GENÇLER 1-2 FENERBAHÇE


O kadar acayip (kötü) bir dönem ki, 9 kişi kalmış rakibe gol şansı verecek şekilde geri çekilmiş bir takım var sahada son dakikalarda. Durumun kritikliğini anlatmak istedim. Anlatayım.
Şu stres öyle bir stres ki, muhtemelen futbolcular normal bir maçtan daha fazla yorgun çıktı sahadan. Neyse ki bu defa aksilikler galibiyet almamıza engel olamadı da sezonun ilk üç puanını puan tablosuna yazdık.

Volkan
Isla . Roman . Skertel . Hasan Ali (İsmail)
Topal (Josef) . Ozan
Dirar (Atıf) . Giuliano . Valbuena
Soldado

Bu kadroda itiraz edeceğim tek şey Volkan. Psikolojik sorun yaşadığı bir dönemde onu oynatmak hem Volkan, hem Kocaman için riskti. Şükür, ondan yana bir hata olmadan tamamlandı maç. Aslında bir de gönülleri tekrar kazanacak bir pozisyon bile geldi, penaltı. Olmadı, sağına vurdu Ahmet Oğuz. Ah o sağ taraf yok mu?

Kazanmak zorunda olduğumuz bir maçta Topal-Ozan ikilisinden birisinin mutlaka hücuma dönük oynaması gerekiyor. Bu maçın yeri ayrı olmasına rağmen, zaten her maçı kazanmak zorundayız. Yani formül ortada. Lakin omurgada ciddi bir sorun var.

Ozan'ın sol, Topal'ın sağ DM gibi oynamaları, çok pas hatası yapmaları topu rakip sahaya yıkmamızı engelledi. Giuliano'yu topla buluşturmak hedef olmalıyken bu bağlantıyı sağlayamayınca oyunu hızlı oynayamadık. Transfer diye bağırıyor kadro. Bugün, Ozan'ı beğenmediğimi söyleyeyim, daha fazla ileri çıkmalı, hücumu daha fazla zorlamalı.

Bu sezonki performanslara bakınca Hasan Ali ile İsmail'in toplam katkılarının birbirinden çok farkı yok. Artı bir, eksi bir. Lakin birisinin defansif özellikleri diğerinin ofansif özellikleri daha yüksek. Misal Valbuena'nın geri dönmemesi (kesinlikle tolere edilmeli) sıkıntı yaratabiliyor İsmail oynadığında. Bu maç o kadar yaratmadı zira rakip 10 kişiyken girdi oyuna İsmail. Sonuçta sol bek bir şekilde idare edilebilir aslında.

Kurgudaki aksaklığın nedeni omurga sorunu. Bunun için de tartışılmayacak bir kaleci - Skertel'i tamamlayacak bir stoper - takımı yönlendirecek bir orta saha beyni transferi gerek. Bunlar olmadıkça, eldekilerle tamamlamaya çalıştıkça sorun çözülemeyecek gibi. Zor günler.

Takımın genel sorunu oyuna hükmetmeye rağmen istediğini yapamama. Çünkü çabuk oynamıyoruz. Çünkü Dirar da Atıf da topu bir kez daha dürtmeden ne pas veriyor ne ilerliyor. Çünkü Valbuena harekete geçince pas verecek birisini kolay bulamıyor. Çünkü zaten Topal ile Ozan ya hızlı oynayayım derken pas hatası yapıyorlar ya da zaten birbirleriyle paslaşmadan atağa başlayamıyoruz. Ve elbette bu durumda ne Soldado'nun ne de Giuliano'nun performanslarını değerlendirmek mümkün oluyor.

Bir iki kelam yine hakeme. Öncelikle iki kalecinin aynı renkte forma giyerek maça çıkması skandal. Oldu da kalecilerden birisi penaltı kullandı veya son anda korner vuruşunda rakip ceza alanına gitti. Aynı renkte formalı iki rakip aynı yerde. Olacak iş değil. Ve bunu konuşan bir futbol insanı yok.

Ve kararları. Skertel'in sarı kartı facia. Rakibin koşu yolunu böyle kapatmak nasıl faul olur?
Penaltı büyük bomba. Rakip vuruşunu yapmış, sonrası zaten yakın anlardaki sıçramanın çarpışması. Nasıl bir ceza çıkar buradan? Çıktıysa Skertel neden atılmaz? Külliyen bomba.
Ahmet Oğuz'un kullandığı penaltı vuruşu öncesinde Valbuena'ya yaptığı sert faulün sarı kartla geçiştirilmesi de başka skandal.
Giuliano'nun ikinci yarıda ceza alanında indirilmesine verilmeyen penaltı rezalet.
Bir de ufak detaylar var. Misal Skertel'in topa müdahalelerine sürekli faul çalmak, misal Ozan'ın kazandığı topları faul kararlarıyla tekrar rakibe teslim etmek de ayrı detaylar.

Neyse ki haftayı galibiyetle kapatarak biraz nefeslendik. Evet Avrupa'da yokuz, ligde şimdiden geri düştük, ayağa kalkmak için milli maç arası belki de iyi gelecek. Buna sevinecek duruma geldiğimiz süreye bakın Allah aşkına. Üç kulvarda yürüyeceğiz derken Vardar'a elenen, ligde ilk galibiyetini üçüncü maçta alabilen, her maçta kalesinde gol gören bir haldeyiz. Çok acilen toparlanmak gerekiyor.