IŞIĞI TOKATLAMAK (KARANLIĞA ÖZLEM)

Fotoğraf : Fenerbahce.org

Rakip Yakın Doğu Üniversitesi, kadınlar basketbol ligi final serisi. Finale maç kaybetmeden gelen iki takım. Bir tanesi 15 yıldır domine ediyor ligi, diğerinin durumu başka. Anlatayım.


Web sitelerinde tarihçe bölümü yok. Aslında zaten tarihçe olacak bir şey de yok. Üniversite KKTC'de bulunuyor. Kulübün armasında 1988 tarihi var. Bu tarih üniversitenin kuruluş tarihi. Üniversite web sitesinde ise "Eğitimde 37 Yıl" diye bir ibare olmasına rağmen kuruluş yılı 1988 olarak gözüküyor. Kulüple ilgili çok bilgi yok. Bilinenleri söyleyeyim.

Işık Eyigüngör ve bir kısım Fenerbahçe Spor Kulübü kongre üyesi, 2000'li yılların başında Fenerbahçe Spor Kulübü kadın basketbol takımının yönetimini bir komite ile yapmaya başladılar. Işık Eyigüngör yönetim kurulunda yedek üye olarak yer alıyordu. Uzun bir dönem, Fenerbahçe'nin bayrağı ele almasını ve bunu sürdürmesini sağlayan komiteden bahsediyorum.

Daha sonra Aziz Yıldırım'ın klasiklerinden birisi yaşanarak bu gruptaki yöneticilerle yollar ayrıldı. Ayrıldıktan sonra da elbette tu kaka edildi. Burada Aziz Yıldırım'ın ön plana çıkanlara karşı uyguladığı yanlış davranışı eleştiriyorum. Keşke küskünlük olmadan olsaydı ayrılık. Diğer yandan küskünlük olmayan ayrılıklar da mevcut elbette. Bu durumda diğer tarafı da eleştirmek gerekiyor elbette.

Dünkü maçta yaşananlar elbette 3-5 günlük bir gerilimin sonucu değil. Belki son damla bu gerilim bardağı taşıran lakin öncesi mevcut. Işık Eyigüngör'ün de içinde bulunduğu, hatta ilk toplantılarına davet edilip gittiğim "Konuşan Fenerbahçe Platformu" zaten osuruktan nem kapan başkan için hedefe alınacak kongre üyeleri listesi oluşturmuştu.

Ben ilk toplantı sonrasında bulunmadım. Bu toplantının bir işe yaramadığını, yaramayacağını gördüğüm gibi, bir de toplantı boyunca oluşturulmaya çalışılan burası muhalefet değil, burası yarın bir başkan çıkaracak bir grup değil havasını bozan Barış Ertül'ün konuşmasını dinlemiştim çünkü. Barış Ertül kendince haklı olan bazı kişisel sorunlar yaşıyor olabilir Aziz Yıldırım'la. Haksızdır da haklıdır da diyemem. Söyleyeceğim tek şey, muhalefet yapmakla Fenerbahçe'ye zarar vermeye çalışmanın aynı şey olmadığı. 3 Temmuz sonrasında Sadettin Saran'a ait olan Radyospor'un yaptığı yayınların, konuk ettiği, program yaptırdığı kişilerin, bu kumpasla belki de doğrudan ilgisi çıkacak. Çıkmasa da kumpasın ekmeğine yıllarca yağ sürdüğü gerçeği ortada.

Basketbola geri dönelim. Bu grup bir kez başarmanın verdiği güven ve tecrübe ile önce İstanbul Üniversite ile bir anlaşma yaparak, kurdukları Basketbolu Geliştirenler Derneği adı altında bir birleşme yapıp, iddialı bir şekilde boy gösterdi. Daha sonra bir takım daha alarak (Basketbolu Geliştirenler Derneği Spor Kulübü) adı altında ikinci ligde mücadele etti. Sonrasında İstanbul Üniversite birlikteliği bitti. Ve nihayet 2016'da bir KKTC Üniversitesi ile birleşti. Bu sezon yaptığı çıkış ile Eurocup şampiyonu olduğu gibi, ligde de finale kadar geldi.

Buraya kadar her şey güzel. Fenerbahçe'den transfer yapmaları da normal bence. Normal olmayan Aziz Yıldırım'ın ayartma iddiaları. Başkan bunların yazılı olduğunu iddia ediyor. Yapması gereken çok açık. Öncelikle herhangi bir takımın rakip takım oyuncusunu ayartmasının üzerine giderek yaptığını yanlarında bırakmaması şart. Daha sonra da bir Fenerbahçe Spor Kulübü derneği kongre üyesinin Fenerbahçe Spor Kulübü aleyhine yaptıklarını sorgulatması gerek.Ve hatta yukarıda bahsettiği belgeleri ortaya çıkarıp, ilgili kişilerin ceza almasını sağlaması halinde, tüm Fenerbahçe kongre üyelerinin bu konu hakkında şikayet haklarını kullanmaları lazım.

Buraya kadar her şey açıkça anlattım sanırım. Gelelim dünkü maçtaki olaya. Aziz Yıldırım'ın Işık Eyigüngör'e saldırmasına. En basitinden ayıp. Haklıdır diyenlere bir not, hak böyle aranmaz. Böyle aranacaksa gerçekten Aziz Yıldırım'ın oraya gelene kadar "tokatlaması" gereken kişi sayısı bini aşar. Ve Işık Eyigüngör onların arasında ilk 50'ye giremez. Fenerbahçe Spor Kulübü başkanı, ne olursa olsun bu görüntüyü vermemeli. Dedim ya en basit ifadeyle ayıp. Bilin ki Aziz Yıldırım'ı sevenler bu olayı güzel bir şey olarak lanse ettikleri zaman en fazla zararı Aziz Yıldırım'a veriyorlar.

İşin sonu nereye gidecek belli değil. Salı günkü maçta neler yaşanacak, kim kimleri tribüne kapıya dizecek, YDÜ yönetimi bu defa Beşiktaşlı yerine Trabzonsporluları mı tribüne alacak? Zaman gösterecek. Lakin tarih, kendi kulübüne ihanet edenler sayfalarına Işık Eyügüngör'ü yazsa da, -bu hareketiyle belki de haklıyken haksız yere düşen- rakip kulüp başkanını tokatlayan başkan olarak Aziz Yıldırım'ın adını yazacak.

Not : Eylemin etrafta dolaşan fotoğraflarını özellikle kullanmıyorum.