Önce çok basit bir soru. Fenerbahçe'nin 17 maçlık yenilmezlik serisinde herhangi bir maçta kazanmak için teknik direktöre ihtiyaç duyduk mu? Hoca eleştirisi yapacağım elbette. Hataları var tabi ki. Ancak bugünkü beraberliğin faturasını tek başına ona çıkartmak adil değil. Başlıyorum.
Çıkan kadroya itirazı olan var mı? Benim var. Ben Lazar'la başlamazdım misal, Alper'le başlardım. Joseph Topal ikilisi bu maç için oynaması gereken ikili. Yani orada çift orta saha kullanmak doğru. Belki Raul olurdu Joseph'in yerine, ona da eyvallah. RvP - Fernandao seçimiyle ilgili daha önce de söyledim fikrimi. İkisini aynı anda oynatacak bir formül zor değil.
Galatasaray'ın oyun şekli kaybetmemek üzerine kurulu. Normal bir Anadolu takımı gibi yapamıyor tabi bunu, zira takım kalitesi daha yüksek. Ama deniyor. Amaç oyunu soğuk tutmak. Kimsenin elinde topun ilk 20 dakika içinde oyunda kaldığı süre var mı acaba?
Diego'nun defansın göbeğine kadar gelip top almaması oyun şeklimizi değiştiriyor. Topla daha ileride buluşuyor. Bu da hücuma daha çok katkı sağlamasına neden oluyor. Ancak stoperler ve önündeki orta sahaların top ileriye doğru taşıyamama sorunu sürüyor. Bu nedenle anlamsız uzun ve yüksek toplarla çıkmamız gerekiyor sıkça, anlamsızca.
Ancak dedim ya Galatasaray gibi rakipler karşısında orta sahanın kolay kaybedilmemesi asında bu ikilinin sahada kalması lazım. Zira ilerideki üçlünün sahada kalma lükslerinin karşılığı olmalı.
Skor üstünlüğünü ele geçirmek önemli böyle maçlarda. Ele de geçirdik. Ancak sonrasındaki planı uygulayamadık. Bunda hocadan çok forvet oyuncularının ve elbette destekleyen orta saha oyuncularının buldukları fırsatlarıdaki ciddiyetsiz davranmaları etken. Belki 3 belki 4 pozisyon Nani RvP Lazar kalitesindeki oyuncuların anlamsız tercihleri nedeniyle kaleye şut bile çekemeden sona erdi. Bir tanesi, sadece bir tanesi golle sonuçlansa tadından yenmez bir ortam oluşabilirdi. 2-0 önde olup Lazar gibi yedekten girecek Alper gibi süratli oyuncularla farka gitme şansından bahsediyorum.
Bu tercih başarısızlığında hocanın en ufak suçu yok. Hatası Nani'ye bu kadar tahammül ediyor olmasıdır.
Başta söylediğim gibi, Fenerbahçe evindeki Galatasaray maçlarını hocasız hatta başkansız yönetimsiz oynasa dahi kazanacak güce sahip. Lazar'ın şutunu Muslera'nın kurtaramadığını düşünün, hocaya güzellemeler yapılıyordu.
Şimdi gelelim hocanın hatalarına. Evet Sow'un ani gidişi sonrasında forvet hattında bir eksikliği var. Ancak en önemli maç önündeki maçtır. Yani forvetlerin başına bir şey gelecek diye tek forvetli sisteme veya başka bir deyişle Rvp ile Fernandao'nun birlikte oynamadığı bir sisteme geçmek abesle iştigal. Mutlaka ikisini bir arada oynatacak bir sisteme geçmeliyiz.
Bunun için de formül şudur;
kaleci
stoper - stoper
bek - bek
orta saha
orta saha - orta saha - orta saha
forvet - forvet
Hep aynı yere gelip aynı soruyu tekrar tekrar soruyorum kendime, bu kadro Ersun Yanal'ın elinde olsaydı neler olurdu? En başta dört yıldızlı formalarımızla olurduk sahada. Sonrası zaten bilinmez değil. Ah başkan vah başkan.
Dönelim tekrar maça. Hepsini geçtim. Veremediğimiz paslar, çekemediğimiz şutlar, yanlış tercihler. Hepsini geçtim. Sahanın en kısa adamlarından birisinden kafayla yedik golü. Sneijder'in hakkını vereyim, öldürücü bir orta, evet. Ama Olcan yahu. Kafayı vuran Olcan. Muhtemelen daha 11 yaşına varmamış olan minik kuşumdan 10 santimetre falan uzun Olcan. İstediğin kadar yanlış tercih yap, istediğin kadar kötü kadro sür sahaya, istediğin kadar kötü antrenman yaptır, o kafayı vurdurtmazsın. 2001/02'de Gençlerbirliği 2003/04'te Beşiktaş formalarıyla benzer iki kafa golünü Ahmed Hassan atmıştı bize. Birisi şampiyonluğu aldı götürdü, diğeri Recep Biler'in kariyerini değiştiren gollerden birisi oldu. Olcan'ın golünün etkisi ne olacak bakalım? Zaman gösterecek.
Geldim hocaya. Değişiklik mi? Şimdi mi? Kiminle? Bunların hepsini birlikte düşünmek zorundayız. Aziz Yıldırım'ın egosu sezon bitmeden hoca değiştirmeyen başkan tanımından vazgeçmesini engeller. Kaldı ki yerine kimi alacağı çok önemli. Evet değiştirsin, Yanal gelecekse. Hayır demem için gelecek adayları duymam gerek.
Rakip için harcayacağım kelimeye değer mi bilemiyorum. Sevinmeleri normal. Seyircisi olsa üçlü de çektirirler. Florya'da karşılarlar takımlarını. Kaleyi bulan şutu 2 (iki) olup da şu maçı kaybetmemek elbette sevindirir. Beraberlik sarhoşluğu da gayet normal bu durumda. Kutlamak gerek ;)