oyundan çıkartılan Brezilyalı maçı yanında Stoch ile takımdan uzakta izlemeyi tercih eder. İzleyen günlerde yönetim kaptanı davranışları nedeniyle kadro dışı bırakır. Başkanla durumu konuşmaya giden Alex, bu görüşme sonrasında ülkesine dönme kararı alır. 8 yıllık bir dönem, kötü bir şekilde son bulmuştur. Kim haklı kim haksız tartışması taraftarı üçe böler. Önce Fenerbahçe diyenler, Kocaman'ı sevip Alex'e sövenlerle Alex'i sevip Kocaman'a sövenlere şaşkın şaşkın bakmaktadır. Olan olmuştur. Alex müthiş bir törenle uğurlanır. Bu törende bir hafta öncesinde heykel açılışında Alex'in yanındaki Aykut hoca küfür eden cibiliyetsizler de vardır.

KIRILMA NOKTASI 3
Sezon gitti gibi gözükürken takım müthiş bir tepki verir. Bu satırları yazan kişi bu tepkiyi Alex'in gidişine bağlamaz. Borussia ile deplasmanda karşılaşan Fenerbahçe, rakibini 4-2'lik skor ve iyi oyunla sürklase ederek döner İstanbul'a. Sorunlar dondurulmuştur. Hafta sonu oynanan Beşiktaş maçı da 3-0 gibi net bir skorla kazanılınca umutlar yeşerir gelecek için.

İzleyen hafta ligde Bursaspor ile deplasmanda karşılaşır Kanarya. Kazanamamasına rağmen ortaya koyduğu oyun müthiştir yine. Hafta içinde AEL'i deplasmanda 1-0 yenip grubunda liderliğe yerleşir.

KIRILMA NOKTASI 4
Kadıköy'deki yenilmezlik serisi Antalyaspor'un 3-1'lik galibiyeti ile son bulur. Son dakikalarda beraberlik için bastırırken oyuna ikinci yarıda dahil olan Salih'in hatasıyla yenilen üçüncü gol kayıtlara geçer. Aynı Salih ligin ikinci yarısında deplasmanda oynanacak maçın galibiyet golünü atacaktır.

Ertesi hafta ligde ilk deplasman galibiyeti gelir ligin yeni takımı Akhisar karşısında. Hafta içinde de AEL'i 2-0'la geçer Fenerbahçe. Sular biraz durulur gibi olur. Limasol maçı sonrasında ligin en iyi topunu oynayan takımlardan birisi olan Orduspor'u müthiş bir oyunla sahadan siler Fenerbahçe. Umutlar bir kez daha yeşerir. Ancak ertesi hafta kara formalı Fırat Aydınus'un gaipten uydurduğu ses ile Caner'i attığı Eskişehir maçı gelir çatar. Oyunu 60 dakika 10 kişi sürdürmesine rağmen kaybetmez Kanarya ama hakemler sopayı göstermiştir.

Hafta içinde Marsilya'yı deplasmanda Bekir'in röveşata golüyle deplasmanda yener. Bu skorla gruptan birinci olarak çıkmayı da garantiler. Hafta sonunda  ligde de Gençlerbirliği'ni 4-1 gibi net bir skorla geçer. Bu maç sonrasında 3. kulvardaki mücadele de başlar. Türkiye Kupası'nda Pendik'le oynayıp 1-0 kazanır Fenerbahçe.

Ligde deplasmanda Kayseri'yle 1-1 berabere kalır. Deplasman karnesi kötü gitmektedir. Avrupa'da ise grubu lider bitirmiş olduğu için son maçına as takım haricinde genç ağırlıklı bir kadroyla çıkar Borussia karşısına, maçı kaybeder ama bu oyunculara Avrupa Kupası deneyimi kazandırmıştır.

Ligde İBB'yi, kupada Göztepe'yi yener sezona devam eder. Sıra ligdeki Galatasaray maçına gelmiştir. Toki Sami Yen'den 2-1 yenilgiyle ve Raul olayıyla geri döner. Raul ikinci sarı karttan atılmıştır. Atıldıktan sonra şiddetli itirazları nedeniyle PFDK'ye sevk edilir. Hakem Halis Özkahya raporuna Raul'un kendisine tükürdüğü yalanını ekler. Raul, 3 Temmuz'da Fenerbahçe'ye yapılan gibi linç edilir. 11 maç ceza sonrasında tahkime gider cezası yarı yarıya indirilir. Bu indirime itiraz eden Galatasaray, o gün hakem raporlarına güvenmek gerek der.

Ertesi hafta Türkiye Kupası'nda Sivaspor'u yener Fenerbahçe. Yener yenmesine ama camia kaynamaktadır. Ligin son haftasında rakip Karabükspor'dur.

KIRILMA NOKTASI 4

Karabük Kadıköy'de 3-1 kazanır. Tribünler Aykut istifa diye bağırmaya başlar. Tepki büyüktür. Aykut hoca basın toplantısında istifasını açıklar. Yönetim istifayı kabul etmediğini bildirir kamuoyuna. Ortalık karışmıştır. Lige ara verilir, takım tatile çıkar.

İkinci yarı hazırlıkları Antalya'da başlamadan önce Aykut hoca ikna edilir. Kendi kariyerini riske atarak geri döner hoca göreve. Antalya kampı bir mucize için birlik olma yeridir. Bu sırada Emre ve Ziegler geri döner takıma, İBB'den de Webo forvete takviye edilir. İkinci yarı başlamadan kupa maçları vardır. 1461'i ve  Bursaspor'u deplasmanda yener. Ancak Kadıköy'de taraftarın karşısına çıktığı Elazığ maçını kazanamaz, hatta beraberliği son anda yakalamayı başarır. Umutlar tükenmektedir. Ligde Bursaspor'u 3-0 gibi net bir skorla geçtikten sonra Antep'i deplasmanda yenmeyi başarır. Uzun zaman sonra ilk kez üst üste 2 galibiyet gelmiştir ligde. Ayrıca ligin ilk yarısı boyunca sadece 1 deplasman galibiyeti alan Fenerbahçe ligin ikinci yarısında ilk maçında kazanmıştır deplasmanda, hem de yine geriden gelerek.

Kupa'da Sivas'la deplasmanda berabere kalıp hafta sonu yine Sivasspor'a evinde yenilir. Bir türlü seriye bağlayamaz. Ancak lider Galatasaray'ın da puan kaybetmesi kopmasını engeller. Mersin'i deplasmanda yener, sonra Avrupa Ligi'nde Bate'yle deplasmanda 0-0 berabere kalır. Beraberlik önemlidir zira Raul'un hemen maçın başında gördüğü kırmızı kart nedeniyle neredeyse tüm maçı 10 kişi tamamlamak zorunda kalır.

Ligde zor maç beklemektedir Kanarya'yı. Deplasmanda gözü dönmüş Trabzonluların önünde Dynamo Trabzon'u 3-0 gibi net bir skorla yener döner. UEFA'nın verdiği meşale cezası yüzünden Bate rövanşını da seyircisiz oynar. 1-0 kazanır ama sahaya dışarıdan paraşütle meşale atanlar yüzünden bir sonraki tur için de cezayı alacaktır. Hatta öyle bir cezadır ki bu, 2 yıl içinde alacağı ilk cezada kupadan men edilecektir.

Kasımpaşa'yi ligde yendikten sonra 1461'e kupa rövanşında yenilir. Ama daha önemlisi hafta sonu oynanacak Beşiktaş maçıdır.

KIRILMA NOKTASI 5
Beşiktaş maçını hakem hataları yüzünden kazanamaz Fenerbahçe. Hem de son dakikada galibiyet golünü ararken verdiği kontratakla yediği golle kaybeder. Şampiyonluk yolunda büyük bir darbedir bu skor.

Bir sonraki maçta Plezen deplasmanına çıkar Fenerbahçe kendi evinde hiç yenilmemiş bir takımdır maçtan önce. 1-0 kazanır geri döner. Hafta sonu da Bursaspor'u 4-1 gibi net bir skorla geçer ligde. UEFA'nın cezası nedeniyle Plezen rövanşını seyircisiz oynamak zorunda kalır. 1-1'lik beraberlikle çeyrek finale yazdırır adını. İşin güzel yanı, golümüz 19'luk Salih'ten gelmiştir. Çeyrek finaldeki rakip ise Lazio olacaktır.

Hafta sonu Antalya deplasmanına gider takım. Salih'in golüyle öne geçer, Tita'yla yakalanır ama Sow'un golü galibiyeti getirecektir. Ligin ikinci yarısındaki deplasman serisi müthiştir. Ligde Akhisar galibiyeti sonrasında bu defa Avrupa Ligi çeyrek finalindedir sıra.

Taraftar tribünde, futbolcu sahada, milyonlar evlerinde müthiş bir maç çıkarır camia. Lazio galibiyeti gol yemeden gelince başka güzel olur. Rövanşta atılacak 1 gol takımı yarı finale çıkaracaktır. Tarihinde ilk defa hem de. Bu moralle Orduspor deplasmanına çıkarlar. Salih'in resitali gelir ekranlara. 2 mükemmel golle galibiyeti alır gelir Kanarya. Salih'in ikinci golü jeneriklere geçecektir mutlaka.

Hafta içinde bu defa UEFA cezası bizim işimize gelir. Seyircisiz oynanan maçta Lazio ile 1-1 berabere kalarak tarihinde ilk defa yarı finale çıkar Fenerbahçe. Hafta sonunda Eskişehirspor'u zor da olsa 1-0 yenmeyi başarır. Daha sonra yine Eskişehirspor'la Türkiye Kupası yarı finali ilk maçında, deplasmanda 1-1 berabere kalır. Hem de ciddi rotasyon yapılmış bir kadroyla.

KIRILMA NOKTASI 6
3 kulvarda yürümektedir Fenerbahçe. Ama Avrupa Ligi'nde rakip Benfica'dır. Ligde de 4 puanlık fark sabitlenmiş gibidir. Nitekim Gençlerbirliği deplasmanında kaybedilen maçla fark 7'ye çıkar. Lig gitmiş gibidir artık.

Moral bozar elbette ama daha büyük bir hedef için Kadıköy'de Benfica ağırlanır. Yine müthiş bir oyun müthiş bir taraftar vardır sahada. Ancak Baroni'nin kaçırdığı penaltıya 2 de direkten dönen top eklenince, hak ettiğimiz farklı galibiyet gelmez, 1-0'la yetinir Fenerbahçe. Hafta sonunda ligin ikinci yarısının en iyi takımı Kayserispor'u 2-1 yenip Benfica'ya uçar.

Bir gol atsak finale gideriz der herkes. Ancak golü kalemizde görürüz. Bu moralleri bozmaz ve Kuyt'un penaltıdan attığı golle beraberliğe ulaşır takım. Fakat bir uyuma anında yediğimiz golle yeniden yenik duruma düşeriz. Yine de final için yeterlidir bu skor. Ancak ikinci yarıda rakibin Gökhan'ın kafasına vurduğu tekme ile iş tersine döner. Rakip kırmızıyla atılmaz, Gökhan havada bilincini kaybedip, baygın düşer yere. Egemen kalbini dinler. Biz ekran başında topçular sahada sonar kalır, Gökhan sedye ile oyundan çıkarken. İyi haberleri gelir ama sahada işler iyi gitmez. Benfica 3. golü de bulup türlü çirkinlikler içinde bitirir maçı. Final kaçar ama yarı final gururu tarihe yazılır.

Dönüşte İBB karşısında alınan yenilgiyle lig gider. Galatasaray şampiyonluğunu ilan eder. Hafta içinde 1-1'in rövanşında Eskişehirspor'la Kadıköy'de karşılaşır Fenerbahçe. Geri düşer, yakalar. Ama 1-1 tamamlanır 90 dakika da uzatmalar da. Penaltılarda Volkan'ın kurtarışıyla final vizesi gelir.

Ligde rakip Galatasaray'dır. Evdeki son maçta taraftara bir galibiyet vermek ister futbolcular. Galatasaray ise ertesi sezona yansıyacak bir ceza için türlü provokasyon peşindedir. Geri düşmesine rağmen kazanır Fenerbahçe. Maçın sonunda saga galibiyeti kutlayan Fenerbahçe'nin yanında yenilgiyi kutlayan Galatasaray da yer alır, rezil olmuşlardır.

Ligin son haftasında Karabük'ten 3-2 yenilgiyle döner Fenerbahçe, sezonun 63. maçından. Ve en sonunda da Dynamo Trabzon'la Ankara'da oynadığı kupa finalinde 64 maçlık maratonu bir kupayla süslemeyi başarır.

Geriye bakınca, tezahürattaki gibi bazen hüzün bazen mutluluk olan bir sezon görülür. Avrupa'da ilk yarı finalini görmüş ama ligi yine kaybetmiş, buna rağmen 64 maçla rekor kırıp Türkiye Kupası'nı da 29 yıl sonra 2 yıl üst üste almış bir takımdır.