HAFTA SONU VE FENERBAHÇE


Bir dostun doğum günü için Dostlar'a gidiş, mutluluk. Bol miktarda alkol sonrasında eve varış, yorgunluk. Hafta sonuna mutlu uyanma, mutluluk. Minik kuşu İngilizce kursuna götürüp, sahile yürümeye, koşmaya yollanma, yorgunluk. Yavaş yavaş tempoyu bulmanın verdiği motivasyon, yürüyerek ve koşarak tamamlanan 8 kilometre, mutluluk. Antrenman sonrası kuşları teslim alıp eve dönüş, yorgunluk. Minik kuşun hazırlanıp anneannesiyle birlikte bir doğum günü partisine götürülmesi, mutluluk. Onlar partideyken benim kuşumla biraz baş başa kalabilme şansını bulmam. Kavala'da biraz hamsi biraz meze birkaç bira, mutluluk. Sonrasında eve varış, dinlenme. İzleyen saatlerde Ceroşko'nun bize katılması ve film keyfi.
Maç sabahı erkenden kalkıp dostlarla buluşma. Diz sakatlığı nedeniyle top oynayamayınca hakemlik görevi. Maç sonrası kahvaltı keyfi ve geyikler. Eve varıp evdeki kahvaltının tamamlanması sonrasında, yeni ev dekorasyonu için Ikea'nın yolunu tutuş, Ikea evimizin her şeyi. Tüm planları noktasına kadar düzgün uygulayıp maç öncesi eve varış. Yine Dostlar'da dostlarla buluşma, bir iki lahmacun birkaç duble rakı, mutluluk. Kadın ve çocuklarla vedalaşıp, maçı izlemek için başka bir dosta yolculuk. Her şey mükemmel maçı beklerken kuşumdan gelen "biletleri evde unuttuk, kurtar bizi" telefonu. Son sürat eve varıp, biletleri kaptığım gibi soluğu Fenerium tribün önünde almam. Kuşların ve misafir kuşun teşekkürleri. Hemen akabinde Meireless'in kafasına çarpıp ağlarımızla buluşan topu NTVspor radyodan canlı dinlemem. İlk maç ilk gol geyiğini yapan spikere okkalı bir küfür sonrasında 15. dakikada televizyonun karşısına geçiş. Bir şekilde kazanılan maç, 3 puan, güven, destek. Galibiyette her zaman olduğu gibi totemle pay sahibi olmak. Kafalar güzel ayrılış, gözlüğü unutup geri dönüş, eve varıp sırıta sırıta neredeyse 1 yılı aşkın bir süredir yazmadığım Hafta Sonu ve Fenerbahçe yazılarını tekrar yazma kararı verip yatağa uzanış.