İNSAN OLMAK



Volkan'la ilgili görüşlerimi zamanı geldikçe paylaşıyorum. Özet geçmek gerekirse, rakip takımda olsa nefret edeceğim bir karakter olurdu. Buradan başlayayım yazıya.


Volkan hatalarla dolu bir kariyer sürdürüyor. Bu kariyerinin sonunda eğer sporla ilgili devam etmek isteyecekse sıkıntıları olacağı kesin. Zira Fenerbahçeli olduğunu anlatırken büründüğü tarz Fenerbahçeli olmayanlar için ve hatta Fenerbahçeliler arasında dahi rahatsız edici olabilir. Demem o ki eğer sahada devam edecekse de medyaya geçecekse de çok ciddi sıkıntıları olacağı gerçek. Ancak elbette bu kendi tercihidir ve saygı duymaktan başka yapacağımız yoktur.

Volkan, artık sakalının, kıyafetinin, kurtarışlarının veya yediği gollerin bile göze battığı bir adam oldu çıktı. Ne yazık ki böyle. Oysa Rüştü'den sonra gelen en başarılı kaleciydi hem Fenerbahçe hem de milli takım için.



Geçen hafta birlikte yaşadık olayları. Bir milli oyuncu, geçtim kendisini, karısına kızına edilen küfürlere tahammül edemeyerek (sonuna kadar arkasındayım) sahaya çıkmak istemedi. Ancak bir haftadır konuşulan tek konu bu değil, aynı akşam gazetecilere yapılan kavga oldu. Elbette o da çok önemli bir konuydu ancak basının her iki olaya eşit değer vermemesi, adil davranmaması nedeniyle denge, darp haberine kaydı. 60/40 hatta 70/30'a razı bile gelebilirim. Ancak 0/100 olunca bozuluyor insan elbette.

Bir haftadır bir tane kadın basın mensubu çıkıp da Volkan'ın karısına edilen küfürleri kınamadı. Konuşanlar hep Volkan'ın bunu hak ettiği anlamına gelen "ama o da kendine dikkat edecekti" cümleleri kurdular. Genel olarak basın, elindeki gücü %100 performansla darp olayına kaydırdı. Volkan'ın mağduriyeti kulübün de süreci iyi yönetememesi nedeniyle hak edilmiş bir şeymiş gibi algılatıldı.

Ve nihayetinde, burasını not alın, 23 Kasım 2014 tarihinde, Hürriyet, muhabirlerinden Burak Kuru imzalı bir vicdansızlığa imza attı. Haberi!!! yapan kadar bunu gazeteye basanın da büyük sorumluluğu olduğu gerçeğini unutmayalım. Neydi haber? Son bir yıldır ülke vicdanını sızım sızım sızlatan, yürekleri kan ağlatan iş kazalarından bir tanesine maruz kalan madencilerle Volkan özelinden futbolcularla kıyasladı vicdansız Burak Kuru. Utanmadan, amacının Volkan'ı hedef göstermek olmadığını belirtip (kendi fikrini biz diye yazandan korkacaksın), elmayla armudu hatta elmayla uzay mekiğini kıyasladı. Hem madenciye hem futbolcuya hem de Volkan'a ayıp. En hafif tabiriyle vicdansızlık.

Burak Kuru tahminimce 30'lu yaşlarda. Radikal'in kapanması sonrasında Hürriyet'e geçmiş. Hangi takımı tuttuğunun en ufak önemi yok benim için. Daha önce ismini duymamıştım ama artık yazdım kenara. Vicdanını satan bir genç daha eklendi basın emekçilerinin arasına.

Çalıştıkları sektördeki ücretleri başka sektörlerle kıyaslayan, hele hele çok para kazanan kişileri (sanırım kıskançlıktan) küfrü kabul etmek zorunda görenlerden uzak günler dilerim. Güzel Pazar'ımın için sıçtığı için de Burak Kara'ya teessüflerimi sunarım.