FENERBAHÇE 2-2 OM, MAÇTAN SONRA KISA KISA


 
En çok anlamadığım konu şu, neden fiziksel olarak bu kadar yetersiz kalıyoruz? Bence kilit noktalardan birisi bu. O kadar çok kilit nokta var ki, başlayalım.
Öncelikle bekleyelim bakalım bugün, dünkü maçın hakemin yerden yere vuranlar, hakem Bebek için ne diyecekler? Mandanda'nın kale içinden çıkardığı topa, 15. dakikada Sow'un ortasını OM defansının elle kornere atmasına ne diyecekler? Pardon pardon bizim hakemi de yenmemiz gerek değil mi? Ama iyi oynamıyoruz ama şöyle ama böyle. Bizim maçlarımızda rakibe verilen pozisyonlar sayılır tek tek ama başkaları korner atarken normal olarak 9-10 kişi ile pozisyon alan rakiplerine cehennem yaşatmış olurlar. Neyse. Ben yine maçımıza döneyim.
Baştaki cümleye dikkat çekeyim tekrar. Fiziksel olarak neden düşüyoruz? 
1 - İyi çalışmıyoruz,
2 - İyi çalışsak da fizik kondisyonumuzu koruyacak çalışmalar yapamıyoruz,
3 - Fiziksel kapasitemiz yeterli değil.
Bunlar neden olabilecek şeyler. Belki birisi belki tamamı hep birlikte. Bunun getirdiği güçsüzlük, teknik kapasiteyi ortaya koymayı engelliyor. Topu tutamayıp, rakibe teslim etmek de bunun bir sonucu. Topla oynamadan gol atamazsın, çok basit değil mi? Futbol da basit aslında ama zor olan basit olanları uygulamak. 
Anlatacaklarımın sonunda, tribündeki bir sürü dallama gibi Aykut Kocaman'a ve/veya sahada hata yapan ve/veya kapasiteleri yetersiz oyunculara hakaret edeceğimi sanmayın. Umduğunuz buysa eğer, tarayıcınızın sağ üst köşesinde bir X var, çarpım işareti. Oraya tıklarsanız hele bir de üzerine Beyaz TV, Kanaltürk, Habertürk ve hatta TRT açarsanız işlemi tamamlamış olursunuz.
Nasıl çıktık maça önce ona bakalım.
Volkan
Gökhan .  Bekir . Yobo . Hasan Ali
Topal . Raul
Topuz . Alex . Caner
Sow
Dizilişin önemi çok yok aslında önemli olan sahada ne yaptıkları. Raul ile Topal yan yana bazen önlü arkalı olarak oynadılar. Caner solda Hasan Ali, Topuz sağda Gökhan ile ikililer oluşturdular. Alex oyunda kaldığı sürece zekasıyla, geliştirdiğimiz ve şans eseri olmayan her aktivitede baş roldeydi. Sow, iki canavarın kucağına teslim edilince çok yoruldu. 
Bizim nerede hata yaptığımız bakalım ama şunu da unutmayalım, daha 29. saniyede Volkan'ın son anda müdahale edip ancak direğe çelebildiği kafa şutu aslında maçın gidişatı ile ilgili ipuçlarını göstermişti. Kanatları özellikle sol kanadımızı iyi kullandılar. Kanat akınlarıyla bol miktarda pozisyon bulup defansı sürekli hataya zorladılar. Volkan'ın, rahatsızlık veren sakatlığının çok bariz biçimde görülmesi bu akınlarda çıktı ortaya. Yatarak eliyle alabileceği toplarda çekimser kalıp ayaklarını kullandı. Konuyla alakası şimdilik yok ama Volkan'ın bu korkusu hem kendi başına hem de takımın başına iş açabilir. Oynama arzusunu çok iyi anlıyorum ama umarım Rıdvan Dilmen gibi tam olarak iyileşmemiş bir sakatlığı kronik hale getirmez. 
Döndüm maça tekrar. İlk yarıda taraftarın toplu hareket bilinci takıma olumlu yansıdı. Ancak bulunduğum tribünde yaşı +60 civarı olan bir amcanın sürekli olarak her hataya beddua okuması, onun yanındakinin bir başka önündekinin bir başka oyuncuya sürekli saydırması, bireysel bu davranışlar beni kavgaya sürüklüyor. Dışarıda topluluk arasında maç yayını izlemiyorum bir süredir. Tek nedeni bu tipler. Maçlara da mı gitmeyeceğim? Düşünüyorum bazen :(
Ama sahaya bakınca aslında çok da parlak bir durum yoktu. Topla doğru yerde doğru zamanda oynayan rakipti aslında. Söylemek istediğim şu, son saniyede kaçan 2 puan var evet, oraya kadar o şekilde gelmek zaten büyük başarıydı. Hatalara dönelim mi? Yukarıda yazdım birinci sorun fiziksel. Dört aydır top oynamayan bugün de sahada 71 dakika Barton, gayet başarılı bir maç çıkarttıktan sonra "Daha hazır değilim, yavaş yavaş" diyor. Raul hazır değil diyebilir misiniz? Ya da Topal? Peki sorun nerede? Demek denge yok takımda. Şu 110 km. üzerinde koşu muhabbetlerine girmeyelim hiç. Başka yerden bakalım. Varsayımlardan.
Dakika kaçtı Bienvenu'nun yanlış tercih kullandığı dakika? Sanırım 2-1 idi skor. Sonradan girmesine yani fizik gücünün tükenmemiş olmasına (olmalı) rağmen yanlış tercih yaptı. Sorun Bienvunu değil, kişiselleştirmek değil niyetim. Alex de yanlış bir tercih yapabilir o anda. Söylemek istediğim o yanlış tercihin sonucunun sadece kaçırılan bir gol olmadığı. Moral bozukluğu, takım arkadaşlarına verdiği güvensizlik falan. Bunlar sıkıntı. Evet olmamalı ama bir sonraki pozisyonda bunu düşünen bir takım arkadaşı bu nedenle yanlış hamle yapmayacak mı?
Hepsinin sonunda gelmek istediğim nokta şu: takım olmak. Bizim takım olamama sorunumuz var şu anda. Evet fiziksel sorunumuz var, güçsüzüz ama taktikle kapatılabilir, evet taktiksel olarak da futbolcu özelliklerine göre oynamıyoruz, bu da geçicidir, düzeltilir. Ve takım olarak hareket edemiyoruz demek ki. Bu da sorun değil, takım olunur. Sorun bunun için yeterli zamanı ve sabrı gösterebilir miyiz, orada. Top kayıplarında kendi oyuncusuna küfür edenlerden mi bekliyorum bunu? Bilemiyorum.
Güne döndüm. Yediğimiz ilk goldeki sıkıntı, göbekteki iki orta saha oyuncumuzun da, golü atan oyuncunun ikiye bir yapmak amacıyla bindirmesine yanıt vermemesinden kaynaklı. Raul da Topal da takiplerini tamamlamıyor. İkinci golde de ceza alanı içinde bir düzensizlik var. Stoperlerden birisi kafa topuna çıkmayıp kalecinin yanına çizgiye gidiyor. Evet topa dışarıya doğru gecenin kahramanı. Evet oraya iyi niyetle gidiyor. Evet birçoğunuzun aksine ben iyi oynadığını düşünüyorum. Ama Bekir'in işi oradaki kafa topuna çıkmak değil mi öncelikli olarak? Hem de duran top organizasyonunda. Yani sürpriz bir akında değil.
Gelelim tercihlere ve oyuncu değişikliklerine. Bu kadar aksayan bir orta sahayı düzeltmek zor. 4-2-3-1 diyoruz ya, rakip akınlarda 4-4-2 gibi dönüyoruz geriye. Nasıl oldu da 4-3-3 oynayan bir takımın 3 kişilik orta sahasına yenik düşüverdik? Kontrolü nasıl elde tutamadık? Alex'in gol sonrasında çıkması ne kadar doğru? Çıkarsa da yerine Baroni'nin alınması doğru mu? Bence erken çıkarıldı. 2-0 önde ve rakibin risk almayı arttıracağı anlarda, topu ileride tutup, sürpriz koşular yapabilecek oyunculara servis yapabilirdi. Kazanabileceğimiz duran toplarda tehlike yaratabilirdi. En azından bir süre daha yapabilirdi bunları. Ama onu çıkarınca Baroni'yi sokmak yanlış değil. Zira kalan dakikalarda oyuncu değiştirmeden saha içinde diziliş değiştirecekseniz eğer, Baroni gibi aynı anda olmasa da oyunun iki yönünü oynayan birisi işinize yarayabilir. Bu nedenle Alex'in çıkışı erken ama yerine alınan isim doğru bence. Peki ya Sow? En az kendisi kadar çabuk ve kuvvetli stoperlerin kontrolünde ne kadar dayanabilirdi? Zaten topu alıp uçup gidecek bir oyuncu değil, Niang gibi. Çıkartılması doğru ama yerine Bienvenu? Burada duygusal mı davranıyorum bilemiyorum ama Semih'i her zaman tercih ederim. Ve asıl en son değişiklik Caner-Stoch. Aykut Kocaman bu değişikliği Caner'in sakatlığı yüzünden yaptığını, aslında Selçuk'u sokup oyunu tutmak istediğini söyledi maç sonrasında. Ben de çıkan Caner bile olsa Selçuk'u sokabilecek olduğunu düşünüyorum. Kalan 2 + uzatmalarda da, Bienvenu'yu sola yardıma çağırırsın, iyice kapanırsın. Sonuçta Sow'u da sol bekin önünde oynatmadık mı, maç boyunca hem de. Ancak bunların tek nedeni var aslında, takım olamamak ve bir oyun zihniyetimizin oturmamış olması. Ben Sow yerine Stoch'u sokar en azından yapacağı koşularla uzun attığımız topların daha fazla zaman geçirmesini sağlardım. 
Geleyim sadede. Bakın, kabul etseniz de etmeseniz de, teker teker baktığınızda ünlü ve değerli oyuncu sayımız onlardan fazla görünse/olsa da Marsilya bizden çok daha iyi bir takım. Takım diyorum bakın. Yukarıda belirttim. Takım olmamız için gereken zaman ve sabrı gösterecek miyiz? Camia olarak soruyorum. Evet mi hayır mı? Ben umutlu değilim. Bizi sıkıntıya sokan şey, bağıra bağıra da olsa beraberlik golünün son dakikada gelmesi. Bu sezon zor geçecek, orası kesin. Biz zorluğu arttıracak mıyız yoksa.... Yoksa ne?