FENERBAHÇE 1-0 ESKİŞEHİRSPOR, MAÇTAN SONRA KISA KISA















1-0 olsun bizim olsun dedim maçtan önce. 5-0 olsun bizim olsun diyeydim iyiydi. Şaka bir yana, güçlü bir ekibi zor da olsa yenmeyi başardık. 3 puan önemli. Bu maç trafiğinde iyi futbol beklemek çok gerçekçi değil. Liste aşağıda, can mı dayanır?


17 Nisan Eskişehirspor deplasman - Türkiye Kupası yarı final ilk maçı
20-21 Nisan Gençlerbirliği deplasman - Süper Lig
25 Nisan Benfica - Avrupa Ligi yarı final ilk maçı
27-28 Nisan - Kayserispor - Süper Lig
2 Mayıs - Benfica deplasman - Avrupa Ligi yarı final rövanş maçı
4-5 Mayıs - İBB deplasman - Süper Lig
8 Mayıs - Eskişehirspor - Türkiye Kupası yarı final rövanş maçı
11-12 Mayıs - Galatasaray - Süper Lig
15 Mayıs - Avrupa Ligi final maçı
18-19 Mayıs - Karabük deplasman - Süper Lig
22 Mayıs - Türkiye Kupası final maçı

Bu maçların 9 tanesi garanti. 11 maç olur ve tamamını kazanırsak 2 kupa garanti, hatta Galatasaray'ın muhtemel bir puan kaybıyla 3. kupa da olasılık. Ve hatta kupa maçlarında alınacak beraberlikler ve hatta mantıklı yenilgiler bile mümkün. Müthiş bir fırsat var ve müthiş bir güç lazım. Ve elbette müthiş bir destek.

Emre sakat, Sow sakat. Cezalı ceza sınırında olan oyuncular var. Antrenman yapacak zaman yok neredeyse. Bunları düşünerek bu büyük baskıyı hissederek konuşmak gerek. Kolay değil altından kalkmak.

Maça döneyim. Bir notla döneyim, geriye doğru giderek, Eskişehirspor, Lazio deplasmanı, Orduspor maçlarının tamamında kaleyi bulan ilk (ve hatta bazen tek) şutumuz gol olmuş. İstatistikseverlere not düşeyim :)

Volkan
Gökhan . Yobo . Egemen . Ziegler
Raul . Topal
Topuz . Baroni . Kuyt
Webo

Kadro ve bence diziliş böyle. Kuyt ilk kez solda arkasında Ziegler ile başlıyor maça. Ziegler yapı itibarıyla bindiren, zorlayan, çizgiye inen bir oyuncu değil. Aykut hocanın bu maç onu tercih etmesinin nedeni önünde Kuyt'u oynatma kararı sanırım. Bu durumda Topuz'un sağda oynaması beklenen bir şey. Her şey Baroni'ye bağlı gibi. Duran toplar en büyük silah. Nitekim Egemen'in şut denemeleriyle başlıyoruz. Kaleyi bulamıyor. Eskişehirspor ciddi geliyor, sağlam bir takım. Kupada da zor işimiz. Erkan'ın müthiş şutu direkte auta gidiyor. Kamara'nın karşı karşıya pozisyonu (Egemen'in içinden geçtikten sonra) Volkan'dan geri geliyor, müthiş kurtarış. Maçın zor olacağı belliydi, yanılmıyoruz. Direkten dönen bir top sonrasında ofsaytta kalan Necati ve sonrasında Topal'ın müthiş pasını değerlendiremeyen Webo. İlk yarı Raul'a yapılan sert faulün (tedavisi 2 dakika sürdü) kartla cezalandırılmamasıyla sona eriyor. Bu arada Webo'nun Topuz'un pasında kaleciyle karşı karşıya kalacakken son adam tarafından indirilmesine ters karar veren Bülent Yıldırım'ı bir anıyla hatırlayalım (Sabri'ye Yapılan Faul) Neyse, kötü bir ilk yarı, gol yemeden bitmesi iyi elbette.

İkinci yarıya müthiş bir tribün desteğiyle istekli başlıyor takım. Webo'nun golü doğru bir kararla iptal ediliyor. Aynı şekilde Alper'in elle attığı gol de. Sarı kart da cabası oluyor. Oyunun kırılma anı oluyor neredeyse zira hemen ardından güzel bir paslaşma sonunda Topuz'un kafa pası, Webo'nun perdelemesi ve Baroni'nin sert şutu ile golümüz geliyor. Gol sonrasında daha iyi oynamaya başlıyoruz. Kaleyi bulmuyor şutlarımız ama organize ataklarla pozisyonlar geliyor. Baroni, Gökhan sağ ayakları, Egemen kafasıyla çerçeveyi bulamıyorlar. Bol ıslık bol totem, hoşt sesleriyle geçiyor kalan dakikalar. Eskişehirspor gol arıyor, bulamıyor. Canla başla mücadele ediyor bizim çocuklar. Alper'in Yobo'ya yaptığı sert faul de cezasız kalıyor kalan dakikalarda. Amsterdam şarkılarıyla bitiriyoruz maçı, 3 puanı cebe koyarak. Maça çıkarken 7 olan puan farkını kazanarak tekrar 4'e indiriyoruz. Kalan maçları yukarıda yazdım zaten.

Üst üste 5. galibiyetimizi alıyoruz bu galibiyetle. Aykut hoca 103 maçla, üst üste en çok maça çıkan teknik direktör olarak tarihe geçiyor. Baroni 10. golünü atıyor ve enteresan olarak gol attığı tüm maçları kazanıyoruz.