FENERBAHÇE - DYNAMO TRABZON, MAÇTAN SONRA KISA KISA


Ankara'yı sevmiyorum, kusura bakmayın. Tanısan seversin diyenlere de saygı duyuyorum. Ama Ankara'nın en güzel yanı, Fenerbahçe'nin kazandığı maç sonrasında İstanbul'a dönmesidir ;) Kızmayın Ankaralalılar. Sağ olsun Raul hala Ankara'nın bağları diye şarkı söylüyorum vallahi.

Atladık gittik Demir'le. Güzel oldu. Yol güzel, yolda yenilen güzel, kuyruksuz erken girdik o da güzel, kazandık yine güzel. Fenerbahçe her şeyden güzel.

64. maçımızı oynadık gün. Ben düşünürken yoruluyorum, ortalama bir takımın iki sezonda oynadığı maça yakın maç sayımız. Büyük bir performans. 3 kupada yola devam etmek hem de uzun süre, büyük performans. Fenerbahçe'nin ikinci olması başarı değildir, evet aynı fikirdeyim. Ama ben sezona genel performans olarak bakıyorum. İlk devrede bütünlemeye kalan ama ikinci yarın teşekkür alan ama takdir alamayan bir Fenerbahçe performansı.

Başarı kıstası nedir? Kazanmak mı? Evet. Bu nedenle yıllardır alamazken de alırken de dalga geçtiğim kupayı almanın önemli olduğu belirtmek istiyorum. İyi ki aldılar kupayı, iyi ki aldık. 3'ün 1'i diyenler var, ama diyenlerin de 3'ün 1'ini aldıkları gerçeği ortada ;) Sezon performansını bölümler halinde yorumlayacağım başka bir yazıda. Şimdi final maçı.

Volkan, Raul cezalı, Salih milli ;) Krasic bizim takımda değil galiba. Kadro diziliş şöyle;

Mert
Gökhan . Yobo . Egemen . Hasan Ali
Topal . Emre
Kuyt . Baroni . Sow
Webo

Ben böyle dizdim siz başka türlü dizin, hep söyledim oyuncu karakterlerine göre şekil alır oyun.

Rakip istekli, çünkü onlar kaybederse bizim gibi bir durumda değiller. Külliyen başarısız bir sezon. Bir tane büyük maç yok kazandıkları, rezil bir sezon. Camia olarak belki puan eşitliği olarak hak ettikleri 10/11 şampiyonluğunu kaçırdıktan sonra, bu şampiyonluğun olmayan delillerle şikeli ilan edilmesi kandırmacasıyla akıllarını kaybettiler. Ne kadar vardı derseniz ben yorum yapmam ama iki sezondur kupa istemekten başka bir şey yapmadılar, yapamadılar. Bir de önemli oyunlarını kaptırıp iyice güçten düştüler. Bu nedenle önemli onlar için de maç, kupa.

Hızlı başlayan rakip oluyor. Nitekim, Mert'in hatasıyla öne geçme fırsatını da buldular ama Hasan Ali siper etti kendisini. Sonra kaleyi bulan ilk şutumuzun gol olmasıyla öne geçtik. Topal'ın, Webo'nın boşalttığı merkeze koşan Sow'un önüne bıraktığı 40 metrelik pas, Sow'u sağ bekin değil de Volkan'ın kovalamak zorunda kaldığı pozisyon. Tolga, bu tip pozisyonlarda başarılıdır ama attı Sow.

Golden sonra kontrol bize geçti. Ama skor gelmedi. Emre ve Topal'ın 3. bölgedeki baskılarıyla kazandığımı topları sayıya çeviremedik, iyi olmadı. Dynamo maçlarının adamı Baroni de bu defa Tolga'yı geçemedi. Rakibin tehlikeli gözüken ataklarının bir tanesinde bile pozisyon çıkmadı. İlk yarının son anında Baroni'nin füzesini Tolga kurtarınca Sow'un golü belirledi ilk yarının skorunu. Ama çok daha önemlisi Zokora'nın Emre'ye yaptığı faulün yine kırmızı kartla cezalandırılmaması oldu. Geçen sezon Süper Final maçında, Emre'nin kasıklarına tekme atıp sarı kart gören Zokora bu defa kayarak kaburgalara girdiği tekmeyle. Ve yine kırmızı kartı görmedi. Küfür etmek ırkçılık olur mu? Peki Emre bu arkadaş beyazlara karşı kasıtlı tekmeler atıp ırkçılık yapıyor dese? Memleketin biricik evladına ayıp etmiş olur mu?

İkinci yarıya Zokora'sız çıktı rakip. Beraberlik peşindeydiler. Bizse kontrollü oynayıp baskın yapmaya çalıştık. Farkı arttıracak net pozisyonlar, şutlar hep bizden geldi rakip baskılı gözükse de. Baroni'nin bir şutunun gol olmasını Tolga diğerini yan direk engelledi. Tolga Webo ve Sow'un da gollük vuruşlarını çıkartarak, son dakikaya kadar umudunu canlı tuttu takımının. Maçın adamı olarak Sow'u seçmiş spor yazarları, bence Tolga'ydı sahadaki performansıyla.

Maç içinde polisin rakip seyirciye yaptıkları 12 Mayıs'ın başlangıcını hatırlattı. Şükür İstanbul'daki gibi davranmadı Ankara polisi. Nitekim İstanbul polisi de Dynamo'ya bize davrandığı gibi davranmazdı, o da ayrı konu.

Maç bitti kupa geldi, bir sezonun emeği taçlandı. Herkes sevindi, kupa vefat eden Burak'a armağan edildi taraftarın ve topçuların davranışlarıyla. UEFA tarafından havai fişek ve meşale yüzünden saha kapatma cezası alan Fenerbahçe'nin kupası TFF'nin organizasyonundaki havai fişeklerle kutlandı. 

Biz de atladık döndük kutsal topraklara. Yukarıda dediğim gibi döndük hem de.