DYNAMO TRABZONSPOR 0-0 FENERBAHÇE, MAÇTAN SONRA KISA KISA



Başlama noktası saha değil. Tribün, yayıncı kuruluş başta olmak üzere basınla başlıyorum, buyurunuz.


Maçtan saatler önce, Akyazı'daki yeni stadyumun adının Recep Tayyip Erdoğan konulacağı haberi sonrasında, Dynamo seyircisi bir gösteri yapıyor. Akyazı onlarınmış, isim siyasiymiş, siyaset elini çeksinmiş. Tamam. Ama önce devletin yaptığı stada beleşe konmaktan vazgeçin bu istekleri sıralamak için.

Devam. Maça geldik. Bu sezonun sanırım en kalabalık topluluğu, Passolig'e rağmen ;) Ortamın süt liman olması LigTV spikerlerini şaşırtmış, bir güzelleme peşindeler. Yıllardır estirilen terörü normalmiş gibi yansıtınca, terör olmamasına şaşırmak ve bunu övmek normal mi? Sabah oldu uyandım, bravo. Kalktım elimiz yüzümü yıkadım, helal olsun. Örneği budur.

Ve futbola geçmeden önce sormak isterim, siz hiç Fenerbahçe'ye küfür etmeyen (neredeyse sıfır küfür), sahaya yabancı madde atmayan (neredeyse sıfır yabancı madde), tezahürat yapmayan/yapamayan, tezahürattan haberi olmayan, 61. dakikada şov yapmayan ve burası çok önemli kötü oynayan takımını yuhalamayan, ıslıklamayan Dynamo seyircisi gördünüz mü? Peki gündüz, yukarıda bahsettiğim protesto gösterisinin bir damlasının bile stadyuma taşmaması mümkün mü?

Söylemek istediğim şu, maç sonrasında öncelikle yayıncı kuruluşun ve medyanın yönlendirdiği üzere, bu maç resmen bir Passolig aklama maçı haline getirilmiş. Ve bence, stadyumda futboldan, taraftarlıktan uzak o güruh, aynı Mersin'deki Akdeniz Oyunlarında yapıldığı gibi, taşınmış kıtalar ağırlıklı hale sokulmuş.

Geldim sahaya. Bu on bire maçtan önce itiraz edecek çok kişi yoktu sanırım. Belki bir Sow-Emenike / Webo itirazı olabilirdi, o kadar. Yani kadroda sıkıntı yok. Bence de yok. Peki rakip ne yaptı, ne yaptırmadı da bu kadar yavan bir maç ortaya çıktı.

Ev sahibi, gol yememe, bir fırsat olursa da atmak üzere çıktı sahaya. Öyle ki, top bize geçtiğinde ki zaten kaptıkları neredeyse tüm topları ileri doldurdular ilk yarıda, takım olarak topun arkasına geçip, bekleri ikileyip altılı defans yapıyormuş gibi şekil aldılar. Aşağıda Fenerbahçe'nin saha dizilişini görüyorsunuz (matchstudy). Sow, Kuyt, Diego ve biraz da Emenike'nin üst üste binmelerinin neden bu bazen dörtlü bazen altılı etten duvar.


Bu durumda topa sürekli sahip olmamıza rağmen pozisyon üretecek fırsat bulamadık. Aşağıdaki tablo da pas trafiğimiz. Her şey ortada.



Ne yapılabilirdi? Duran toplar önemliydi, çok kazanamadık. Cepheden bir serbest vuruşumuz vardı, Caner kaleyi bulamadı. Orta sahanın deliciliği önemliydi. Emre ve Diego sık ve kasıtlı (sert demiyorum) faullerle sürekli rahatsız edildi. Burada Fırat Aydınus'un özellikle Salih'e gösterdiği toleransı atlamamak gerek. Maçı kart görmeden tamamladı Salih. Şut özelliğimiz önemliydi ama kaleyi bulamadık. Ya fırsat vermediler ya da şutlarımız etten duvara çarptı.

Emre'nin maç boyu faul yapmadığını, Emenike'nin ise 3 faul yaptığı kenara yazalım. Böylelikle rakibin ne yapmaya çalıştığını daha net görebiliriz.

Yapılacak şey, Sow-Emenike ikilisinden birisini çıkarmak, delici özelliği ligin üstünde olan Alper'i almak, Diego'yu biraz daha ileride defansın göbeğine oturtmak olabilirdi. Böylelikle top saklama ve pas verme becerisi (ve niyeti) olan Diego, başta Alper sonrasında Emre ve Topal, hatta Kuyt gibi geriden (koşarak) gelecek oyunculara duvar olabilir, kalabalık defansı eksiltebilirdik. Ek olarak faul alma şansımız da yükselirdi (hakem izin verirse).

Bu değişiklik yapıldı ancak Alper Caner'in önünde sol kanatta çok takılı kaldı. Bir de belki daha erken yapılabilirdi bu değişiklik. Maçın ikinci yarısında, ev sahibinin kontralarla pozisyon bulacağı çok aşikardı. En tehlikelisinde Mert'in şansı da yanındaydı. Ancak biz istediklerimiz sahaya yansıtamadık. Kalan dakikalarda Webo'nun girişi de çok etkili olmadı zira kanatları zaten istediğimiz gibi kullanamadık hiç. Selçuk-Emenike değişikliğini ben de çoğunluk gibi anlamadım, sadece prim hak etme olarak baktım. Takılmayalım.

Skora ve futbola bakıp sezonun fotoğrafını çekmek mümkün değil. Aynı şekilde saha için tartışmaları da çok ciddiye alınacak bir şey değil. Sow ve bazen Emenike, özellikle istediklerini yapamıyor olduklarında, ek kol hareketleriyle hem kendilerini hem de takım arkadaşlarını sıkça aslanların önüne attılar geçen sezon. Devam ediyor demek ki. Umarım azalır.

Diego'nun bu takıma katacağı çok şey olarak. Ancak kanatları bu kadar çok kişiyle kapatacak olan takımlara karşı (ki Dynamo güya şampiyonluk adayı, bir de küme düşmemeye oynarken defans yapacak olanları düşünün) mutlaka geriden gelen oyuncuların skora doğrudan ve dolaylı olarak katkıları olması gerekiyor. Burada Diego kilit oyuncu olacak gibi.

Sonuç. Kaybedilen bir 2 puan var, oyuna ve geçen yıllara bakılırsa, doğrudur. Ancak bu kadar uyutulduğumuz bir maçta, bir kaza kurşununa gitmemiş olmak da iyidir. Zira bir kaza kurşunu gelecekse Fenerbahçe'ye gelir genelde ;)