YANLIŞ ANLAŞILMASIN


Sahaya atılan her şeye karşıyım, cips poşeti dahil. Hem de o cips poşedi yüzünden ceza yemiş bir kulübün taraftarı olarak. Ama karşı olmamın nedeni alınacak ceza değil, sahada top oynamaya çalışanlara ve onları yönetenlere vereceği zarar. 2006 yılında şampiyonluğu kaçırdığımız Denizli'deki maçta rakibin tek amacı Fenerbahçe'nin tempo yapmasını engellemekti. Bunu saha içinde değil tribünden müdahale ederek yaptılar. Nasıl karşı olmam?

Son olay Burak Yılmaz'a Rize'de atılan yabancı madde, şu gözünün altını yaran. Allah korusun kör bile eder insanı. Bunu atan adamın en ufak bir düşüncesi yoktur sonunda ne olur diye, gaza gelmiştir, getirilmiştir elbette ama suçludur. Onu bulamayan da suçludur elbette. Ben stadyuma girerken fellik fellik aranır, üzerimdeki madeni paraları zorla bağışlamam gerekirken adam sahaya atıp yaralanmaya neden oluyor.

Buraya kadar konuyla ilgili fikirlerimi ifade edebildiğimi umuyorum. Gelelim Burak Yılmaz olayında Galatasaray'ın duruşuna. Bir açıklama yaptılar internet sitelerinden, haklı oldukları yerler var. 

Ancak konuyu Chelsea'ya boyun eğmemekle, verilen/verilmeyen penaltılarla, kaçan gollerle süslemeye çalışırsan antipatik olursun. 

Konu seninle Rize'deki 3-5 gerizekalı arasındayken sen haklılığını desteklemek için (haklıdır) işi başka yere taşımaya çalışırsan antipatik olursun. 

Hele hele sahanda antipatik bulduğun bir rakip oyuncuya atılan rakı şişesini, bir başkasına atılan viski şişesini unutmuş gibi yazarsan cümlelerini antipatik olursun. 

Hele hele oyuncunun saha içinde yaptıklarını görmeyip, onu uyarmayıp, uyarsa da düzeltmeyip, onu eleştirenlere laf sokmaya çalışırsan antipatik olursun. 

Ve 1985 doğumlu bir oyuncuya, sadece yazıyı uzatıp ağdalamak için genç dersen bir de üstüne üstlük komik olursun.