YILMAZ ÖZDİL

Tahir efendi bana kelp demiş
İltifatı bu sözde zahirdir,
Maliki mezhebim benim zira,
İtikadımca kelp tahirdir.
Nef'i



Gelelim konumuza; Yılmaz Özdil. Günümüzün müthiş Cumhuriyet savunucusu. Elbette savunmalı lafım yok ama yalan yazdıktan sonra doğruyu yazsa da bir düşünürüm okurken, neden diye. Hele hele yazdığı yalan nedeniyle özür dilemediyse, bu yalanda daha sonra başka tarafa geçtiyse.

20 Temmuz 2011'de Fanatik Gazetesi'nde o gün rüzgar futbol ve sözde şike tarafından estiği için bir iki kelam etme gereği hissetmiş, belki hissettirilmiş aynı dönemde ısmarlama şike yazanlar gibi. Almayayım bu konuda günahını zira zaten aşağıda gerektiği kadar alacağım.

Diyor ki Özdil yazısında (yazıya buradan ulaşabilirsiniz)

"...Bu istatistiki gerçekten yola çıkarak, bir de tahminde bulunmuştum: “Bu sezon 1980-1981 sezonuna benziyor, ligin ilk iki sırasını iki Anadolu takımı, Trabzon ve Bursa bitirebilir. Hatta, 80-81’de kupayı Ankaragücü almıştı, benzer şekilde, sürpriz bir takım kupayı alabilir.”
Sonrası maalesef malum.
Fener’in şampiyonluğu şaibeli.
Beşiktaş, Kupa’yı iade etti.
E madem makarayı geri sararak, bir neticeye varmaya çalışıyoruz, biraz daha saralım bari.
Gene 80-81 sezonu.
Gene Trabzon şampiyon.
Gene neler olmuştu?
Trabzon’un şampiyonluğa yürümesiyle beraber, İstanbul büyükleri tel tel dökülmüş, Anadolu kulüpleri cesaretlenmiş, Adanaspor ligi ikinci sırada bitirmiş, kupayı da Ankaragücü almıştı.
Fenerbahçe küme düşme hattına inmiş, ancak, son maçlarını kaybetse bile, averajla kümede kalması kesinleşmişti. İşte o anda, gene bu sezon gibi bir hadise yaşanmıştı. Fenerbahçe, Rizespor’a yenildi, hafızam beni yanıltmıyorsa, 3-1 yenildi. Küme düşme hattındaki Rize’nin Fenerbahçe’yi hem de İstanbul’da devirmesi, imkânsıza yakın bir skordu.
Ortalık ayağa kalktı. Küme düşme hattındaki takımlar isyan etti. Gözler, Fenerbahçe’ye ve futbolumuzun efsanesi Cemil Turan’a dönmüştü. Cemil’in şike yaptığı, maçı Rize’ye verdiği iddia ediliyordu. Basın üzerine gitti. İtiraflar oldu. Ama, soruşturma açılmadı.
Sonra ne oldu?
Cemil’in futbol hayatı bitti. Yaşı müsait, formu müsaitti ama, sürpriz şekilde futbolu bıraktı. Veya, bıraktırıldı. Üstelik, Fenerbahçe efsanesine, Fenerbahçe’de jübile yaptırılmadı.
Yıllar geçti, Aziz Yıldırım başkan oldu, Cemil’e jübile yaptırıldı, kulüpte görev verildi.
1981.
2011.
Gene şike konuşuyor Türkiye.
Gene Fenerbahçe’nin adı karıştı.
Gene Cemil Turan başrolde."
Yazının bizimle ve özellikle Cemil Turan'la ilgili kısmı bu kadar. Şimdi tek tek sallamalarına yanıt verelim Fenerbahçeli olarak. 

Fener’in şampiyonluğu şaibeli.
Beşiktaş, Kupa’yı iade etti.
İade falan yok. Ama bu algıyı yaratanların oyununa biz de gelmiştik, iade ettiler sanmıştık başlangıçta. O da sanmış olabilir, boş bulundu diyelim.
Fenerbahçe küme düşme hattına inmiş, ancak, son maçlarını kaybetse bile, averajla kümede kalması kesinleşmişti. İşte o anda, gene bu sezon gibi bir hadise yaşanmıştı. Fenerbahçe, Rizespor’a yenildi, hafızam beni yanıltmıyorsa, 3-1 yenildi. Küme düşme hattındaki Rize’nin Fenerbahçe’yi hem de İstanbul’da devirmesi, imkânsıza yakın bir skordu.
Evet o sezon sportif olarak kötü bir sezon. 29 puanlı 5 takımdan biri biz olmak üzere 4 tanesi averajla kümede kalmış. Ancak şampiyonun 39 (5 galibiyet fazla), lig ikincisinin 34 (2 galibiyet 1 beraberlik fazla) puanda olduklarına dikkat çekmek isterim.
Gelelim Rizespor maçlarına. Hatırladığı doğru ama skor 3-1 değil 3-2. Ancak ligin ilk yarısında deplasmandaki maçı da 2-1 kaybetmişiz. Genel skorlara bakılırsa çok anormal değil.
28. haftadaki Rizespor maçı sonrasında 29. haftada bu defa küme düşme hattındaki Boluspor'a deplasmanda 1-0 yenilmişiz. Boluspor da ligde averajla kalan takımlardan.
Ayrıca yine aynı puanla ve averajla ligde kalan Adana Demirspor'la de iç sahada berabere kaldığımız gibi, küme düşen Mersin İdman Yurdu'na da puan kaybetmişiz.


Ortalık ayağa kalktı. Küme düşme hattındaki takımlar isyan etti. Gözler, Fenerbahçe’ye ve futbolumuzun efsanesi Cemil Turan’a dönmüştü. Cemil’in şike yaptığı, maçı Rize’ye verdiği iddia ediliyordu. Basın üzerine gitti. İtiraflar oldu. Ama, soruşturma açılmadı.
Ve asıl bomba burada başlıyor. O sezon Cemil Turan kadroda yok. Zira bir sezon önce 15 maç oynayıp 2 gollük bir performans sonrasında sakatlığı nedeniyle futbolu bırakma kararı alıyor. 80/81sezonu başında kendisini takımda isteyen Rausch'u reddederek futbolu bırakıyor.
Cemil’in futbol hayatı bitti. Yaşı müsait, formu müsaitti ama, sürpriz şekilde futbolu bıraktı. Veya, bıraktırıldı. Üstelik, Fenerbahçe efsanesine, Fenerbahçe’de jübile yaptırılmadı.
Özdil'in yaşı müsait dediği Cemil Turan (1947 doğumlu) 35 yaşındaydı. Formu müsait dediği Cemil Turan bir sezon önce sezonun yarısında forma bulabilmiş ve sadece 2 golle tamamlamıştı sezonu. Fenerbahçe'de parladığı Türk futbolunun yıldızı olduğu dönemlerde ise şöyleydi gol/maç istatistikleri;
73/74 : 14 gol / 30 maç.
74/75 : 10 gol 27 maç.
75/76 : 17 gol 30 maç.
76/77 : 14 gol 29 maç
77/78 : 17 gol 30 maç.
Yıllar geçti, Aziz Yıldırım başkan oldu, Cemil’e jübile yaptırıldı, kulüpte görev verildi.
Ve gelelim jübile meselesine. Önce kanıtla başlayalım.



Bu Cemil'in jübile maçının gazete kupürü. Aziz Yıldırım başkan oldu Cemil'e jübile yaptırıldı yalanını da aynı kupürün sol alt köşesinde Fenerbahçe Spor Kulübü başkanının verdiği armağan fotoğrafı var. Aziz Yıldırım'a benziyor mu :) Nitekim Fenerbahçe'ye Aziz Yıldırım başkanlığa 1998 yılında başladı. Yani Cemil Turan'ın jübilesinden tam 18 yıl sonra. Yılmaz Özdil'in jübileden haberdar olup olmaması ne kadar ciddi bilemiyorum ama 1980 yılında 2 defa jübile maçı oynamış Cemil Turan. İkisi de Fenerbahçe-Beşiktaş.

Ve tamamlayalım. Aşağıda Özdil'in görevde olduğu Star Gazetesi'nin, İstanbul'da öldürülen iki İngiliz ve Galatasaray'ın Leeds'i 2-0 yenmesi haberlerini birleştirerek yaptığı sayfa. Ben daha konuşmam. Yarın rüzgar nereden eser oraya bakmak gerek, her an Özdil'i üzerinize savurabilir zira.