TARAFTAR


Taraftarlık dersi falan değil. Ben kimim ki ders vereyim? Sadece ne anlama geldiğini ve aslında benim için ne anlama geldiğini anlatmak istiyorum. Neden istiyorum?


Bugün kadın voleybol takımımızın Galatasaray'la oynadığı final serisinin ikinci maçı vardı, biliyorsunuz. Anlatmak istememin sebebi, tribünde olanlar.

Sahaya atılan ve oyunun durmasına neden olan torpillerden bahsetmiyorum. O aptallığı yapmak için herhangi bir taraftar grubuna üye olup olmamanın önemi yok. Bu zekayla ilgili bir şey çünkü. Tercih değil.

Taraftar adı üstünde bir şeye taraf olan kişi. Türk Dil Kurumu sitesinde tanımı şöyle yapılmış;
taraftar
isim (tarafta:rı) Arapça ṭaraf + Farsça -dār
1. isim Yandaş
2. spor Sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayrağa bağlı kimse

Çok açık. Kime bağlıysan onun taraftarısın yani. Oyun sırasında, varlık nedenin olan kulüp için değil, uydurduğun bir grup için bağırıyorsan, takım, sporcuların adı yerine o gruptan kişi/kişilerin adını haykırıyorsan, taraftarı olduğun şey kulüp değildir.

Maçı izliyoruz, başkanın farklı eşlerden çocukları, üvey kardeşler, kendi adlarına tezahürat yapıyorlar. Ortak bir tezahürat yapıp takımı desteklemek yerine kendi adlarını, diğerlerinin sesini bastıracak şekilde bağırıyorlar.

Bunlardan birisi başkanın sonsuz desteği ve sağladığı olanaklarla büyümüş, diğeri de ilk evladının yerini almış, aynı olanaklardan yararlanan bir diğeri. Aralarında alfabenin ilk harfi kadar bir fark olan iki farklı oluşumdan bahsediyoruz. Tek fark bu. Bakmayın bugün bir tanesinin diğerine çemkirdiğine, muhtemelen elindekini kaçırdığı için, artık kıskançlık mı desem, haset mi desem, böyle davranıyor bence. Ve diğeri, yarın kullanılıp atıldığında o da diğeriyle aynı tarafa geçip babasına (mecazi anlamda söyledim) birlikte sövecek.

Taraftar bağımlı değil bağlıdır. Bağımsızdır ve bağlıdır. Bağlı olduğu şey kulübü, arması, renkleri ve bayrağıdır. Kişilere değil renkleredir aşkı. Elbette kulübünü yücelten, büyüten kişilere hayranlığı sevgisi olacaktır, elbette o kişiler kulübün büyümesine taraftar kazanmasına neden olacaklardır. Sonuçta bunların tamamı kişidir, kişilerdir ve gelip geçicidir. Oysa kulüp, arma, renkler hep var olacaktır.

Önce Fenerbahçe dememin nedeni bu zaten, başka bir şey değil. Bunun farkına varanlara da selam, hala tribün terörü yaşatmışların peşinden gidenlere de selam. Umarım bir gün durumu fark edersiniz.