FENERBAHÇE 1-2 GİRESUNSPOR, MAÇTAN SONRA KISA KISA

 

Formül açıklanmıştı bir iki hafta önce; Fenerbahçe ancak 10 kişi kalınca yeniliyor. Sivasspor maçında denendi Göcek tarafından, olmadı. Bu defa Kardeşler denedi. Başaramadık, ters gitti. Kazandı Giresun. Böylelikle, 90 dakikada ikinci (Konyaspor ve Giresunspor), uzatılmış maçlarla (Dynamo Kyiv) üçüncü yenilgimizi aldık. 

Maçın nasıl başlayıp nasıl geliştiğini, neleri yapıp neler yapamadığımızı, Kardeşler'i yazmadan önce bir iki kelam etmem gerek Jesus hakkında. Hata hep olacak, bazen hata yüzünden gol yiyecek bazen de bu maçta olduğu gibi hata yüzünden yediğimiz gollerle yenileceğiz. Dikkat çekmek istediğim başka bir şey var. Çok önemli bir şey oldu; Jesus takımı aldı, takım yenikken susan taraftara götürdü. Ve karşılığında alkış aldı. Jesus ayarlarını düzeltiyor Fenerbahçe'nin. Öğretiyor, öğrenmemiz gerek. Takımı alkışlattı, Serdar Aziz özrünü dileme fırsatı buldu. Aynı Jesus maç sonu röportajında hakemle ilgili tek bir kelime dahi etmeden durumu değerlendirdi. Bunlar alışık olduğumuz şeyler değil, bu taraftar forma için canını dişine takan Kuyt'u bile yuhalamıştı bir yenilgi sonrasında. Değişecek ve gelişeceğiz. Öğrenmek istemeliyiz. Jesus, futbol kültürümüzü değiştirecek zaman ve fırsat verilirse, fırsat verirsek. Öğrenmek istemeliyiz.

Maçı yazmadan önce hakemi konuşmamız gerekiyor. Öncelikle bir yer değişikliği yapalım. İki sarı karta sebep olan faulleri Pedro değil, rakipten bir oyuncu yapsın. Delirir miyiz sarı kart görmezse? Hele sarı kartlıyken benzer bir faul yapıp atılmazsa? Kızabiliriz ama atılmasının doğal olduğunu düşünüyorum. Kardeşler'in fırsat kolladığı gerçeğini unutmadan elbette. Her iki pozisyonda Pedro topa vurmaya çalışıyor. Her ikisinde de masum. Avrupalı bir hakemin her iki pozisyonda da kart kullanmama olasılığı var. Ne oyunun ruhuna aykırı bir hareket ne de rakibi kasıtlı sakatlamaya yönelik. Ama dedim ya, doğal bir durum.  

Hakemin tartışılacak bir çok kararı daha var. Yine, susmayı tercih eden yönetimin hata yapıp yapmadığını zaman gösterecek. Yok yere yangın çıkaran Galatasaray'ın istediğini aldığını unutmamak gerek. 

Altay
Ferdi - Serdar Aziz- Szalai - Alioski
Arao
İrfan Can - Zajc - Rossi
Valencia - Pedro

4-4-2 ile sahadayız. Zajc ile Crespo'nun fark gün gibi ortada. Rossi de gününde olmayınca sorun. Buna Pedro'nun sarı kartlıyken huzursuz oyununu ve atılınca da uzun bir süre bir kişi eksik oynamak zorunda kalmamızı ekleyin. Her şeye rağmen, neredeyse pozisyon vermeyen bir takım. Olmayacak şey oluyor, methiyeler düzdüğümüz Serdar Aziz bir değil, iki kritik hata ile iki gol ikram ediyor rakibe. Yukarıda bahsettim, olacak bunlar. Keşke puan kaybına neden olmasaydı. Şu anda yapacak bir şey yok.

Galipken 10 kişi kalan takım defansif önlem almıyor. Golü yedikten sonra, atmak için hamle yapıyor. 10 kişi gibi değil 11 kişi gibi oynamaya devam ediyor. 

Sıralamada takipçisi olan Galatasaray'ın avantajı Avrupa kupalarına katılmamış olmak. 10'dan fazla resmi maç oynamışız. Dünya Kupası dönüşü neredeyse eşitlenecek bu fark. Avantaj dezavantaj konuşurken düşünmek gerekir. Bir hafta önce gol atamadığı için dalga geçenler, 7 gol atınca bu sefer kendi takımına saydırıyor. Akıllara ziyan.

Uzun bir ara var. Oyuncuların kendi gelmeleri, sakatların iyileşmesi için yeterli. 40 gün kadar sonra yeninde başlayacağız. Önce başlayacağız, zinde başlayacağız. Jesus'un makinesi kısa bir ara sonrasında tekrar başlayacak gözleri okşamaya, merak etmeyin.

Altay xxx
Ferdi xxx
Serdar Aziz x
Szalai xx
Alioski x > Serdar Dursun x
Arao xxx > Arda xx
Zajc xx > Crespo xx
İrfan Can xxx > Emre x
Rossi x > Osayi xx
Valencia xx
Pedro x