BEKLENMEYEN KARARLAR


Uzun uzun yazmam gerekiyordu, bu nedenle bu saatlere kaldı, kusura bakmayın. Büyük bir hukuksuzluk daha. Şekip Mosturoğlu ve Cemil Turhan'a birer, İlhan Ekşioğlu'na 3 yıl hak mahrumiyeti cezası verildi. Herhangi bir para akışı tespit edilemiyor çünkü yok. Sadece birkaç telefon konuşması metni ve fotoğraflarla suç şüphesi yaratılıyor ve bu da cezaya neden oluyor. 58. maddeyi değiştirip zaten şikenin önde gidenini yapıyor TFF. Burada da kulübün resmi ve kişilerin şahsi hesaplarında tespit edilmiş bir şey yok. İbrahim ve Serdar günah keçisi gibi ceza alıyorlar.

En basitinden Cemil Turhan'ın "Fenerbahçe-Ankaragücü" maçıyla ilgili cezalandırılıp bu maçla ilgili rakip takımdan herhangi bir kişinin (yönetici, futbolcu, menajer) cezalandırılmaması işin dizayn edildiğinin örneğidir. Cemil Turhan, İlhan Ekşioğlu ve Yavuz Ağırgöl, Fenerbahçe-Ankaragücü maçının sonucunu etkilemeye teşebbüsü nasıl ve neyle yapmışlar belli mi? Ben bilmiyorum. İlhan Ekşioğlu "Eskişehirspor- Trabzonspor" maçıyla ilgili ceza alan tek kişi açıklamaya göre. Aynaya bakarak mı yapmış teşvik teşebbüsünü?
Gerekçeli karar diyorlar, görecek miyiz onu da bilmiyorum. Bu üçlü kendi aralarında şike yapmak üzere konuşup da ceza aldılarsa başka bir şey diyemiyorum. Bu bir operasyondur ancak başarılı olamayacağını anladıkları için operasyon tasarımcılarının durumu düzeltmek adına iyice saçmaladıkları bir operasyondur. Gelinen noktada ceza çıkmaması, kendi emniyet (19 maçta şike ve teşvik tespit eden kuruluş) ve kendi savcısını (bir maçla ilgili şike görüşmesi iddiasını bu görüşmeyi maçtan sonra yapılmaya başladığını kanıt olarak sunan savcı) aslanların önüne atamayacakları açık ve net. Diğer yandan paramparça edilen kamuoyunun bir kurban arıyor olması.
Aziz Yıldırım'ın akşam çıkışı sertlik ve zamanlama olarak çok yerinde oldu. Yönetimin yapması gereken açıklamayı muhtemelen bekletip, başkanın yapması sağlandı. Açıklamalar çok doğru. Hukuk neye elveriyorsa kulüp ya da ceza alan kişiler acil olarak tahkime gitmeli. Tahkimden olumlu sonuç çıkmazsa davayı CAS'a taşımalılar. Ne demiştik, yarım puan, çeyrek kuruş cezayı kabul etmeyiz. Ceza alan yöneticilerimizin başkandan bir farkı yok, aynı tarifeyi uygulamalıyız.
En başta söyledim, kandırılan ve kanmak için fırsat kollayanların, aklanmış Fenerbahçe'ye tahammül edemeyecekleri çok açık değil mi? Biz bütün kurguyu görüp bizimkilerin suçlu olmadıklarını haykırıyoruz, kabul mu edeceğiz iftiraları? Ülkeyi bu hale getiren bu operasyonu kurgulayıp oynayanların, bu kurguya ister bilerek ister aptallıkları ya da Fenerbahçe nefretiyle alet olanların bin türlü belasını versin Allah. Umarım dün gece kağıtlara sarılarak atılan taşlar, hem hazırlayıp atanların hem de yukarıda bahsettiğim kişilerin kafaların düşer gökten. Hepsine lanet olsun.