Önce şunu söyleyeyim; kadın basketbolcularımız nefis bir sezonu hedeflerine ulaşarak kapattılar. Bu sezon Galatasaray'a 3 kez yenildiler ancak bu yenilgilerden 2 tanesinde 2 kupayı kaptırdılar ezeli rakibe, sağlık olsun. Oysa bu sezon bu akşama kadar da 2 tanesi normal lig, bir tanesi Euroleague diğer 2 tanesi de play-off finali olmak üzere 5 kez galip ayrılmışlardı sahadan. Maç gitti geldi, gitti geldi ve bizde kaldı. Müthiş bir mücadele verdikleri maçı, rakibin sadece Taurasi'yle ayakta kalmaya çalıştı son dakikalarda söküp aldılar.
32 sayı atan ancak 40 dakika sahada kalan Taurasi çare olmadı düşman kardeşe. Müthiş isimlerden kurdukları takımı, gerçek bir takım olan Fenerbahçe geçiverdi uzun maratonda. Bu takım Euroleague finali için mücadele ederken onları yalnız bıraktık. Ben kendi adıma pişmanım. Belki de o kupayı diğer kupalarımızın yanına koyacaklardı, uzatmadık elimizi, ne yazık ki.
Geçen sezon 5'te 5 yapan futbol, erkek ve kadın basketbol ve voleybol takımlarımız, bu sezon kadın voleybolundaki saçmalıklar sonrasında 2'de 1'le devam ediyorlar mücadeleye. Evet en büyük mücadele adalet mücadelemiz bu sezon ama bu zaferler de ne kadar önemli unutmamak gerek. Bitmeyen ama hep artan bir destekle direnmeliyiz, her sahada. Herkes görevini yapmalı. Şimdi sırada erkek voleybol, sonra futbol ve erkek basketbol var. Bizim görevimiz belli, onlarınki de.
Not : Geçen sezon doping yapmayan Taurasi bu sezon da yapmadı elbette. Ancak geçen sezon şampiyonluğu görmeden giden Taurasi bu sezon son maça kadar kalmasına rağmen yine göremedi o şampiyonluğu. Bunun yorumu olmaz elbette ama akıllara yazılsın istedim. Geçen sezon bu takımın üstüne Taurasi olayıyla gelip, bir sporcunun haksız yere lekelenmesine ses çıkartmayanlar, bu sezon dopingci dedikleri o sporcunun eline baktılar. Sözüm meclisten dışarı. Skandalın sorumluları istifa etmiş miydi bu arada, aklıma geldi de birden ;)