Kulübün açıklaması enteresan geldi. Genel yorum, UEFA'dan gelecek bir cezadan haberdar olunmuş gibi. Ancak bana daha çok, gelecek cezadan haberdar olunmuş gibi değil de UEFA sopası haberlerinden çok etkilenilmiş gibi geldi. Dönelim mi başa?
Bakın, bu ülkeden adına diktatörlük de denilen bir tek adam başarısı modeli vardır. Bu ülkeden gelen başarılar istisnalar kaideyi bozmasa da hep bir tek adam ve onu izleyen kitleler olarak çıkar ortaya. Aziz Yıldırım bunun için güzel bir örnektir. Ekip işi zordur, başarı zor gelir, olursa da uzun soluklu olmaz, bozuluruz çünkü, birbirimize düşeriz biz. Bu nedenle başarı tek adam yönetiminden çıkar gelir.
Ne dedim demin, Aziz Yıldırım da bir tek adamdır. Bu operasyonda da başka tek adamlar, bir gücü ele geçirmek için yazmışlardır senaryoyu. Bakın, yönetim kuruluna yüklenmenin anlamı çok yok. Oradakiler zaten birkaç isim dışında genelde bunu bilerek otururlar o koltuğa, etkileri çok olmaz. Bizim operasyonumuzda da elimiz kolumuz bağlansın diye, kulübün en önemli adamlarını esir aldılar; tek adamı başkanı, Türkiye'nin en önemli spor hukuku adamını ve kulübün kasasının sorumlusunu.
Kalanlar elleri kolları bağlı kaldılar. Ayrıca bugüne kadar yaşanmamış bir süreçte, bu durumu yönetmek zorunda kaldılar. Çok hata yaptılar, iyi veya kötü niyetli ama çok. Hala da kendilerine gelmiş değiller. Dünkü açıklama da bununla alakalı aslında. Ne diyor kulüp? UEFA bize ceza verebilir. Daha da ileri gireyim, UEFA bize kesin ceza verecek anlamını çıkartalım.
Asıl sıkıntımız burada değil, iş sona doğru gidiyor. Yarın önümüze, aslında çoktan bildiğimiz bir hesap çıkacak? Mevcut güç, hep aynı taktikle ele geçirdi/geçiriyor ülkenin önemli merkezlerini. Ergenkon, Balyoz davalarındaki taktik hep aynı. İftira at, sahte belgeler kanıtlar gibi yap, kolluk kuvvetleriyle destekle, medyayla halkın kafasına "bunlar suçlu" kodunu yerleştir, bunu sık, yoğun ve silsilerle yaparak mücadele edilecek alanı genişlet, yalanlar itibarı zedeler, yalancı tanıklara değer ver, süreyi uzatarak toplumun kanıksamasını sağla. Bizim davamızda da aynı taktik uygulandı.
Yalnız bir fark vardı, diğer hiç bir davada, Fenerbahçe taraftarının duruşunu sergileyen bir kuvvet olmadı. Bu nedenle senaryo yazıldığı gibi oynanamadı zaten. Sürekli değişiyor. Bu nedenle emniyetin 19 maç dediği, savcının 13'e indirdiği senaryo bugünlerde 3-4 maça kadar düştü. Geri adım atıyorlar. Çünkü duvara tosladılar. Daha da atmalarını sağlamalıyız.
İçimizde yorgunluktan olsa gerek, en az cezayla yırtmak gibi suçsuz insanın kabul edemeyeceği bir durumu kabul eder bir tavır var, unutun bunu. Biz temiziz. Temiz kişilere kurumlara ceza vermek hukuksuzluktur. Hele hele kanıt olmadan ceza vermek hem hukuksuzluk hem vicdansızlıktır. Bunu unutmayın. Bu konu pazarlık yapılacak bir konu değil çünkü. Eğer unutursanız, eğer bıkkınlıktan unutursanız aklınıza hiç yere yatan ve hala yatmakta olan yöneticilerin şartlarını getirin. Onlar bıkmadan bizim bıkmaya hakkımız yok, aman unutmayın.
Biz direnişe devam edeceğiz. Bu bir devrim aslında, doğrunun devrimi olmalı. Bu nedenle durumumuzu çok iyi anlatmaya devam etmeliyiz. Evet yönetim çok defa bireysel ya da kurul olara anlamsız açıklamalar yaptı, yanlış adımlar attı. Ama saldırmak çok yarar getirmez. Evet tepki vermek doğal. Evet işten çıkartılmalar kötü. Bunu hem de Fenerium'dan benzer şekilde uzaklaşmış birisi olarak söylüyorum. Enerjimizi, nefretimizin verdiği gücümüzü bunlarla harcamanın alemi yok.
Peki ne olacak? Ben de bağlayamıyorum açıkçası. UEFA'nın vereceği vermeyeceği ceza, bence vermeye hakkı yok ayrı konu. Yöneticilerin AIHM veya CAS veya başka bir uluslararası platformda haklarını aramaları ve bunun sonucu, süren mahkemenin sonucu çok önemli. Bize dün ve bugün olduğu gibi yarın da başkandan vazgeçin diyecekler. O gün nasıl davranacağımız önemli.
Ufak bir tüyo, kulübü ele geçirmek isteyenler, bu kulüp güçsüz düşerse emellerine ulaşmaları mümkün olmaz. Belki de kendi ipimizi kendimiz kesmemiz gerekebilir. Unutmayın yaşanan dönem kadar zor bir dönem daha başlayacak muhtemelen. Hazırlıklı olmakta fazda var.