FENERBAHÇE

 https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTx1L5aJxcyknna8j4zCuDFUopo6T0CC2EPjVnTF8p4G6zFopZn2GC5GXZVXoLjN662ILSzMoTMSloGisqGw2oeQ5Wd7fu51exTfO_BCzMS5z_uVqr8641966EIIaPQg-5u7K2zeVTKgM/h120/leman.jpg

Ne oldu? Türk futbol tarihinin en önemli saldırılarından birisi yaşandı. Nasıl mı?


İlk günkü şoktan sonra sürekli yazdım. Aslında kandırılmış bir kitle var, kaşığın ucuyla ağızlarına bal (şampiyonluk) çalınmış, haklı olduklarını zanneden (kandırılmış), o kupanın geleceğini sanan, uman. Bu insanlar için üzüldüğümü çok söyledim. Bu kumpası yapanların sadece Fenerbahçe'ye değil, herkese zarar verdiğini söyledim.

Cumartesi gününe dönelim diyeceğim de bu sadece biriken damlaların taştığı an. Trabzon ili, Fenerbahçe ve Fenerbahçeliler için çok ciddi bir şekilde hayati risk taşıyan bir bölge. Yaşanan olay aslında bir ilk değil, yani silahın kullanılması. Daha önce de oldu. Ancak bu defa büyük bir katliam girişimi var. Otobüse sıkılan bir iki kurşun değil çünkü bu seferki. Şehirler arası bir yolun yaya geçmez bir bölgesinde kuruluş bir pusu. O otobüsün oradan ne zaman geçeceğini bilenlerce, karanlıkta hareket halindeki bir aracın, yoldan çıkması için özellikle şoförünün hedef alındığı ve vurulduğu bir saldırı. Yani suikast. Şükür ki başarısız bir suikast.

Yoksa benim gibi Hayatım Fenerbahçe diyen insanların hayatlarına kasıt. Bir şey olsaydı neler olacağını kimse bilemez. Olmayacak tek şey ise barış ve sükunet. 

Eskiye gitmenin çok anlamı yok. Her deplasmanda olay, saha için olay, saha dışı olay, tamamlanamayan maçlar, yaralanan insanlar. Ve bunları bir şekilde deli dolu halk yalanıyla aklamaya çalışan medya ve yöneticiler. Delinin de dolunun da amk. O kadar. Oraya deplasmana giden bilir nasıl bir şehir olduğunu.

Saldırı nedenini anlattım. Başarısız olan suikast sonrasında daha büyük sorun, olay sonrasında yaşananlar aslında. 
* Bu ülkenin Cumhurbaşkanı bir geçmiş olsun deme zahmetinde bulunmadı.
* O şehrin valisi, elinde net bilgi yokken (taş mı kurşun mu) olasılıklardan bir tanesini, kasıtlı olarak ön plana çıkararak herkesi yanılttı.
* Bu ülkenin futbol direktörünün sesi soluğu çıkmadı (hatta otobüste sürekli veya dönem dönem milli olan Topal, Emre, Gökhan, Mert, Volkan, Caner, Topuz, Alper, Bekir, Egemen, Hasan Ali var) geçmiş olsun ziyaretinde bulunmak ona da zor geldi.
* Bu ülkenin kanallarından bir tanesi (Turkuaz gruba bağlı A Spor) yalan bağlantılarla o an uyutulmakta olan yaralı şoförle konuştuğunu iddia etti, silah olmadığını anlattı insanlara.

Nasıl ki Gezi olayları sırasında Halk TV vardı, bu defa da FBTV gerçekleri gösterdi, diğerlerinden bazıları da eklendi/eklenmek zorunda kaldı peşine.

Bir de etrafta vicdansızlar var. Dikkat edin bunların neredeyse tamamı, 3 Temmuz kumpası sonrasında hem kumpası yaratan, hem destek veren hem de arada fayda sağlamaya çalışan kişiler. Silahlı bir saldırıyı lütfen kınarken ama ile devam eden cümleler kuranlar bunlar.
Bunlar Fenerbahçe'nin maçının ertelenmesini, sakatlıkların iyileşmesi için Fenerbahçe'ye kıyak olarak yorumlayanlar.
Ülkedeki tüm orospuların çocuklarını toplasanız bunların sayısına yetişemezsiniz. O kadar şerefsiz o kadar vicdansız o kadar yüzsüz insanlar.
Bunlar her yerde, sosyal medyada, otobüste, vapurda, yanı başınızda. Silahlı bir saldırıya kılıf aramaya çalışanlar bunlar.
Olayı kınarken bile birilerine mal edilemez cümlesinin üstüne basanlar.

Olay patlak vermiş, maçlar oynanmaya devam ediliyor. Rezalet. O otobüste olmaları muhtemel oyuncular, hiçbir şey olmamış gibi maça çıkıyorlar ertesi gün. Hakem hatalarında yaygara yapanlar, takımlarını sahaya pankartlarla çıkartanlar çok görüyor bir geçmiş olsun pankartını.

Sonra Kulüpler Birliği toplanıyor, yalandan erteleme kararı istiyorlar TFF'den. TFF de tamam diyor. Aynı günün akşamı Beşiktaş'ın maçı oynandığı gibi, ertelenen sadece Süper Lig. Yani Türkiye'nin her bir yanında futbol oynanmaya devam ediliyor. Kulüp başkanları geçmiş olsun ziyaretine gidiyor, bazıları çok önemli başka işleri varmış gibi araziye uyuyorlar.

Basın mensupları utanmadan yahu Fenerbahçe neden katılmadı Kulüpler Birliği toplantısına diye soruyor, o saatteki yönetim kurulu toplantısı olaylardan hemen sonra açıklamasına rağmen Fenerbahçe'nin.

Futbolcular ölümden dönmüş, günler sonra PFD ziyarette bulunuyor. Geçmiş olsun diyorlar. Bir tane eylem yok.

Ve romantik medya mensupları. Ağızlarını açmıyorlar. Konuşmuyorlar. Çünkü konu Fenerbahçe. Elleri gitmiyor kaleme, klavyeye. Nefret ediyorlar çünkü Fenerbahçe'den.

Olayların üzerine iki kişi zanlı olarak gözaltına alınıyor, bir silah bulunuyor. Zanlıların sosyal medya konuşmaları ortada ancak elbette delil değil. O sırada kendilerine mal edilemez olduğuna karar veren Dynamo başkanı karakola gidiyor. Gözaltındakilerin aileleri isyan ediyorlar senin yüzünden oldu bunlar, in aşağı kurtar şunları diye. Akabinde silahtaki parmak izleriyle tutmadığı söyleniyor zanlıların. Ama atılan kurşun o silahtan mı çıkmış en ufak açıklama yok. Zaten olayı taşlı saldırı siye geçiştirmek isteyen bir vali var ortada, nesine güveneceğiz.

Zanlılar serbest kalıyor, masumlar demek, güzel. En azından suçsuzlara yıkılmasın bu olay. Adamları Dynamo taraftarı tarşılıyor, Trabzon sizinle gurur duyuyor diye. Neden gurur duyuyorlar, suçsuz oldukları için mi?

Leman bir karikatür çiziyor. Ona itiraz ediyorlar. Protesto ediyorlar. Karikatürde, silahlı bir orospu çocuğu var, temsili olarak başarıya ulaşmış. Onun yerine mi koyuyorsunuz kendinizi de protesto ediyorsunuz? Leman'ı bundan mı boykot ediyorsunuz?

Olay çirkin. Verilen önem yetersiz. Sadece futbol değil tüm takımlarımızın çekilmesi gerek ne pahasına olursa olsun. Madem öldürmek istediler Fenerbahçe'yi (öldüremezler, ayrı konudur), beceremeseler de tepkimiz ölmüşüz gibi olsun.

Çekilin. Sahaya parkeye çıkmayın. Göt korkusuyla final maçına çıkmayan var bu ülkede, silahlı saldırı sonrasında da siz çıkmayın.

Yeter.