İLK YARI BİTTİKTEN SONRA KISA KISA

İyisiyle kötüsüyle koskoca sezonun ilk yarısını tamamladık. İyiler elbette daha fazlaydı. Ama kötüleri unutmak yeni kötüyle mücadele etmemizi engeller. Unutmamalı ama birlikte de yaşamamalıyız.


Öncelikle Aykut hocanın kurduğu sistemi bozmayıp, daha iyi işlemesini sağlamaya çalışan Ersun hocaya bir teşekkür etmek gerek. Daha hızlı daha iştahlı daha hırslı oynayan bu takımın mimarları büyük bir teşekkürü hak ediyorlar. Ben de kendi adıma teşekkür ediyorum.

Ne yapıyor Fenerbahçe, nasıl oynuyor, neler yapmak istiyor ve daha neler yapacak?

Önce sahaya bakalım. Yani Samandıra, Kadıköy ve deplasmanlara. Diziliş ve oyun aşağıda değineceğim konular. Fenerbahçe nasıl oynuyor önce ona bakalım. Fakat şunu da unutmayalım, bunlar kağıt üzerindedir, oyuncunun futbol oynama şekline tamamen farklılık yaratabilir.

Sistem defansif 4-3-3 ofansif olarak 2+1  - 4 - 3 bazen 2+1 - 2 - 5 haline dönüşüyor. Aşağıda çizmeye çalıştığım şekilde takımın hücum ederken aldığı aksiyonları yeşil, savuma yaparkenkileri mavi oklarla gösterdim. Detay yok. Zira üçlü forvet de kendi arasında hem hücum anında hem de oyunun belli zamanlarında kalıcı olarak yer değiştiriyor.




Daha da önemli olan özellik iki uçta bulunan oyuncuların birbirlerine olan mesafesi. Bu mesafe, top kaybedildiğin yani savunma başlandığında ne kadar kısa olursa takımın başarısı o kadar yüksek oluyor. 

Dinamik bir oyun oynuyoruz. Daha da önemlisi oyunu sürekli 3. bölgede tutmaya çalışıyoruz. Bunu içeride de dışarıda da uygulamaya çalışıyoruz. Söylemek istediğim şu, deplasmanlarda da aynı Kadıköy'de olduğu gibi basan, bastıran, oyunu rakip alana yıkan bir oyun bu. Ve hepsinden önemlisi büyük bir iştahla oynuyoruz. Skor 3-1'ken sanki 3-1'le kupadan elenecekmişiz gibi 4. golü arıyoruz. 10 kişi kalmamıza rağmen 1 kişi eksikken beraberliği bulsak da yeterli görmeyip galibiyet için oynuyoruz. Ve bıkmadan, usanmadan dakikanın kaç olduğuna bakmadan kazanmak için oynuyoruz. 90'da beraberliğe yakalanıp 92'de galibiyet golünü atmanın veya 4 deplasman maçını son dakikada attığımız gollerle kazanmayı başka türlü açıklayamayız.

Sistem bu. Bunu uygulayanlara da değinmek gerek. Örneğin Caner. Geldiği ilk sezon blogda ondan sol kanattaki Gökhan olmasını beklediğimi yazmıştım. Bu sezon Ersun Yanal'la başardı bunu. Müthiş bir sol bek performansı çıkarıyor. Karşı kanatta Gökhan da diğer taraftan tahrip ediyor rakibi. Buna çare olarak, açıklarını beke çekmek zorunda kalıp 6'lı defans yapan rakipler (Galatasaray) oldu mesela. 
Forvetteki oyuncuların skor katkısı müthiş. Buna mutlaka orta saha oyuncularının da eklenmesi gerek. Raul, Baroni, Emre, Topal, Topuz, Selçuk, Salih ve Alper'in skora doğrudan veya dolaylı katkıları yeterli değil. Attıkları gol sayısı 7. Yeterli değil zira 3 tanesi de penaltıdan. Aynı şekilde Caner dışında defansın durumu da aynı, hatta daha kötü. Ersun Yanal'ın beklentisinin de bu olduğunu tahmin ediyorum.

Skor dağılımına bakınca, ilk onbirin sürekli oyuncularından Gökhan ve Raul'un gol atmadıklarını görüyoruz. Raul'un ligde uzun süreli eksikliğini, Gökhan'ın da asistlerini unutmamalı.

Bu bilgilere ilk yarının en çok kazanan, en çok gol atan, en az kaybeden, hem iç saha hem deplasmanda en başarılı olan, topa en çok sahip olan, hücum bölgesinde topla en çok oynayan, en çok şut atan takımı olduğumuzu ekleyelim.

Hep iyiden bahsettim. Nitekim oynadığımız keyifli oyun kadar, medyanın ve rakiplerin biraz da çaresizlikten doğan övgüleri de mest ediyor beni. Ama olumsuzlukları da eklemek gerek.

Alves'in gereksiz sertlikleri, Caner'in müthiş performansına rağmen bazen hala saatli bomba rolünü oynaması, Emenike'nin vurdumduymaz hareketleri, Sow'un takımın hızını kesen hareketleri, Egemen'in artan katkısına rağmen kademe ve hamle yanlışları göze batmayan sorunlar, büyümemeli.

Yoluna sadece ligde devam eden avantajlı takım yaftasının üzerine yapıştırılarak hem rakibin başarısızlığını örtmek hem de bizim başarımızı küçümsemek, gölgelemek isteyenlere dikkat, kanmayın.

Ligin ikinci yarısında ne olacak? İlk hafta önemli. İçeride alınacak muhtemel bir Konyaspor galibiyeti ve Galatasaray'ın muhtemel puan kaybı puan farkını 10'a kadar yükseltebilir. Bu durumda lig için işimiz biraz daha kolaylaşacak. Fikstür dezavantajı dediklerine bakmayın. Şu anda 2 yenilgi veya 1 yenilgi 2 beraberlik lüksümüz var. Avantaj bizde.

Bize düşen de ilk yarıda olduğu gibi büyük destek vermek olacak. Sonrası kolay.