FENERBAHÇE 0-1 GALATASARAY, MAÇTAN ÇOK SONRA KISA KISA

 



Sallamak ata sporumuz. Öncesinde sonrasında. Biraz da ben sallayayım, dayanabilirseniz buyurunuz.

Fenerbahçe defans yaptırır. Güzel bir temenni. Keşke defans yaptıracak bir kadroyla hazır olabilseydik. Ve diğer yandan her yeri yedekli bir şekilde inşa eden transfer mimarları Gustavo'yu da yedekleyebilseydi. Ve elbette çeyrek, yarım santraforlara emanet etmeselerdi forvet hattını. Samatta'dan bahsetmiyorum. 

Altay
Nazım . Serdar Aziz . Szalai . 88
Sosa . Ozan
Osayi . Mert Hakan . Valencia
Samatta

Başlangıç bu. Kabiliyetlere göre baktığın zaman bile topu rakibe teslim edeceğin ortada. Mert Hakan'ın tek yönlü (ve tek ayaklı ve az futbol zekalı) bir oyuncu olduğunu sanırım görmek istemiyor teknik kadro. Veya evladı ya, konduramıyor. Olmuyor işte, defansın önüne çekiyorsun olmuyor, forvetin arkasına koyuyorsun olmuyor, hele hele kanadımsı oynatırken hiç olmuyor. Becerebileceği tek görevde de ondan iyisi var. Kaliteli yedek. Zorlamanın gerçekten çok anlamı yok. 

Devre arasından söylediğim şuydu;

Bu kadar zorlamanın bir anlamı yok. Mert Hakan'a da zararı var. Yapamadığını, beceremediğini kanıksayacak. Herkese zarar.

Neyse, elbette tek sorun o değil. Topu bıraktık ya Galatasaray'a, ne bekliyorduk? Ani akınlar, belki sürpriz baskılarla defansı hataya zorlama ve elbette duran toplar. Diğer yandan da elbette gol yemeden bitecek bir devre (ve maç). İlk yarıda bu taktik tuttu mu? Evet. Erol Bulut'a bu konuda neden yükleniyoruz? Net pozisyonlar bizden yana, rakibin kaleyi bulan bir tane şutu yok. Altay yere bile yatmamış. Caner'in hızlı pasında Samatta'nın önce Muslera sonra Donk'u çalımlaması nefis, topu ne kaleye ne de bomboş bekleyen Osayi'ye atamaması rezalet. Abartılı tabi bu tanım, kötü diyeyim. Pozisyonlara devam ediyorum, Sosa'nın Muslera tarafından kornere çelinen şutu. Devamında 88'in kornerinde Samatta'nın kafasını yine Muslera'nın müthiş kurtarması. Demem o ki aslında Erol hocanın beklediği, taktiği üzerine kurduğu pozisyonlar bunlar. Lütfen taktiğe katıldığım anlamı çıkmasın. Sadece düşünülen ve uygulanan değerlendirmesi yapıyorum kendimce. 

İlk yarıda gösterilmeyen kartları da kenara yazalım, Mustafa Mohammed'in Serdar Aziz'in ayağına basması (faul var kart yok), Serdar Aziz'in Saracchi'ye korner bölgesinde oyun alanı sınırları dışında arkadan dalması (top kornere çıkmıştı, faul yok kart yok), Arda'nın Nazım'ın ayağına basması (faul var kart yok). 

Devreye gidiyoruz, aynı şekilde geri dönüyoruz. Yukarıda belirttiğim nedenlerle oyuncu değiştirmemiş olabilir Erol hoca. Aynı oyunu Mert Hakan yerine merkezde Samatta'yı önünde Thiam'ı kullanarak oynatsa ne olurdu? Sorular sorular.

İkinci yarıyla birlikte rakibin tek net gol pozisyonu geliyor, bu defa Onyekuru'nun vuruşunu Altay müthiş kurtarıyor. Akabinde de golü yiyoruz. Gol öncesi tam bir karambol. Rakibin bir planı yok ancak becerisi var. Mustafa Mohammed'in becerisi kadar, rakibe arkasını dönen stoperimizin de katkısı var. Stoper, sırtını dönmez, ayakta kalır. Teşekkürler Serdar Aziz.

Önce Ozan'ın şutu geliyor beraberlik için, Muslera yine kurtarıyor. Sonra geri düşünce, gol atmamız gerektiğini fark eden Erol hocanın hamlesi. O zaman aslında beraberliğe mi çıkmıştık sahaya? Mesut oyunda, Cisse de. Mert Hakan çıkıyor elbette ve Valencia. Samatta kanata. Cisse'ye bel bağlamak. Çeyrek, yarım santraforlar bunlar işte. Galatasaray biz yüklenince hızlı çıkışlarla farkı arttırmanın daha doğrusu galibiyetin garantilemenin peşinde. Biz çok bilmiyoruz ne yaptığımızı. Mesut biliyor. Osayi'nin Muslera için kolay şutu da gol olmuyor. Sonra beraberliği sağlıyoruz. Buz gibi gol. Ofsayt pozisyonundaki Serdar Aziz'in topu ısrarla kovalaması korkutuyor elbette. Ama daha korkuncu çıkıyor sonra, VAR. Ali Palabıyık'ın müthiş kurtarışı geliyor Muslera'dan sonra. Milimetreler, saliseler derken beraberlik golü sayılmıyor. Sonlara doğru Donk'un Cisse'nin beline koluyla müdahalesi futbol oyun kuralları içinde değerlendiriliyor. 

Maçın hakkı nedir? Saçma sapan gol beklentisi istatistiklerine göre konuşmuyorum. Net pozisyon bulmak elbette önemli. Lakin genel olarak oyuna baktığımız zaman, maçı kaybetmemeye oynayan iki takım var sahada. Nitekim sayılımayan nizami golümüzle birlikte aslında skorun beraberlik olması gerekir bence. 

Maçı geçiyorum. Bu takım şampiyon olmalı. Lakin oyun karakterini belirleyen oyuncuların sahada olmaları şart. Rahat oynadığımız maçlarda mutlaka Gustavo Pelkas sahada. Bu takımın omurgasında bu oyuncular var. Bundan sonra olmalı. Mesut ve İrfan Can'ın katılmaları, Gustavo ve Pelkas'ın iyileşmeleri sonrasında takımın çok farklı bir hale bürüneceğini düşünüyorum. En azından topu rakibe bırakıp de bekleyen bir takım olmayacaktır. Favori dizilişim aşağıda;

Altay
77 . Tisserand . Szalai . 88
                  Gustavo          
Ozan           
Pelkas . Mesut . İrfan Can
Samatta