VIKTORIA 0-1 FENERBAHÇE, MAÇTAN ÇOK SONRA KISA KISA















Özürler, yazının gecikmesi nedeniyle. Eğlence bitti, sırada Bursa maçı var. Hem de önümüzdeki iki takımın da puan kaybettiği haftanın son maçında. Kazan, yaklaş.


Döneyim Viktoria maçına. Rakibe top göstermeyen, verdiği tek pozisyonu da bir dikkatsizlikle yaratan bir Fenerbahçe. Ve kaleyi bulan sayısız şut, rakip kalecinin kurtardığı net gollük vuruşlar. İkinci maç formalite maçı haline gelebilirdi. Olsun geç de olsa attığımız golle güzel oyunun beki karşılığını değil ama meyvesini alarak döndük.

Takımda kötü oynayan, sırıtan oyuncu yoktu. Selçuk'un oyunu tutuşu, Topal'ın ısırması. Kuyt'un sağ kanadımızı Gökhan'la müthiş işletmesi, Ziegler'in Gökhan kadar çıkamasa da kanadında güven vermesi, Baroni'nin durmadan alan doldurması, Sow'un daha fazla Webo'nun yanına kaçarak tehlike yaratması ve Webo'nun çalışkanlığı sayesinde sahada ne yaptığını bilmeyen bir rakip varmış gibi oldu karşımızda. Bekir ve Yobo'ya zorlanacakları top gelmedi. Oyunu daraltıp tüm kontrolü almamızın sonuçlarıydı bunlar.

Çok önemli bir takımı ve aslında Avrupa kupalarında puan olarak yerimizde saydığımız dönemde rakibimiz olan bir takımı hem de yenilmezliklerini sürdürdüğü sahalarında yenip döndük. Evet iki devreli bir maçın ilkini kazandık sadece ve rövanşında 12. adam tribünlerde olmayacak 11 Mart'ta yapacağımız savunma olumlu sonuç vermezse. Bu nedenle turu atlamış gibi görmemeliyiz kendimizi.

Fakat diğer yandan da muhtemelen bir tur sonrasında karşımıza gelecek 7 rakibe de bakmak gerekecek. Rövanş maçımız 14 Mart'ta, eğer turu geçersek de 15 Mart'ta kura çekimini olacak. Avrupa Ligi'in İlk 8 Takımı arasına gireceğiz. Temkinli bir rövanş, sakin ayaklar, serin akıllar.