AMA OLMADAN

Çok acayip, çok.


Aziz Yıldırım'ı hapishanede ziyarete gidiyorum. Adama büyük haksızlık yapılmış. Ama adam seni kovdu işinden, ne işin var orada diyorlar. "Ama" olmadan konuşamıyorlar.

Hata yapıyor sonra, eleştiriyorum. Hani başkanın yanındaydın hayırdır, diyorlar, ama laf ediyorsun? Eleştirdim diyorum. "Ama" olmadan yorumlayamıyorlar.

Alex de Souza'yı da Aykut Kocaman'ı da seviyorum diyorum. Ama koşmadı ama kıskandı diye başlıyorlar. "Ama" olmadan bitiremiyorlar.

Aslında gözleri kapalı imzalayacakları bir metin, yine de altında daha önce "hata" yapanların isimlerine takılıp amacı kaçırıyorlar. "Ama" demeden beğenemiyorlar.

Ben Fenerbahçe'yi çok seviyorum. Hayatım Fenerbahçe diyorum. İşimi gücümü ona göre düzenliyorum. Kaybedince dik durmaya çalışıyor  kazanınca mutluluktan ağlıyorum. Onun için başka sevdiklerimle bazen kavga ediyor bazen onları kırıyorum. Ona laf edene tahammül edemiyorum. Hele hele bir de Fenerbahçeliyse kuduruyorum. Yönetici olarak hizmet etmek istiyorum. Galatasaray Liseli oldugum icin mümkün olmadığını biliyorum. "Ama" olmadan desteklemiyorlar çünkü.

Hepimiz hata yapıyoruz. Bir neden arıyoruz çokça. Hiç aynaya bakmıyoruz. Hatalarından ders çıkaracak varsa onları da hemen karalıyoruz. "Ama" olmadan affedemiyoruz.

Biz Fenerbahçeliler bazen çok düşüyoruz birbirimize. Şu meşhur "Ama" kelimesini sonrasında Fenerbahçe sevgisi ile süslesek? Birbirimize düşmeden önce ÖNCE FENERBAHÇE diyebilsek?
"Ama" olamadan diyemiyoruz.