BEŞİKTAŞ 1-1 FENERBAHÇE, MAÇTAN SONRA KISA KISA



Önce şu centilmenlik olayıyla başlayayım. Ben bilmiyordum kalecinin eline almasına gerek olmadığını. Hoş kimse bilmiyormuş bunu, Halis dışında galiba. Ama uygulama şık oldu. Ortak verilen kararda topu rakibe verme şerefi de Caner'e nail oldu. Güzel mi oldu? Evet çok güzel oldu. Bilic'in Gökhan'a tacı yerinden kullan şakası, Gökhan'ın bunu yemesi ama ikisinin de gülmesi ayrı güzel oldu.


Çirkinlikler de vardı dile getirilmese de. Emre'ye yapılanlar mesela. Yapılanlar cezalandırılmaması. Emre oyundayken kaç faul yapıldı, kaçı kartlıktı, kaçı verildi? Emre delirmeye müsait, rakip de üstüne oynuyor. Kontrol edilebiliyor mu? Hayır. O zaman zararı var. Açık konuşmakta fayda var. Bu işi lehimize çeviremiyoruz, haklı olsak da çeviremiyoruz hem de. Jones arkadan daldı faul var kart yok. Veli kafayı vurdu faul var kart yok. Eline çarpan topa elle oynama veren de aynı hakem.

Peki dikkat ettiniz mi ikinci yarıya? Hiç gerginlik yok. Yaradı mı bize, hayır. Nitekim Emre'nin yararı o hırsını oyuna yansıttığı zaman ortaya çıkıyor. Ama yansıtamayınca kaybediyoruz. Maçı puanı değil, kendimizi ve benliğimizi. Artılar eksiler hesaplanır. Sonuç çıkar. Bana sorarsanız, teşekkür etmekte fayda var. Elinde kupayla veda.

Dön maça. Çok rahat almamız gereken maç. Rakiple siklet farkı var, sahaya yansıtsana. Emenike yok, Sow golde var sonra neredeyse hiç yok. 10 kişi sahayı dar ettiğin rakibini bu sefer o 10 kişi kalmışken ezemiyorsun. Neden? Stres mi? Başkanın konuşması mı muhallebi gibi yaptı takımı? Nedeni bırak şimdi, alınacak tek puan, Beşiktaş'ın kaybedeceği tek puan tur demek.

Kadınlarımız, çocuklarımız tribünde biz caddede, kaldırımda kutlayacağız haftaya. 59'dan sonra 19. ve aslında 28. şampiyonluğu.

Maçı çok yazmıyorum. Hem kazanabilir hem kaybedebilirdik. Sakat vermedik, centilmenlikle kalpleri fetheden renkler olduğumuzu gösterdik. Az kaldı. Bir hafta daha sabır.