HER ŞEYE KENDİ TARAFINDAN BAKMAK

Fotoğraf : Fenerbahce.org
Basketbol üzerinden gideyim bu defa. Sorun hep aynı sorun, HERKES SADECE KENDİSİNİ HAKLI GÖRÜYOR. Oysa hayat siyah ile beyaz dışındaki renklerden de oluşuyor, Daha önce anlattım yeniden anlatayım.

Önce şunu söyleyeyim, sürekli yanlış veya sürekli doğru olma gibi bir durum yok. Bunu bilmiyorsanız tamam da biliyor ve kabul etmiyorsanız, yazının devamını da okumanıza gerek yok. İyi günler dilerim, haklısınız.

Fenerbahçe özelinden gideceğim elbette. Başkanla başlayayım. Doğru mu yanlış mı? Ben hemen söyleyeyim fikrimi de kopya olsun gerekirse. Başkanın yanlışları doğrusundan o kadar çok fazla bir hale geldi ki artık bu görevi yapmaması gerekiyor. Yani değişim gerekiyor.

Detaya ineyim. Hep mi yanlış? Elbette hayır. Doğruları da var. Ancak ona ait olmayan yanlışların da (kendi tarzı nedeniyle oluşan ortamdan kaynaklanan) ona fatura edilmesi durumu var. Ve onun yüzünden oluşan yanlışların da ona fatura edilmemesi durumu.

Misal tribüne alınmayan bir pankartın müsebbibi başkan olmayabilir, Bu, orada görevli olan ve kraldan çok kralcılık yapan birisinin hatası olabilir. Bu, ona ait olmayan yanlışların ona fatura edilmesinin örneği. Ve ayrıca içinde de (kendi tarzı nedeniyle oluşan ortamdan kaynaklanması) durumunu barındıran bir örnek.

Başkanın yanlışlarının ona fatura edilmemesi durumu için en büyük örnek futbolculara gösterilen abartılı tepki. Kimse silah zoruyla oynatmıyor onları. Bir sözleşmeleri var. Ve buna imza atan taraflardan birisi yönetim. Son üç sezonun ikisinde, ilk hafta maçlarından kısa süre önce teknik direktör değiştiren yönetim. Yani başkan.

Taraftarla başkan arasındaki kavgada da sadece bir taraf değil hatalı olan. Fark, hatalı olanlardan birisinin, elindeki gücü orantısız kullanarak daha çok hata yapması nedeniyle çıkıyor ortaya. Sonuçta camianın seçilmiş başkanının vuracağı tokat elbette daha sert olacaktır. Kısa vadede kazanır yani.

Detaya inmek sadece yazının daha uzun olmasına neden olur. Ve aslında olanın Fenerbahçe'ye olması gerçeğine örnek çıkartır. Yoksa taraftar da sütten çıkmış ak kaşık değil, başkan da, başkanın (belki de haberinin bile olmadığı) kraldan çok kralcı tayfası da. Herkeste hata var. Ve herkes sadece ama sadece kendisini haklı görüyor. Önce Fenerbahçe demiştik ya, ne oldu?

Bakın dün akşam taraftarlar sarı tribün hamlesi yaparken, salonda kırmızı Türk Bayrağı dağıtmak hataydı, bunun için başkana çemkirmek de hata. Futbol takımının başarısızlığının nedeni yönetim yani başkan, basketbol takımının başarısının nedeni de yönetim yani başkan. Şu konuları bir anlamaya çalışsak gerçekten daha yapıcı bir eleştiri dönemiyle geçeriz değişimi. Çünkü Aziz Yıldırım nefretiyle yapılan aşırı her eylem, o koltuğa oturacak kişiye de daha önemlisi Fenerbahçe zarar veriyor. Aynı şekilde başkanın yaptığı yanlışlar da elbette, ayıramayız.

Taptığımız Obradovic, cümlesinin içinde "...başarıda emeği bulunan Aziz Yıldırım..." diyor. Obradovic sevgisi, saygısı nedeniyle kimse takılmıyor bu lafa. Diğer taraftan - atıyorum olur ya - Türkiye Kupası kazansa futbol takımı ve Advocaat, cümlesinin içinde "...başarıda emeği bulunan Aziz Yıldırım..." dese, küfür kıyamet olacak. İnkar etmeyin. Elbette Türkiye Kupası Euroleague bir tutulmaz, Zaten bunu söyleyip itiraz etseniz, o zaman Obradovic Euroleague F4 başarısını Aziz Yıldırım'ın da emeğiyle kazandık diyor derim ;)

Neyse detaya girmeyeyim dedim, boğulmak üzereyim. Toparlayayım. Yapılması gereken şudur; ki bunu aslında tribün tayfasının bir kısmı yapıyor, ayrı konu, herkesin aynaya bakması.
Herkesin kendisinde de hata olabileceğine ihtimal vermesi gerek.
Bunu Fenerbahçe için yapması gerek hem de.
Ve eleştirdiği (sövdüğü demiyorum, o eleştiri değil) kimseyle empati kurması gerek.

Fotoğraftaki pankartla ilgili iki kelam edeyim tamamlarken. Bu pankartın içeri alınması sırasında çıkartılan sıkıntı, açılırken başında güvenlik görevlilerinin bulunmasının suçu (açmaya yardım etmek için değil ;)) başkanın, doğrudan kendisine veya dolaylı yoldan tarzı nedeniyle oluşan kraldan çok kralcılar gurubunun varlığına aittir

Tribün taraftarındır, taraftarı dizayn edemezsin. Kısa vadede umutlanırsın belki yaparım diye ama isminin başına sadece Anadolu koyup şekil verdiğin seramik kap da, ilki gibi kırılmaya mahkumdur. Tribün canlı bir varlıktır, ona rakip çıkarmak kimseye fayda sağlamaz. Tribünden korkmamalı, tribünün gücünü Fenerbahçe'ye yararlı olsun diye kullanmalı yönetimler. O kadar.